Boğaz Köprüsünü İnönü Kabul Etmemiş

Araştırmacı-yazar H. Caner Akkurt, Cumhuriyet devrinin başarılı bürokratlarından Nuri Demirağ’ın boğaz köprüsü projesini Atatürk’ün çok beğendiğini ve İnönü hükümetine sunulmasını istediğini, ancak projenin hayata geçirilemediğini söyledi.

Yayınlama: 05.03.2018
1.126
A+
A-

Mimar Mühendisler Grubu (MMG) Bursa Şubesi, “Yerli Zihin, Milli Sanayi Sürecinde Bir Girişimci Örneği: Nuri Demirağ” sunumuyla araştırmacı-yazar H. Caner Akkurt’u misafir etti. MÜSİAD Bursa Şubesi Dernek Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda MMG’nin önceki dönem başkanlarından Avni Çebi, MMG Bursa Şubesi Başkanı Rasim Serim, MMG yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda üye hazır bulundu. Araştırmacı-yazar H. Caner Akkurt, Nuri Demirağ’ın matematik zekasıyla farklı bir şahsiyet olduğuna dikkat çekti. Akkurt, Demirağ’ın bu yönünden ötürü 1911’de Maliye Bakanlığı’nda memurluğa başladığını dile getirdi. Maliye Bakanlığı’nda memurluğa kabul edildikten sonra Demirağ’ın, Hasköy’de mal müdürü yardımcısı olarak çalışmaya başladığını hatırlatan Akkurt, kendisinin azmi ve dürüst çalışmalarından dolayı maliye müfettişliğine terfi ettirildiğini dile getirdi.

Demirağ’ın her zaman halkın ve garibanın yanında olduğunu hatırlatan Caner Akkurt, “Kendisiyle ilgili anlatılanlar şu: Ne kadar girişimci bir ruh ve ne kadar vatansever olduğunu, halkın, garibanın yanında olduğunu gösteriyor. Bölge büyük bir kıtlık yaşıyor. Bu kıtlıkta Ziraat Bankası’nın o dönemki depolarında tahıllar var. Fakat halkın ekmek pişirecek unu yok. Büyük bir risk alıyor ve orada halka kendi yardımının ötesinde, maliyet fiyatına bu hangarlardaki tahılları dağıtıyor. Bununla bir soruşturma geçiriyor, ancak soruşturmada gerekçeli savunmasını yaptığı için yerinde ve doğru bir karar olduğu kanaati çıkıyor. Kendisi bu manada kıvrak zekası fark edildiği için İstanbul’a tayin ediliyor. Maliye Bakanlığı’nda 1911 yılında memurluğa başlıyor. Tabii Milli Mücadele’nin de başladığı dönemler olduğu için kendisinin de İstanbul’a gelme isteği var. Yani mücadelesini, hayatını burada devam ettirmeyle alakalı” diye konuştu.

“Yarı fiyatını teklif edip ihaleyi aldı”








Demiryollarının yerli müteahhitlere yaptırılmasıyla alakalı o dönemlerde bir yönerge çıktığını ve bu yönergeyle birlikte Fransızların yarıda bıraktığı demiryolu inşaatının ihalesini Demirağ’ın aldığını hatırlatan Akkurt, “İlk demiryolu inşaatı Samsun-Sivas arası. Ondan sonra bu Diyarbakır’a kadar uzayacak. Sonra farklı yerlere, farklı bölgelere yaptığı demiryolları var. Bu ihaleyi kazanıyor ve yabancı şirketlerin vermiş olduğu fiyattan çok daha düşük bir fiyat vererek, neredeyse yüzde 50-60 daha düşük bir fiyat vererek ihaleyi kazanıyor. Devlet Arşivi’nden ben Gazi Mustafa Kemal’in imzalamış olduğu o ihale sonuç raporunu da belgeler bölümünde kitapta koydum, görebilirsiniz. Memleketin faydasını ve kendisinin işi çevirebileceğine inandığı için çok düşük bir fiyat verdiğini kendisi söylüyor. Bu ihaleyi alıyor” dedi.

Demirağ’ın çok başarılı bir demir ağı kurduktan sonra aklına daha büyük girişimci fikirler geldiğini belirten Akkurt, “Bu fikirlerin içerisinde 1931’de Amerika’ya giderek Los Angeles’teki Golden Gate’i inceliyor. Burada köprünün yapımcılarıyla bir araya geliyor, onlara projeler çizdiriyor ve en nihayetinde 1933’te Mustafa Kemal’e Salih Bozok aracılığıyla bu projeyi ulaştırıyor. Projesi de şu: İstanbul’a bir boğaz köprüsü yapmak, 1934’te… Mustafa Kemal fikri çok beğeniyor, ama bu hükümetin işi diyor, Nuri Bey İnönü hükümetine götürsün diyor. Sadece bir aferinle kalıyor. Malumunuz o dönemde Çankaya ile İnönü hükümetinin arası açık. Ciddi problemleri var. O yüzden de benim anladığım kadarıyla Gazi Mustafa Kemal, çok da hükümetle yüz göz olup bu projeyi yapın demek istemiyor” şeklinde konuştu.

“Ankara’ya sesini duyuramıyor”

Nuri Demirağ’ın hayata geçirdiği yerli uçak projesiyle ilgili de konuşan Akkurt, şunları söyledi:

“Nuri Demirağ uçaklarının reddedilmesindeki asıl sebeplerden biri de sadece yerli girişime ya da yerli sermayeye karşı çıkanlar değil, küresel güçler de devreye giriyor. Bu süreç böyle kapanıyor. Defalarca İsmet İnönü’ye yazmış olduğu mektuplar var. Bu mektupların hiçbirine cevap alamıyor ve kendisi diyor ki, ‘eğer ben servetimi bu yolda harcamış olmasaydım, başka işadamları gibi İstanbul’da hanlar, hamamlar alsaydım, bunları kiraya verseydim, yedi sülalemi geçindirecek kira gelirleri elde ederdim. Ama milletim için harcadım bunları. Çünkü bu serveti ben milletim var olduğu için kazandım ve bu servetimi milletime harcamak için bütün bunları yaptım’ diyor. Ama bir türlü Ankara’ya sesini duyuramıyor.”

Programın sonunda konuşan MMG Bursa Şubesi Başkanı Rasim Serim de Akkurt’a ve programda hazır bulunan Nuri Demirağ’ın torunu Bilge Kum’a teşekkür etti. Serim, “Türkiye’de yerli ve milli bir duruş sergileyen bir işadamının, bir mühendisin, bir girişimcinin olması bize örnek teşkil ediyor. Özellikle yerli ve milli üretimin çok hassas ve önemli olduğu bugünlerde, böyle bir sembol ismi dinliyor olmak çok önemli. MMG olarak yerli ve milli üretime ne kadar önem verdiğimizi gerçekleştirdiğimiz programlarla gösteriyoruz” dedi.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.