Milliyetçi Hareket Partisi İnegöl İlçe Başkanı Hayati Bedir, 15 Temmuz Hain Darbe girişiminin yıl dönümünde o gece yaşananları, Uğur Kesen’e anlattı. Bedir, o kanlı geceyi özetleyerek, “O akşam herkes ülkücüydü” dedi.
15 Temmuz akşamı hain darbe girişimi olduğu haberini ne zaman ve nerede aldınız?
15 Temmuz akşamı Milliyetçi Hareket Partisi yönetim kurulu olarak toplantı halindeydik. O gün ki şartlarda malum Türkiye’de ve Milliyetçi Hareket Partisinde hiç görülmemiş, değişim hareketi adı altına bir istifa süreci yaşamıştık. O nedenle istifa etmeyen 11 arkadaşımıza 7 ülkücü arkadaşımız daha dahil oldu ve 15 Temmuz akşamı yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız ile birlikteydik. ilçe başkanımız Mustafa Sipahi ve şahsımda ilçe başkan vekili olarak o akşam toplantıdaydım. Hain darbe girişimini biz 21.30 gibi şehir dışındaki arkadaşlarımızdan öğrendik. İstanbul’da daha önce teşkilatlarda bulunan bir arkadaşımız arayarak burada bir sıkıntı var dedi. Darbe falan oluyor denilince kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz? diye tepki gösterdim ama diğer taraftan da daha sağlıklı ve kesin bilgiye ulaşmak için çalışmaya başladım. 22.00 gibi basına yansıyınca durum daha da netleşti. Biz o akşam yönetim kurulu toplantısındaydık. MHP’nin ülke haricinde gündemi olmadığı için ülke gündemini ve ilçemizin sorunlarını konuşuyorduk. 15 Temmuz’u aslında getiren bir süreç var. Her yerde bombalar patlatılması farklı olaylar yaşanması bunun habercisiydi. Genel Başkanımız açıklama yapıyordu ama insanlar sanki burada olmayacakmış gibi bakıyorlardı.
ilk tepkiniz ne oldu, o gece sizin için nasıl geçti?
Tepkimiz, ne yapmalıyız oldu. SMS üzerinden ulaşabildiğimiz arkadaşlara ulaştık. O dakika itibari ile tam netlik kazanamadığı için, sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın ortada olmadığı haberleri medyada gezerken olayın tam ne olduğunu kimse kavrayamadı. Bizler yaş itibariyle darbe görmedik ama darbe ile büyüdük. Geçmişte darbe hep sabaha karşı olurdu o gün ne olduğu tam anlaşılabilir bir konu değildi. Büyüklerimiz ve ilçe başkanımız ile birlikte ne yapabiliriz diye istişare ettik ve biz her zaman olduğu gibi hazırdık. Allah devlet düzgünlüğü versin, memlekete zeval vermesin
Size bağlı diğer kurumlarla ile irtibat kurdunuz mu ?
Böyle darbe gibi süreçlerde, darbe gerçekleştiği an alınacak kişiler tepe kadrolardır. Mevcut ocak başkanımız ile irtibata geçtik o gün ne yapılıyor diye sorduk ve sağolsun ocak başkanımız da bizimle her zaman ki gibi sürekli irtibatta kalarak Genel merkez direktifleri doğrultusunda hareket ettik bütün teşkilatlarımız her zaman olduğu gibi akıl ve inanç dolu olarak süreci takip ettik .
Darbe girişimi haberini aldıktan sonra aileleriniz ile görüştünüz mü ?
Biz yönetimde ne yapılabilir diye düşünürken görev dağılımı yaptık o an kimsenin aklına ailesi gelmedi. Biz anca arkadaşları ve teşkilat mensuplarını arayarak istişare ediyorduk. Ocak,il ve genel merkez ile irtibatlar sürdürüyorduk. Ailemiz aklımıza gelmedi aksine ilerleyen saatlerde ailem aradı ne oluyor diye, o boyutunda hiç aklımıza gelmedi. Herkes ailesine düşkündür ancak bizim ailemiz memleket. Herkes ailesini korumak için sıkıntıya düşmüştü bugün bizlerde ailemizi korumaya alalım ama herkes kabuğuna çekilirse memleketi kim koruyacak? O gün ki şartlarda İnegöl’de de diğer illerde yaşanan olayla olsaydı herhalde 60 tonluk tankın altına yatanlardan birisi ben olurdum. Yine gerçekleşmemiş olurdu teşkilattan bir ağabeyimizin sözü var milletin anasını ağlayacağına benim anam ağlasın düşüncesi ile biz yola çıktık.
15 Temmuz darbe girişimi olduğunu öğrendikten sonra Milliyetçi Hareket Partisi ilçe binası açık mıydı ? Yanınıza herhangi bir şey aldınız mı?
Bizim partimizin ışıkları 18 Mayıs akşamı görev aldığımızdan beri yanmıştır o akşamda ışıklarımız yanıyordu. O gece partimiz hiç kapatılmadı. Bizler bu harekete gönül verenler olarak daima silahımızla geziyoruz,bizim silahımız imanımızdır. Ateşli silah ise bulundurmadık çünkü çok şükür silah kullanmaya gerek olacak bir ortam yoktu. Kalkışmanın olduğu akşam sadece büyük askeri birliklerin olduğu yerlerde sıkıntı çıktı şayet İnegöl’de çıksaydı silaha gerek yok engel olmak için tankın,panzerin altına yatardık. 1 mermi ile bir kişiyi düşürürsün ama tankı durdurmak çok ayrı bir durum.
Darbe girişimi olduğu gün MHP İlçe Binasında ” Ülke elden gidiyor” yazılı bir pankart asılıydı bununla ilgili neler söylemek istersiniz ?
O gün MHP İlçe binası tabelasında “ülke elden gidiyor” diye bir pankart asılıydı. MHP olarak uzun yıllardır ülkenin sıkıntı içinde olduğunu defalarca dile getirdik. Ama ne hikmetse hiç ikna edemedik. MHP nin bu coğrafya için çok önemli olduğunu o günde anlatmaya çalıştık.
15 Temmuz sonrası milletin Milliyetçi Hareket Partisine bakış açısı ne yönde oldu?
15 Temmuz’dan sonra MHP’ye vatandaşların bakış açısı değişti. O akşam herkes ülkücüydü.
15 Temmuz Hain darbe girişimi esnasında yaşanılan enteresan olay var mıydı ?
O gece değil son 1 yıla yakındır enteresan olayla gerçekleşiyordu. Bugün mecliste azınlık bir teşkilat bazı güçler tarafından değiştirilmeye çalışıldı bu açık bir emaredir. Bugün bakıldığı gibi 15 Temmuz’un yıl dönümü geliyor hala seçim yok en yakın seçim 2019 yılında. Bu acele nedendi ? 1 Kasım seçimlerinden sonra hassasiyet gösteren arkadaşları anlayabiliriz ama hassasiyet dışında hareket eden kitleler vardı. Tarihte bunu göstermiştir. Yurtta sulh, cihanda sulh konseyi adı altında, hain bir girişim hareketini maalesef hep beraber yaşadık parçaları birleştirdiğimiz de o kötü fotoğrafı herkes görebilir. Bugün bu değişim neden diğer siyasi partilerde olmuyor da, mecliste belli bir kitleye sahip olan partide değişim hareketi oluyor. Bu hareketin mensupları devletin geleceği için can vermiştir. Bakıldığı gibi hareketimizden 5300’ün üzerinde vatan evladımızı geçmiş yıllarda toprağa verdik. İnegöl’den Yusuf İmamoğlu ağabeyimiz 1978 yılında toprağa düşmüştür. Neden toprağa düştü? O günde ülke üzerinde tehlike vardı, bugünde var
Darbe girişiminin engellenmesinde Milliyetçi-Ülkücü hareketin payı nedir ?
Şahsım bu hareket ile 16 yaşında tanıştı. O gün itibariyle bizimle beraber olan arkadaşlarımız devletin çeşitli kadrolarında çalışıyorlar. Savcı, polis, asker, havacı arkadaşlarımız var. O gün bir uçak eksik havalandıysa orada daha önce bu hareketin özünü ve ruhunu benimsemiş arkadaşlarımızın vesilesiyledir. Bunun elbette bir etkisi vardı. Ömer Halisdemir de bu ruhu taşıyordu. Yakın zamanda şehitler veriyoruz. İzmir’de teröristlerin üstüne tabanca ile koşarak giden Fethi Sekin de bu ruhu taşıyordu. Ege Üniversitesinde militanlara karşı Fırat Çakıroğlu da bu ruhu taşıyordu. Bu ruhu taşımak için bir siyasi parti mensubu olmak gerekli değil. Sayın genel başkanımız Yeni Kapı Mitinginde şu sözlere yer verdi; “Acımız birdir, anımız birdir, biz Türk Milletiyiz” demişti. Bugün farklı siyasi partilere mensup olabiliriz ama aynı gemideyiz. Bu gemi su alırsa hepimiz gideriz. O gece sokağa çıkan vatandaşlarımızın elinde siyasi bir temsil yoktu ay yıldızlı bayrağımız vardı. Son olarak şunu söylemek isterim ki mensubu olmaktan gurur duyduğum Milliyetçi Hareket partisi ilçe başkanı olarak 26 Mart’ta delegenin oyu ile seçilen yönetimim ile görevimizin bilincinde ve Genel başkanımızın emrindeyiz. Ne mutlu Türküm diyene.