Uluslararası Emek Hareketi Konfederasyonu 1. Yaşını Kutladı

ICLM ve Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, Türkiye’nin 15 Temmuz’da büyük bir tehlikeyi atlattığını belirterek, “Türkiye’yi bir çöküş sürecine götürecek hain darbe girişimini ‘ben buradayım’ diyerek meydanlara çıkan aziz milletimiz iradesiyle durdurmayı başarmıştır” dedi.

Yayınlama: 10.01.2017
1.257
A+
A-

Bem-Bir-Sen öncülüğünde kurulan Uluslararası Emek Hareketi Konfederasyonu’nun (ICLM) 1. yaşı vesilesiyle Ankara’da toplantı gerçekleştirildi. 25 ülkeden 45 sendika temsilcisinin katıldığı toplantıda “Terörizm ve Çalışanlara Etkileri” ile “Ulusal Kalkınmada Sendikanın Rolü” konuları görüşüldü. Toplantı kapsamında ayrıca 15 Temmuz hain darbe girişimini konu alan belgesel izletildi. Toplantıda konuşan ICLM ve Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, Türkiye’nin 15 Temmuz’da büyük bir tehlikeyi atlattığını kaydetti.

Türk halkının 15 Temmuz hain darbe girişiminin başarısız olmasında büyük katkısı olduğunu anlatan Turbay, “Türkiye’yi bir çöküş sürecine götürecek hain darbe girişimini ‘ben buradayım’ diyerek meydanlara çıkan aziz milletimiz iradesiyle durdurmayı başarmıştır. Kararsızlık içinde kalmış, ne yapacağını bilemez hale gelmiş bugünkü küresel sistemin dünya milletlerine sunabilecekleri bir gelecek tasavvurunun olmadığı dönemde dahi Türk milleti, 15 Temmuz hain darbe girişiminde göstermiş olduğu cesaret ve dirayetiyle bir nevi kendi kaderini tayin etmiştir. Elbette ki geçmişten bugüne birçok darbeyi tecrübe etmiş bir ülkenin bu tür travmaları üzerinden atması kolay olmamıştır. Bugün şiddeti giderek tırmanan asimetrik savaş, 15 Temmuz darbe girişiminin devamı niteliğinde olup, doğusundan batısına hedef gözetmeden gerçekleştirilen terör eylemleriyle ülkemizi karıştırmaya yöneliktir. Her ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokrasi dışı arayışlara hevesli olan toplumsal terziliğe soyunmuş artıklara demokrasiyi günü geldiğinde mutlaka hazmettirecektir” diye konuştu.

Turbay, Bem-Bir- Sen’in en kötü sivil yönetimlerin en iyi darbelerden daha değerli olduğu bilinciyle hareket ettiğini belirterek, devletin bekası, vatanın bölünmez bütünlüğü ve milletin birlik ve beraberliği ilkesi doğrultusunda çizgisinden asla sapmadan yoluna devam etme gayreti içinde olduğunu söyledi. Turbay, vatanına ihanet edenlerin gözaltına alınmaları, işten uzaklaştırılmaları, işten atılmaları, hatta tutuklanmalarının hakkaniyet çerçevesinde yapılması noktasında her zamanki hassasiyeti gösterdiğini ve göstermeye devam ettiğini vurguladı.








“Darbeler dönemi 15 Temmuz’la rafa kalkmıştır”

Toplum olarak terörden sadece belli bir kesimin değil çoğunluğun etkilendiği bir dönemi geride bıraktıklarını ifade eden Turbay, “Devlet dışındaki terör örgütleri, cemaat yapılanmaları ya da milli olmayan oluşumlardan emir alarak devlet ve millet aleyhine iş ve işlem yapan her kim olursa olsun en ağır cezayı almaları gerektiği yönünde görüşümüz ağır basmaktadır. Demokrasinin kesintiye uğratıldığı, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, çalışma yaşamına ilişkin tüm yasal düzenlemelerin ülke gerçekleri yok sayılarak antidemokratik ve çağın gerisinde olarak düzenlenen, sendikal hak ve özgürlüklerin daraltıldığı darbeler dönemi 15 Temmuz’la rafa kalkmıştır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) ‘bir saatlik adalet yetmiş yıllık ibadetin yerini tutar’ hadisini düsturumuz yerine koyarak, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının esas alınması, adil yargılanma, savunma hakkının ve masumiyet karinesinin göz ardı edilmemesi temennimizdir. Devlet içerisinde devlet için tehlike oluşturabilecek, milli değerlerimize aykırı işler yapabilecek diğer oluşumlar ve terör örgütlerinin yandaşlarının da bu vesileyle kamudan tasfiye edilmelerinin zorunluluğu yeni darbe girişimleri ya da ihanet odaklı yapılanmanın önlenmesi açısından önemlidir. Aksi halde kamuda milli bir yapılanmadan söz etmek mümkün olmayacaktır. Kamuda görevden almaların toplumda yarattığı gerginlik geçicidir” değerlendirmesinde bulundu.

Bem-Bir- Sen’in devletin kılcal damarlarına nüfus etmiş her türlü siyasi ve kişisel emellerden arındırılmış yapılanmanın tarafı olacağını dile getiren Turbay, “Bizler, demokrasiyi savunan sendikalar olarak, demokratik süreçlere sonuna kadar destek veriyor, ülke ve milletimiz aleyhine olan yapılanmaları davet eden, şiddeti ve terörden yana tavır sergileyenleri kınıyoruz. Bu manada Sendikamız, bu süreçte verilen mücadeleleri de desteklemektedir” dedi.

“Terörün dini, milliyeti yoktur”

Turbay, terörün dini ve milletinin olmadığını vurgulayarak şunları kaydetti:

“Dünyada huzuru kaim ve daim kılmış, bünyesindeki kültürleri dışlamadan barış içerisinde bir arada yaşatmış bir iklimden gelen millet olarak, Dünyanın farklı bölgelerinde ve özellikle Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde gerçekleşen darbelerin, terör eylemlerinin, iç savaşların, çatışma ve kamplaşmaların, zulüm ve vahşetin failleri ve işbirlikçileri, insanlığın katline yönelik eylemlerin bugün de Myanmar’da, Arakan’da, Şam’da, Filistin’de ve Halep’te, icra edildiğini üzüntüyle takip etmekteyiz. Terörün dini, milliyeti yoktur. Adlarının PKK-PYD-PDY-IŞİD-DAEŞ olması bir şey ifade etmemektedir. Kurşunlar ne adres, ne isim sormaktadır. Bizler, ICLM üyesi ülke sendikaları olarak insan olduğumuzun bilinciyle hareket etmeli ve herhangi bir ülkede yaşanan vahşet ve katliamlara sessiz ve duyarsız kalmamalıyız. Bizim terör, sizin terör yanılgısı içerisinde olmadan birlikte güç olmak, hak ve menfaatlerimizi korumak gibi bir misyonumuz bulunmaktadır. Bugün başkalarının başına gelen musibetin yarın bizlerin başına gelmeyeceğinin bir garantisi yoktur. Çünkü teröre kucak açanlar, yılanla birlikte yatanlar günü geldiğinde o yılanın kendilerini sokacağını unutmamalıdır. Bu sebeple dünya kamuoyunu gerçek bilgilerle bilgilendirmek, algı operasyonlarını yok etmek, Türkiye’nin tezlerini anlatmak bu kuruluşun görevleri arasındadır.”

Turbay, “ICLM olarak bir başka projemiz, hedefimiz daha vardır. Ülkelerin kalkınmasında sendikaların rolü ve etkinliği üzerinde bugüne kadar pek durulmasa da bugün ICLM öncülüğünde Türkiye Modelini gelişmemiş-az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bazlı Türkiye Yerel Yönetim çalışmalarını göstermek, birer haftalık projelerle ülkelere bilgi, birikim ihraç etmek. Ayrıca sendikal bilgi ve tecrübeleri birlikte paylayarak çalışanların haklarını tam manasıyla korumak. Haksızlığın karşısında dik durarak, çalışanlarımızın hakkını yedirmeden ILO Normları ve standartlarında dünya sendikal hareketleri çerçevesinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Çifte standartla asla hareket etmeyeceğiz. Birinin hakkı yenirken, diğerine asla göz yummayacak, hukuk kuralları çerçevesinde müdahale edeceğiz” diye konuştu.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.