İnegöl Din Görevlileri Derneği Başkanı Lokman Yurdigül, yeni yıl kutlamalarının dinimizde yeri olmadığını ve imanı tehlikeye sürükleyecek kadar tehlikeli bir durum olduğunu ifade ederek, “Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki, ’Kim bir kavime (gruba) benzerse o da onlardandır’ (Ebu Davud). Özellikle bu Hadis-i Şerif bütün açıklığı ile gösteriyor ki; Hristiyanlara gayrimüslime benzeyenler de Müslümanlıktan çıkma gibi bir tehlikesi var” dedi.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Yurdigül, şu ifadeleri kullandı:
“Miladi yılbaşı yaklaştı ve insanlarda sürekli bir hareket ve arayış içerisinde. Kimi ne yaptığını biliyor kimi ise ne yaptığını bilmeden rüzgâr nereye savurursa oraya, bazen gönül rahatlığı ile gidiyor. Bizler ‘Din nasihattir’ diyen peygamberin ümmetiyiz elhamdülillah, onun için bir kardeşimiz yanlış yerlere sapıp, yanlış inanca sahip ve yanlış şeylere özeniyorsa uyarmamız gerekir, olabildiğince doğruluğa çekmek ve şuurlandırmak gerekir. Miladi takvim ve yılbaşı ne demek bunu hangimiz araştırdı ve ne kadar bilgiye sahip? Dolayısıyla bir kutlama varsa bu dinimizde var mıdır? Yoksa neden yoktur? Milad kelimesinin anlamı doğum demektir. Bu takvimde başlangıç tarihi olarak Hz. İsa’nın (a.s) doğumu kabul edilmiş olduğundan dolayı bu takvime ‘Miladi takvim’ ismi verilmiştir. Miladi takvim esas olarak dünyanın güneş etrafında bir tam dönüşünü bir yıl olarak kabul etmiştir. Ülkemizde yapılan inkılaplar sonrası 1926 senesinde sonraki dönemde artık toplumsal hayatta ‘Miladi takvim’ Hicri takvimin yerine kullanılmaya başlanmıştır. İlk olarak mısır medeniyetinde kullanılmış ve gelişim sürecinde de Fenikeliler, Yunanlılar ve Romalıların büyük katkıları vardır. Ve Gregoryen Takvimi olarak da anılan bu takvim, İmparator Jülyen döneminde tekrar düzenlenmiş ve bugünkü halini almıştır. Velhasıl; sonuç gördüğünüz gibi anlamında bile bizim dinimizle bir alakası yok.
Ayeti kerime de Allah Teala buyuruyor ki; ‘’İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah’tan korkup sakının’ (maide,5/2). ‘Zulüm yapanlara en ufak bir meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka velilerinizde yoktur, sonra yardımda göremezsiniz’ (Hud, 11/113). ‘O (Allah) size kitapta: ‘Allah’ın ayetlerine küfredildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze geçip dalıncaya dek onlarla oturmayın, yoksa sizde onlar gibi olursunuz’ diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkların da kafirlerin de tümünü cehennemde toplayacaktır’ (Nisa,4/140). Evet bunlar gördüğünüz gibi Ayeti kerimeler te’vile bile gerek kalmadan anlaşıldığı gibi biz Müslümanların hayır ve takvada yardımlaşması ve yarışması gerekir, günah ve kötülükte veya gayri Müslimlerin yaptıklarında yarışmakta değil. Bu konuya bir de Hadis-i Şeriflerin ışığında bakalım; Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki, ’Kim bir kavime (gruba) benzerse o da onlardandır’ (Ebu Davud). Özellikle bu hadisi şerif bütün açıklığı ile gösteriyor ki Hristiyanlara gayrimüslime benzeyenler de Müslümanlıktan çıkma gibi bir tehlikesi var. Bir de şu var ki İslam dini yepyeni bir nizamla ortaya çıkmış, önceki dinlerin hükümlerini yürürlükten kaldırmıştır. Ayriyeten Müslüman kimse annesinden metbu olarak doğar, tabii olarak değil. Yani ilmiyle, irfanıyla ahlakıyla dindarlığı ile herkese örnek olur. Kısacası İslam fıtratı üzere doğar, Müslümanlıkta olmayan bir şeye özendiği zamanda da kendisini kendi eli ile en alt seviyelere düşürmüş demektir. Bu düşüklüğün yanı sıra diğer dinlerin kutsal saydığı günleri kutlamak, onların adetlerine uymak, büyük günahlardandır. Bizim İslam dinimizde çok güzel aylar, günler ve geceler vardır. Bizler bu mübarek zamanlarda ne yapmamız gerektiğini önceden hazırlık yaparak nasıl geçireceğimizi düşünelim. Bu mübarek zamanlarda ruhumuz coşsun, bırakın o küffar bizlere özensin. Bizler onlara değil. Bir de Noel baba, yılbaşı, christmas bayramı gibi başka dinlerin alameti olan günleri kutlamak ve tebrikleşmek, hediyeleşmek, yemek, ziyafet çekmek, hindi almak ve yemek o günlerde onlara benzemek demektir”
HABER: SERHAT ÇİÇEK