79 Yıldır dinmeyen acı; Ahıska Sürgünü

Yayınlama: 13.11.2023
63
A+
A-

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) lideri Josef Stalin tarafından 79 yıl önce ana vatanlarından koparılan Ahıska Türklerinin kalbinde sürgünün acısı ve vatan hasreti ilk günkü gibi tazeliğini koruyor.

Gürcistan’ın Türkiye sınırında yer alan Ahıska, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından imzalanan antlaşmayla Rusya’ya bırakıldı. Bölge, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği sınırları içinde kalan Gürcistan’a bağlandı. Bu dönem, SSCB içindeki tüm Türk ve Müslüman topluluklar gibi Ahıska Türkleri için de acıların başlangıcı oldu.

Dönemin SSCB Lideri Stalin, İkinci Dünya Savaşı’nda Rus ordusunda savaşmalarına rağmen Ahıska Türkleri için sürgün kararını imzaladı.






Stalin’in emriyle bir gece ansızın gelen haber üzerine doğup büyüdükleri vatanlarından zorla terk ettirilen Ahıska Türkleri, “ölüm katarı” olarak adlandırılan hayvan vagonlarına istiflenerek bilinmez bir yolculuğa çıktı.

Yaşanan sürgünü en ince ayrıntısına kadar anlatarak yaşanan zulmün acısını hala yaşadıklarını ifade eden İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Rüstem Musaoğulları şu ifadeleri kullandı:

“Takvimler 14 Kasım 1944’ü gösteriyordu. Bir kış gecesinde, Ahıska Türkleri hayvan vagonlarına konularak yokluğa sürüldü. Bilinmezliğe giden o yolculukta binlerce Ahıska Türkü hayatını kaybetti. İnsanlık tarihinin kara bir lekesi olan Ahıska Sürgünü hala hafızalarda ve yüreklerde. Gürcistan’ın Türkiye sınırında yer alan Ahıska, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından imzalanan antlaşmayla Rusya’ya bırakıldı. Ahıska, Çarlık Rusya’sının hâkimiyetine girmişti. Ahıska Türklerine Çarlık Rusya’sı döneminde yapılan baskı ve zulümler, Sovyetler Birliği (SSCB) döneminde de devam etti. Türk ve Müslüman olarak Gürcistan’da yaşamak onlar için artık zordu. Özellikle Stalin döneminde, bu baskılar git gide arttı. Ahıska Türklerinin önde gelen aydınları, türlü bahanelerle tutuklanıp ya öldürüldü ya da sürgün edildi. Türklerin soyadları değiştirildi, Ahıska ve çevresine “sınır koruması” gerekçesiyle binlerce asker yerleştirildi. Askere alınmayan Ahıska Türkleri, 2. Dünya Savaşı’na başlayınca askere alındı. 40 bin kadar Ahıska Türk’ü Almanlarla savaşmak üzere cepheye gönderildi. Geride kalan kadınlar ve yaşlılar da demir yolu inşaatında çalıştırıldı. Ancak bu hattın kendilerini sürgüne gönderecek bir yol olduğundan haberleri yoktu. Stalin, 2. Dünya Savaşı’nda Rus ordusunda savaşmalarına rağmen tıpkı diğer tüm Türk topluluklarına yaptığı gibi Ahıska Türkleri için de sürgün kararı imzaladı. 200’den fazla köy ve kasabada yaşayan binlerce insan, yük ve hayvan vagonlarıyla taşındı. Yanlarına eşyalarını almalarına izin verilmeden yokluğa sürüldüler. Sayıları 86 bini bulan Türk, Ahıska’dan Orta Asya’nın çeşitli bölgelerine sürgün edildi. Vagonlarda üst üste bindirilen Ahıska Türklerinin bu zorlu yolculuğu bir aydan fazla sürdü. Yolculuk sırasında yaklaşık 17 bin Ahıska Türkü, açlık, soğuk ve hastalık nedenleriyle hayatını kaybetti. Hayatta kalan Ahıskalılar; Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan sınırlarına bırakıldı. Açlık, salgın ve bulaşıcı hastalıklar nedeniyle 30 bin Ahıskalı daha Orta Asya’nın çeşitli bölgelerinde hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, oluşturduğu çalışma kamplarında kadın, yaşlı, çocuk ayrımı yapmadan Ahıskalıları en ağır işlerde çalıştırdı, eziyete maruz bıraktı. Ahıska Türklerinin şehirlere yerleşmelerine yasak getirildi. Bulundukları yerlerden izin almadan ayrılmamaları için kural konuldu. Bu kuralı ihlal eden Ahıskalılar, yakınlarıyla birlikte Sibirya’ya 25 yıllık sürgüne gönderilerek cezalandırıldı. Üzerinden 78 yıl geçti. Acı hala hafızalarda ve yüreklerde taze. 600 bine yakın Ahıskalı Türk, dünyanın çeşitli yerlerinde vatanlarına hasret olarak yaşıyor”

“Stalin yönetimi, sürgünün gerekçesini “Tüm erkekleri Ruslarla cephede olan Ahıskalı Türklerin, 2. Dünya Savaşı’nda Nazilerle iş birliği yapması” olarak gösterdi. Sovyetlerin dağılmasıyla bu iddianın doğru olmadığı ve gerçek amacın başka olduğu ortaya çıktı. SSCB kayıtlarına göre, Kırım ve Ahıskalı Türklerin sürgünü, Karadeniz çevresini Türklerden temizlemek amacıyla yapıldı. Bugün Ahıska bölgesinde yaklaşık 20 bin kişi yaşarken buradaki nüfusun çok küçük bir bölümünü Türkler oluşturuyor. Ahıskalı Türklerin çoğunluğu, zorunlu sürgün edildikleri yerlerde veya daha sonra göçtükleri ülkelerde yaşamlarına devam ediyor. Uluslararası kuruluşların raporlarına ve çeşitli kaynaklara göre, bugün 550-600 bin Ahıska Türk’ü vatanlarından uzakta yaşıyor. Ahıskalı Türklerin en çok yaşadıkları ülkelerin başında Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Özbekistan, Kırgızistan, Ukrayna ve ABD geliyor. SSCB’nin dağılmasıyla gündeme gelen “Ahıskalı Türklerinin topraklarına dönme meselesi” yıllara rağmen bir çözüme kavuşamadı. Gürcistan yönetimi ise 2007 yılında kabul edilen Ahıskalı Türklerin ana vatanlarına geri dönüşünü kapsayan yasaya rağmen hala somut adımlar atmadı. Sovyetler Birliği tarafından 78 yıl önce 14 Kasım günü vatanlarından sürülen Ahıska Türkleri, sürgündeyken çektikleri eziyetler ile yaşadıkları zor ve acı günleri hafızalarından silemiyor”

“Zulmü yaşayan annelerimizden biri olan, 4 yaşındayken ailesiyle sürgüne gönderilen 83 yaşındaki 10 çocuk annesi Simizar Mehmetoğlu, durumu bizler için şu ifadelerle özetliyor; ‘“Babamın rengi neydi, büyük mü küçük mü, güzel mi, çirkin miydi? Bilmem. Ayakta, bedende yok. Her şeyi urba edip giyindik. 6 yıl Özbekistan’da bir kırık emeğe hizmet ettim. Kapılarını süpürdük, hayvanlarına ot taşıdık. Anneme yardım edip ot biçtik. Çamurlu su içtim. Böbreklerimde taş oldu. İlk önce Özbekistan’a sürgün edildiğimizde ben ve kardeşlerim körpeydik. Trenle gittik. Bir ay trenle götürdüler. Trende kim bir şey derse onu suya atıyorlardı. Su ve yemek yok. Aç ve sahipsiz trende bir ay gezdik. Çok zorluk gördük. Şimdi anlatınca gördüğüm zorluklardan dolayı beni titreme tutuyor. Özbekistan’a körpe girdim yaşlı çıktım. Anne ve baba yok. 40 yıl Özbekistan’da yetim yaşadık’… Bizler de zulme uğrayan büyüklerimizin acısını her zaman kalbimizde hissediyoruz. Bu zulmü unutmamak ve unutturmamak için de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz”

19 KASIM PAZAR GÜNÜ PROGRAM İCRA EDİLECEK

Musaoğulları, zulmün 79’uncu yıldönümü nedeni ile İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği olarak bir program tertip ettiklerini ifade etti.

Program ile ilgili açıklamalarda bulunan Musaoğulları, şu ifadeleri kullandı:

“Sürgünün yıldönümü nedeni ile derneğimizin düzenleyeceği programa ben şimdiden tüm vatandaşlarımızı davet ediyorum. 19 Kasım Pazar günü, saat 14.00’da 5. Mevsim Kültür Merkezi’nde programımızı gerçekleştireceğiz. Sürgün ile ilgili çeşitli programların yer aldığı etkinliğimize tüm İnegöl ilçe halkını davet ediyorum”

HABER: SERHAT ÇİÇEK



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş