Psikoloji eğitimi nedir, ne değildir?

Geçtiğimiz günlerde bir üniversite yeni dönemde Psikoloji eğitimini açıköğretim fakültesinde de vereceklerini duyurdu. Bir sürü hashtagler oluşturuldu, yazılar yazıldı, şikâyetler dile geldi fakat bu kadar ses çıkaran grup hangi zamanda diliminde yaşadığımızı belli ki unutmuştu. Nedendir bilmiyorum bir çok kişinin açıköğretime bakış açısı hâlâ fi devrinden kalma bir hâlde. Hâlbuki açıköğretim fakülteleri öğrencileri de ödev […]

Yayınlama: 21.07.2020
4.762
A+
A-

Geçtiğimiz günlerde bir üniversite yeni dönemde Psikoloji eğitimini açıköğretim fakültesinde de
vereceklerini duyurdu.
Bir sürü hashtagler oluşturuldu, yazılar yazıldı, şikâyetler dile geldi fakat bu kadar ses çıkaran grup
hangi zamanda diliminde yaşadığımızı belli ki unutmuştu.
Nedendir bilmiyorum bir çok kişinin açıköğretime bakış açısı hâlâ fi devrinden kalma bir hâlde.
Hâlbuki açıköğretim fakülteleri öğrencileri de ödev yapıp mail olarak gönderiyor, ders hocaları ile
kontak hâlinde ve en önemlisi dört yanlışın bir doğruyu götürdüğü sistemde derslerden geçebilmek
için kitabı adeta hatmediyor.
Açıköğretim fakültelerinin bazı bölümlerinde belli bir kontenjan var bazılarında ise staj mecburiyeti.
Her ne kadar bu hızdan hoşlanmasak da hayat akıyor, sürekli bir şeylere yetişmek için koşarak
yürüyoruz, üstelik anı yaşama, gökyüzünü izleme vb. duygular köyde tarla çapalayan amcaya bile
ütopik artık.
Eğitim dediğimiz kara tahta, bir hoca ve bir sürü insanın oturup bir yere dikkat etmesi ise aynı şey
aylardır internet üzerinden de yapılmıyor mu?
Eğitimin yeterli olması için öğrencinin illa ki dört duvar arasında olması mı gerekli?
Hem sadece fakültede gördüğü dersler ile mi meslek sahibi olunuyor?
Aslında fakültedeki eğitimler genellikle staj, sahada yetiştirilmek üzere çalışma gibi destekleyici
faktörler ile tamamına ermiyor mu?
Yıllardır üniversite hocaları okula boş boş gidip gelip kendini piyasaya süremeyen bu çocuklardan
şikâyet etmiyor muydu?
Özel üniversitelerde öğrencilerin parayla sınıf geçtiğini duymamışlar mı?
Yoksa bu kadar ses çıkarılmasının sebebi danışan azalacak, dolayısıyla gelirlerinin düşecek olması
mı?
Öte yandan malum sitelerden birinde bu mevzuya dair yapılan yorumları okurken “Türbanlı
psikologlar” (tüm sakinliği elden bırakıp türban diyen kişilerin ağzına ağzına vursak acaba başörtüsü
demeyi öğrenirler mi?) diye başlık açıldığını bir de üzerine bir sürü yargılamalarda bulunduklarını
gördüm.
Şöyle bir baktım yazılanlara da bu kadar cahilin olduğu bir yerde açıköğretimin küçük görülmesi
zaten çok normal.
Bizzat başıma gelen bir mevzuyu anlatayım: Yaklaşık 9 sene önce şehrin en işlek caddelerinden
birinde merkezi olan meşhur bir terapiste gitmiştim.
Zira annemi kaybetmiştim ve bununla baş edemeyecek hâle geldiğimden dolayı başka yol
bulamamıştım.
Nitekim gittiğim hanımefendi beni bir müddet dinledikten sonra “Daha önce sizin gibi bir danışanım
hiç olmadı.( Başörtülü oluşumu kastediyor.)
Sizin gibi insanlar ( Çünkü biz uzaylıyız!) bu gibi olaylarla inancınız sayesinde daha kolay başa
çıkıyorsunuz diye biliyordum ama neyse bir şekilde anlaşacağımızı düşünüyorum” deyince şöyle bir
afalladım.
Konuşmamız sadece 10 dakika sürdü ve bunun için 120 lira aldı.
Ofisinden çıkıp gittikten sonra bana bir kaç kez ulaşmaya çalıştı ama ben notunu vermiştim esasen.
Başka bir terapist ise hâlime şükretmem gerektiğini söyleyip parasını benim verdiğim seansta kendi
yaşadığı ailevi sıkıntıları anlatmıştı.
90 lira karşılığında bir terapistin geçmişini dinlemiştim.
Her ikisinin de şehirde bilinen terapistler olması ise işin vahim kısmı.
Bu tecrübelerimi çevredeki arkadaşlarla paylaştığımda hepsinin saçma sapan bir psikolog geçmişi
olduğunu duymak gerçekten acınılası bir ahval içinde olduğumuzu gösteriyor.
Bu bahsettiğim kişilerin hepsi örgün ve Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden mezun olmuş,
diplomasını da göğsünü gere gere duvara asmış kişiler.
Madem örgün eğitim bu kadar muhteşemdi de neden üniversite mezunu bir sürü genç, zombi gibi
donuk gözlerle dolaşıyor etrafta?
Neden etik ahlak vs. gibi kavramlardan hepsi bi haber?
Gençlerimiz aylık kazanacakları parayı ta lisede hesaplamaya başlıyorda neden çoğunluğu bir dünya
klasiği okumamış yahut bir şiir bile ezberleyememiş?
İlkokuldan üniversiteye kadar örgün eğitim görmüyor mu bu çocuklar?
Geçiniz efendim geçiniz!
Mevzu uzaktan yahut açıktan eğitim filan değil, mevzu gene para mevzusu, statü mevzusu!
Zira psikologların toplumun sorunlarına çözüm bulma derdi olsaydı şu süreçte bir araya gelip tek
yumruk oldukları gibi şimdiye dek gördükleri aksaklıklar için de bir araya gelebilirdi.
Ama onlar sadece menfaat de bir araya gelmeyi seçtiler!
Halk kimsenin umurunda değil…



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.