DÖRT MEZHEP VE DOĞUŞLARI

Kıymetli Okurlar…Bu mesele’ye dikkatinizi güzelce vermeniz çok faydalı olacaktır.Çünkü bazı insanların sapıklığa ve birçok yanlışa düşmesi bu meseleleri iyi anlayamadığı ve kavrayamadığı içindir. Çoğu insan sorar, Kendi çapında veya insanlara; ‘’Hak bir olur; nasıl böyle dört mezhebin ayrı ayrı, bazen birbirine zıt hükümleri hak olabilir.’’? Hal böyleyken birde bu dört mezheple yetinmeyip başka mezhepler çıkartanlarda […]

Yayınlama: 01.07.2017
20.864
A+
A-

Kıymetli Okurlar…Bu mesele’ye dikkatinizi güzelce vermeniz çok faydalı olacaktır.Çünkü bazı insanların sapıklığa ve birçok yanlışa düşmesi bu meseleleri iyi anlayamadığı ve kavrayamadığı içindir.

Çoğu insan sorar, Kendi çapında veya insanlara; ‘’Hak bir olur; nasıl böyle dört mezhebin ayrı ayrı, bazen birbirine zıt hükümleri hak olabilir.’’? Hal böyleyken birde bu dört mezheple yetinmeyip başka mezhepler çıkartanlarda var o da ayrı bir sapıklık ve anlamsızlıktır ki, o konuya da ileriki yazılarımızda açıklık getireceğiz inşallah.

Evet şimdi gelelim geçen soruya, Bu sorunun cevabını en güzel Bediüzzaman Said Nursi hazretleri özetle şu cevabı verir: ‘’Bir su, beş muhtelif mizaçlı hastalara göre beş hüküm alır. Önemli miktarda su kaybeden bir hastaya su içmesi vaciptir,şarttır.Yeni ameliyattan çıkmış bir hastaya zehir gibi zararlıdır.Tıbben ona haramdır.Diğer bir hastaya kısmen zararlıdır; Su içmek ona tıbben mekruhtur.Diğer birisine zararsız menfaat verir,tıbben ona sünnettir.Diğer birisine de ne zarardır ne de menfaattir.Tıbben ona mubahtır afiyetle içsin… İşte burada hak taaddüt etti,birden fazla oldu. Beşi de haktır.








’’Su yalnız ilaçtır, yalnız vaciptir ,başka hükmü yoktur.’’ Denilebilir mi ?

İşte bunun gibi ilahi hükümler mezheplere uyanlara göre değişir.Hem Hak olarak değişir ve her biride hak olur,maslahat olur.

Birbirinden farklı gibi görünen mezheplerdeki teferruat meselelerinin hangisini ele alsak, imamların dayandıkları noktaların hak ve hakikat olduğunu görebiliriz. Bu husuta İmam Şarani hazretleri ‘’Mizan’’ isimli bir eser yazmış, mezhep imamları arasında bir mukayese yaparak hangi hükmü nasıl anladıklarını ortaya koymuştur.

Anlattıklarımıza misal vermek daha da açıklıyacaktır;

Mezhep imamları islamimeselelerdee değil, uygulanış tarzında kendilerine göre haklı sebeplerle ihtilaf etmişlerdir. Mesela abdest alırken başa meshetmekte bütün imamlar ittifak etmişlerdir.Ancak meshin tarzında ve miktarında ihtilaf etmişlerdir.

Abdesti bizlere farz kılan Rabbimşzin, ‘’Başınıza meshediniz’’ emri arapça olarak ‘’biruusiküm’’ ibaresiyle gelmiştir. Dillerin en zengini olan arapça’da çeşitli kelimelerin başına ‘b’ harfi, bazen ‘’güzelleştirmek’’ bazen ‘’bazı’’ manasını vermek, bazen de ‘’bitiştirmek’’ manasını vermek için gelir. Abdest ayetinin ‘’ruusiküm’’ kelimesinin başına gelen ‘b’ harfini mezhep imamlarının her biri ayrı manada anlamışlar ve bundan farklı bir uygulama ortaya çıkmıştır.

Bunun içindir ki İmam-ı Malik hazretleri: ‘’Başa meshederken , başın tamamı meshedilmelidir. Zira buradaki ‘b’ harfi güzelleştirmek için gelmiştir.Kendi başına bir manası yoktur.’’ Der.

İmam Ebu Hanife hazretleri ise : ‘’Bu ‘b’ bazı manasına gelen ‘b’ dir. Başın bir kısmı meshedilsekafi gelir’’ der.

İmam Şafii hazretleri ise: ‘’Bu ‘b’ bitişmek manasına gelen ‘b’ dir.Sadeceel’in bitişmesi, birkaç kıla değmesi kifayet eder, mesh tamam olur.Hal böyle olunca mezhep imamlarının her birinin hak yolda oldukları, teferruattaki ayrılık gibi görünen hükümlerin bir ihtilaf konusu olmadığı kendiliğinden ortaya çıkar ve kötü maksatlı olanların iddialarını havada bırakır…

Ve yine çeşitli kesimler tarafından ‘’mezhep’’ meselesi gündeme getirilir.

Bakınız ‘MEKTUBAT’ta 449’ İtikat ve amel diye iki kısımdan meydana gelen islam dininde, mezhepler, ameli (pratikte yaşanan) kısımları konu edinir.Birden fazla mezhebin meydana gelmesi, nazari prensiplerin mezhep imamlarınca farklı anlaşılmasından ileri gelmektedir.diye geçiyor.

Mesela Hz peygamber Efendimiz (s.a.v) namaz kılarken mübarek alınlarına taş batar ve alınları kanar. Hz Aişe (r.anh) validemiz taşı Peygamber (asm) efendimizin alnından alarak yere atarlar.Peygamber (asm) Efendimiz yeniden abdest alarak namazlarını kılarlar. Hanefi mezhebi imamı, İmam Azam Ebu Hanife hz ile Şafii mezhebi imamı, İmam şafiihz abdesti bozan meseleleri ele alırken bu meseleyi değerlendirirler. İmam Azam hz ‘’Peygamber (asm)efendimizin alnına batan taş kan çıkardığı için Efendimiz abdest almıştır.’’hükmüne varırken; Şafii hz abdestin bozulmasına Hz Aişe (ranh) validemizin Peygamber (s.a.v) Efendimizin alnına dokunmasına bağlamıştır.Böylece Hanefi mezhebinde az bir kan abdesti bozan sebeplerden biri olurken, Şafii mezhebinde kadının temasıyla abdestin bozulması kaide olarak benimsenmiştir.Görüldüğü gibi her iki hükümde doğrudur. Ve haklı bir gerekçeye dayanmaktadır.Peygamber (s.a.v) Efendimize kadar itikadi noktalarda aynı olan şeriatler teferruat kısımlarında değişerek gelmiş, hatta bir asırda ayrı ayrı kavimlere ayrı şeriatlergönderilmiştir.Ancak peygamber (s.a.v) efendimizle birlikte daha başka şeriatlere ihtiyaç kalmamış ve onun dini bütün asırlara kafi gelmiştir.Fakat teferruat meselelerinde birtakım mezheplere ihtiyaç kalmıştır.Hak mezheplerin imamları bu vazifeyi hakkıyla yerine getirmişler ve insanoğlunun bütün ihtiyaçlarına cevap vermişlerdir. Peygamber (s.a.v) Efendimiz bir mucize olarak bu imamların geleceklerini ve büyük bir vazife yapacaklarını daha bunlar gelmeden haber vermiş ve bu mümtaz şahsiyetler de yapmış oldukları hizmetlerle Resulullah (s.a.v) Efendimizi fiilen tasdik etmişlerdir

İslam mezhepleri –bir iki cüz’i mesele hariç- hiçbir zaman iç harp ve karışıklıklara yol açmamış ve bu mezheplerin imamlarıda birbirine daima saygılı olmuşlar, birbirlerini red ve inkar etmemişlerdir.Ayrıca bir mezhep tesis etmek niyetiyle ortaya iddialı bir şekilde çıkmamışlar,daha sonra bir araya toplanarak bir mezhep haline getirilen içtihatlarını zaman ve ihtiyaç anında ortaya koymuşlardır. Mesela İmam-ı Azam (H.80-150) bir hadise ile ilgili olarak fetva verdikleri zaman, ‘’Bu Nu’man bin Sabit’in (İmamı Azam’ın) rey’idir.Çıkarabildiğimiz reylerin en güzeli budur.Kim bundan daha güzelini ileri sürerse, doğruya daha yakın olan odur.’’ derdi.Yani kısacası : Herşey insanlık için anlayana tabii ki…

 

Selam ve Dua ile…



Yazarın Son Yazıları
01.07.2017
01.07.2017
01.07.2017
01.07.2017
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.