Umut hep var!

Üzgünüm… Geçtiğimiz günlerde İzmir’de meydana gelen deprem sonrasında evleri yıkılan, sokakta kalan insanlar için üzgünüm… Üzgünüm… Saatlerce enkaz altında kaldıktan sonra kurtarılan minicik bebeğin yıllarca bunun travmasını yaşayacağını düşündükçe üzgünüm… Üzgünüm… Bir ailenin topyekûn cansız bulunuşuna üzgünüm… Üzgünüm… Sayfa sayfa kayıp ilanı verilen evcil hayvanlar için üzgünüm… Üzgünüm… Başını örtünce, sakal bırakınca, iki rekât namaz […]

Yayınlama: 04.11.2020
4.219
A+
A-

Üzgünüm…

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de meydana gelen deprem sonrasında evleri yıkılan, sokakta kalan insanlar için üzgünüm…

Üzgünüm…






Saatlerce enkaz altında kaldıktan sonra kurtarılan minicik bebeğin yıllarca bunun travmasını yaşayacağını düşündükçe üzgünüm…

Üzgünüm…

Bir ailenin topyekûn cansız bulunuşuna üzgünüm…

Üzgünüm…

Sayfa sayfa kayıp ilanı verilen evcil hayvanlar için üzgünüm…

Üzgünüm…

Başını örtünce, sakal bırakınca, iki rekât namaz kılınca kendini üst dereceli iman sahibi mümin olarak gören fakat hakikatte boş kafası ile sanki kendisi (Haşa) Allah’mış kibirlenen zahirde ismi Müslüman, bâtında cahil kişiler için üzgünüm…

Üzgünüm…

Başkasına çomar diyerek çomar durumuna düşenlerin cahilliği için üzgünüm…

Birileri (Haşa) kendini Allah’a denk görmüş ötekinin günahlarını sayıp döküyor, öteki kendini temize çıkarmaya çalışırken çamura batıyor.

Hiç kimse bir başkası için ama demeden üzülmüyor.

Binalar yıkılıyor, insanlar ölüyor, sağ kalanların bir kısmı orada burada sığınmaya çalışırken, bir kısmı  üç kuruşluk ev sahiplerinin fahiş fiyattan verdikleri evleri tutmak zorunda kalıyor.

Bazen yazılanları okuyunca öfke doluyor içim, “Bir insan nasıl böylesine basiretsiz olabilir” diye deliye dönüyorum, bazen de “Bilselerdi yapmazlardı” diye “Allah kalplerine merhamet versin” diye dua ediyorum.

Haberlerden kaçıyorum.

Sosyal medyadaki kurtarma videolarını izlemek istemiyorum, kapatıyorum.

Biraz da başkalarının acılarının böylesine ortaya dökülmesini mahremi saçmak olarak görüyorum.

Çünkü gün gelecek ve bugün evi yıkılan, sokakta feryat figân gezen, enkazdan bedeni sağ ama ruhu paramparça kurtarılanlar rahata erecek elbet.

Lâkin takipçi toplamak isteyen bir grup saçma sapan insanın sayfalarında kendini, evini, çocuğunu görünce o hâli, o ızdırabı tekrar tekrar hatırlayacak.

Değer mi?

Değmez!

Hep ümit etmek istiyorum.

“Falanca tarihte, falanca zamanda, falanca depremi yaklaşıyor” cümlelerinden nefret ediyorum.

Felâket tellâlı, dilleri zehirli insanların ağzına hiç çıkaramayacakları bir bant yapıştırmak istiyorum.

Can pazarını kendine arka plan alıp acıdan haber devşiren muhabirleri kovalamak istiyorum.

Acıdan haber olmaz çünkü.

Çünkü bugün yaşadıkları her neyse geçecek.

İçlerinde elbette yara kalacak, korku kalacak ama daha güçlü olacaklar…

Umut ve ümit hep var.

Bizimle…

Bizim için var…

 

 

 

 

 

 



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş