Aptal Kutusunun Köleleri

Birkaç yıl önce taşınırken televizyonu ardımızda bırakmaya karar vermiştik.   Zaten ebeveyn olarak bir şey izlemek istediğimizde bilgisayardan bulup izliyor, onun dışında ekranla işimiz olmuyordu.   Taşındıktan sonra bir yakınımız televizyon hediye edince bir kenara koyup kanal ayarı filan yaptırmadık.   Çünkü çocukların kumandayı eline alarak istedikleri anda istedikleri kanalı açıp, izleme fikri oldukça rahatsız […]

Yayınlama: 25.09.2020
4.342
A+
A-

Birkaç yıl önce taşınırken televizyonu ardımızda bırakmaya karar vermiştik.

 

Zaten ebeveyn olarak bir şey izlemek istediğimizde bilgisayardan bulup izliyor, onun dışında ekranla işimiz olmuyordu.








 

Taşındıktan sonra bir yakınımız televizyon hediye edince bir kenara koyup kanal ayarı filan yaptırmadık.

 

Çünkü çocukların kumandayı eline alarak istedikleri anda istedikleri kanalı açıp, izleme fikri oldukça rahatsız ediciydi.

 

Televizyon sadece hafta sonları açılıyordu artık, o da bilgisayara bağlı olarak. 

 

Televizyon kanalı yok.

 

Fakat şu karantina dolayısıyla evde kalmak hepimizin ekran süresini ciddi ciddi etkilediğinden

olsa gerek evlere kapanışımızın dördüncü haftasında evde hafiften bir isyan görüldü,  

tahammüller azaldı ve çocuklar sınırlı olsa bile günlük televizyon rutini oluşturmaya başladı. 

 

Eskiden beri televizyona aptal kutusu dendiğini duyardım.

 

Hatta Avrupa’da televizyon izleme kültürünün çok az oluşu ile Türkiye’deki izlenme oranı arasında karşılaştırma yapılırdı.

 

“Eğer düzgün programlar izlenirse faydası var” diyen bir tayfa var bir de “Ekrandan uzak sadece kitaplardan bilgi edinmeli” diyen bir grup.

 

Ben kendimi ikinci gruba daha yakın bulduğumu itiraf etmeliyim.

 

Zira ekranla olan ilişki ne kadar çoğalırsa okuma isteği aynı oranda azalıyor.

 

İşin ilginç tarafı ekrana sadece televizyon izlemek için meyletmiyoruz artık, pdf kitaplar sayesinde sayfalara dokunmadan beyaz ekrandan kitap da okuyoruz.

 

Açıkçası bana, sayfaları tek tek çevirmeden ekrandan kitap okumak en başından beri çok ruhsuz geliyor.

 

Zira sürekli ekrana bakmak, ister kitap ister güzel bir film için olsun bir zaman sonra odaklanma problemini yanında getiriyor.

 

Bunun yanı sıra küçüklüğünde sıkıntıdan ansiklopedi, sözlük okuyan çocukla sıkıntıdan televizyon izleyen başka bir çocuk ileriki dönemde karşılaştırılsa (ki örnekleri çok) eminim ilk çocuğun yetişkinlik döneminde de okuma hayatı devam ediyor olur.

 

Virüs sonrası yapılan araştırmalara göre ise karantina döneminde (Mart ayından bu zamana dek) televizyon izleme oranı yüzde 23 artmış.

 

Hakikaten karantina boyunca malum film siteleri hiç olmadığı kadar çok izlendi.

 

Televizyon kanallarında tam olarak ne  vardı bilmiyorum ama internetten takip edebildiğim kadarıyla eski dizilerin birçoğunun tekrar yayında olduğunu gördüm.

 

İnsanlar eskisi gibi gibi sosyalleşemiyor, kalabalık toplantılar tertipleyemiyor dolayısı ile “Evde kal” çağrısına uyarak evde oluyorken bir yandan da televizyon düğmelerine daha fazla dokunuyor oldular.

 

Geçen hafta Eba TV’de dersler başladı ve dersler doğal olarak ekran sayesinde öğrenciyle buluşuyor.

Eskiden örgün eğitimin saçmalıklarla dolu olduğunu düşünür, ev okulunu daha özgür ve ileri bulurdum.

 

Gelgelelim okulların uzaktan eğitime geçmesinin yanı sıra Eba’ya bağlanamama sonucu olarak eksik konuları çeşitli eğitim kanallarından takip etme derken iyice ekran etrafında dönen bir yaşama biçimine doğru evrilmeye başladık.

 

Ev okulunda da nihayetinde çeşitli kurslara vs. dâhil olunmadan sosyal olunması mümkün değil aslında, bir nevi öğrenciye özel eğitim metodu.

 

Velhasıl bu ekran aracılığı ile eğitim hayatımıza girdiğinden beri örgün eğitimin sadece ders olmadığını, çocuğun sosyal gelişimini ciddi anlamda olumlu etkilediğini de gözlemlemiş bulunmaktayım.

 

Dolayısı ile en başından beri ekran karşıtı ebeveynler iken hepimizin odaklandığı nokta ekran oldu.

Hani evlerimizi televizyon etrafında dizayn edip, ona yönelik şekilde koltuklarımızı döndürüyorduk ya, hah işte şimdi küçük tanrımızın çeşitli şekillerde kendini ilan ettiği ama bizim elzem diyerek görmezden geldiğimiz zamandayız.

Sonumuz hayrola.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.