Çanakkale Şehitleri minnetle anıldı

18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 100. yıl kutlamaları ve 18 Mart Şehitler Günü Anma Programı dün tüm ülke genelinde olduğu gibi İnegöl’de de düzenlenen organizasyonlarla gerçekleştirildi. •Serhat ÇİÇEK

Yayınlama: 18.03.2015
4.114
A+
A-

Gerçekleştirilen programlara ilçe protokolünün yanı sıra, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, oda ve dernek başkanları, kurum ve kuruluş müdürleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

 

ONURUNU VE GURURUNU YAŞIYORUZ








Program, dün sabah saat 10.00’da Garnizon Şehitliği’nde start aldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye çıkan Jandarma Teğmen Ersin Etyemez, “Bugün; Türk’ün ulusal savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümünü kutlamanın ve mukaddes vatan toprağı için canlarını seve seve feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmenin onurunu ve gururunu yaşamaktayız. Çanakkale Zaferi; dünya literatüründe bir dönüm noktasının yaşandığı, olayların akışı üzerinde Türk Milleti’nin belirleyici ve aktif bir rol oynadığı, Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, yüce Türk Milletinin Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kahramanlık ve fedakârlıklarının doruk noktasına ulaştığı bir prestij ve azmin mücadelesi olmuştur. 1. Dünya Savaşı’nı galip bitirmek ve gemileriyle Çanakkale Boğazını geçip İstanbul’u almak isteyen İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı kahraman ordumuz, Çanakkale Boğazı’nda aylarca devam eden bir dizi deniz ve kara savaşı yapmıştır. 300 bin askerimizin şehit olduğu bu savaşlarda, düşman donanmaları da çok ağır kayıplar vermiştir. Çanakkale Savaşlarının deniz safhası 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin Türk topçusu karşısında ağır kayıplar vererek geri çekilmeleriyle son bulmuştur” dedi.

 

KAYBETTİĞİ ÖZGÜVENİ YENİDEN KAZANDI

Çanakkale Boğazını gemilerle geçemeyeceklerini anlayan düşman kuvvetlerinin bu kez de topraklarımıza karadan girmeyi denediklerini hatırlatan Etyemez, “İngiliz, Fransız ve Anzak adı verilen Avustralya ile Yeni Zelanda askerleri, 25 Nisan 1915 günü karadan çıkarma harekâtına başlamışlardır. Böylesi bir günde cephanesi biten askerlerine karşı 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal ‘Süngü tak’ emrini vererek yıllarca Türk Milletinin hafızasından silinmeyecek olan; ‘Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir’ sözlerini söylemiştir. Böylece o güne kadar tarihin yaşanmış en büyük siper savaşı başlamış ve uzun süren kanlı çarpışmalar sonunda bugün Anadolu topraklarında bağımsız olarak yaşamamızı sağlayacak büyük bir zafer kazanılmıştır. Parlak hayallerle karaya ayak basan birleşik düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak kaçarcasına topraklarımızdan çekip gitmek zorunda kalmıştır. Türk Ordusu’nun Çanakkale’de vermiş olduğu bu büyük mücadele; Türk savaş sanatının uygulanış tarzı ve başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk olmaz üzere, kanlı mücadelede ön plana çıkardığı kahramanlarımız, askeri dehalar, Türk askerinin doğasında bulunan insani değerlerin savaş alanında tezahürü cihetiyle de dünya savaş tarihinde örneği bulunmayan müstesna bir olaydır. Çanakkale Zaferi, vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı söz konusu olduğunda, Türk Milleti’nin engel tanımayacağının en güzel örneğidir. Türk Milleti bu zaferle arka arkaya gelen acı olayların tesiriyle kaybettiği özgüvenini yeniden kazanmıştır” şeklinde konuştu.

 

EN KUTSAL EMANET

“Şehitler Günü olarak kutladığımız bu anlamlı zafer gününde, kutsal vatan topraklarını canları pahasına müdafaa ederek, şehitlik mertebesine ve onuruna ulaşan aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla hatırlıyoruz” diyerek sözlerine devam eden Etyemez, “Aziz şehitlerimiz yattıkları yerlerde şunu hissetmelidirler ki; temiz kanlarıyla suladıkları kutsal vatan toprakları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk Gençliği ve tüm Türk Ulusu tarafından en kutsal emanet olarak muhafaza ve müdafaa edilecektir. Bu duygularla, bizlere bu büyük zaferin gururunu armağan eden, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere; bu mücadeleye iştirak eden büyük Türk Ordusunun kahraman mensuplarını, kendi bağrından çıkan, vatanı için canından vazgeçen evlatlarını her şeyiyle destekleyen aziz Türk Milletini ve vatanları uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, ruhlarınız şad olsun diyorum” diye konuştu.

 

Etyemez’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan Altıeylül Ortaokulu öğrencisi Yasemin Çelik’in “Bir yolcuya” adlı şiiri seslendirmesi ve İmam Hatip Feyzullah Kaygusuz’un dua okumasının ardından şehitlikteki program sona erdi.

 

MANEVİ MÜCADELEMİZ SONSUZ BİR DENİZDİR

Programlardan ikincisi saat 10.30’da Vehbi Koç İlkokulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda konuşan Altıeylül Ortaokulu Müdürü Mehmet Göksu, “Bizim için çok önemli olan bugün; Türk savaş tarihine altın harflerle yazılan, 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan. Çanakkale Zaferimi kutlamanın ve kutsal vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmenin onurunu yaşamaktayız. Çanakkale Zaferi gibi büyük bir mirasa sahip olan bir millet, onunla ne kadar iftihar etse yeridir. Böyle bir iman ve ahlak destanı çıkarabilen bir toplum, en zor şartlarda bile daima toparlanıp dirilme kabiliyetine sahip demektir. En acı, en yoğun imkânsızlıkların yaşandığı yıllarda, kurtuluş ümidimizin meşalesi olan ve yolumuzu aydınlatan bu manevi mücadele sonsuz bir denizdir. O öyle bir denizdir ki her hatırlayışımızda geçmişi bize getiren, tek başına bugünkü ve yarınki nesillere tarih, vatan sevgisi, milli şuur ve milli beraberlik için gerekli bilgiyi ve hassasiyeti kazandıracak kadar büyüktür. Tarihin her sayfasını aydınlatan değerlerimize saldıran uluslara karşı, onurumuza sahip çıkma mücadelemizin her bir anma yazılan böyle bir zafer, tarih sahnesinde başka hiçbir ulusa nasip olmamıştır. Çanakkale Savaşı… Türk evlatlarının inançla, imanla; kol kola, göğüs göğse sergiledikleri bir var oluş mücadelesidir. Bu destan yazılırken öyle ki Türkiye, genç ve münevver bir kuşağını, bağımsızlığını ve varlığını sürdürebilmek için Çanakkale’de feda etmek durumunda kalmıştır. Çanakkale’de toprağa verilen insanlar, yoksulluk ve yokluk içerisinde bu toplumun gelmiş geçmiş, görmüş göreceği en aydın, en iyi yetişmiş vatandaşlar olduklarını canlarıyla kanlarıyla ödeyerek ispatlamışlardır. Çanakkale Zaferi, vatanın bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı söz konusu olduğunda, milletimizin neleri başarabileceğinin en güzel kanıtıdır. Düşmeyen sancak 57. Alay‘ı, sessiz gecenin kahramanı Nusret Mayın Gemisi’ni, gizli darbenin başrol oyuncusu Mesudiye Zırhlısı’nı. Conkbayırı’ndaki şanlı direnişi, insanlığın savaşı yendiği Gelibolu’yu, efsaneleşen gerçek Koca Seyit’i, cesur yürek Yahya Çavuş’u ve Kınalı Ali’yi kim tarih sahnesinden silebilir ki! Çanakkale, utançla yaşamak yerine onurla ölmeyi tercih edenlerin savaşıdır. Çanakkale, dualarla atılan her adımda inancın ispatı bağımsızlık sevdasının yaşanmış gerçekliğidir. Üzerinde yaşadığımız bu kutsal vatan topraklarını bizlere armağan eden, milletimizin varlığının, birliğinin ve beraberliğinin ölümsüz sembolleri Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor. Allah bizi vatansız bırakmasın diyor, saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı.

 

Gerçekleştirilen konuşmanın ardından sinevizyon gösterisine geçildi. Sinevizyonun ardından ise; okul öğretmenleri ve öğrencileri tarafından hazırlanan ‘Mekteb-i Sultani’ adlı oyun sahnelendi. Program, oku korosu ve oratoryonun ardından sinevizyon gösterimi ile son buldu.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.