KÜÇÜK SANAYİ & İMALATHANE YANGINLARI: SESSİZ BİR TEHDİT KAPIMIZDA

İSMAİL FİDAN KÖŞE YAZISI
Son zamanlarda şehrimizde giderek artan bir tehlike var: İrili ufaklı İşyeri ve imalathane yangınları. Belki uzaktan izlediğimiz, belki sadece haberlerde gördüğümüz bu olaylar aslında sağlığımızı ve çevremizi ciddi şekilde tehdit ediyor. Fakat asıl soru şu: Bu yangınlar neden bu kadar sık yaşanıyor ve biz bu duruma neden yeterince tepki vermiyoruz?

Neden Bu Kadar Fazla Yangın Çıkıyor?

Bu yangınların arkasında farklı sebepler var. Bunlardan en önemlisi yasa dışı atık depolama. Bazı firmalar, bertaraf edilmesi gereken kimyasal ve endüstriyel atıkları uygun şekilde imha etmek yerine, maliyetten kaçınarak kaçak depolama alanlarına yöneliyor. Kontrolsüz bırakılan bu atıklar ise zamanla yanıcı gazlar üreterek kendiliğinden tutuşabiliyor veya en ufak bir kıvılcımla büyük yangınlara dönüşebiliyor.

Yanlış sınıflandırılan veya uygun şekilde saklanmayan atıklar, özellikle sıcak hava koşullarında kolayca alev alabiliyor. Örneğin; tiner kalıntıları, boya tozları, piller ve bazı kimyasal atıkların yanlış imha edilmesi yangın riskini artırıyor.

Sadece Bir Yangın Meselesi Değil

Yangınlarının en büyük etkilerinden biri, zehirli gazların atmosfere salınması. Yanma sonucu açığa çıkan ağır metaller, dioksinler ve furanlar havaya karışarak insan sağlığı için ciddi tehditler oluşturuyor. Solunum yolu hastalıklarından kansere kadar birçok sağlık sorununun bu gazlarla ilişkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.

Ayrıca, bu yangınlar su kaynaklarını ve toprağı da kirletiyor. Yanan kimyasalların kalıntıları, yağmur sularıyla birlikte toprağa ve yer altı sularına karışarak uzun vadede tarım alanlarını ve içme suyu kaynaklarını kirletiyor. Bu da sadece bugünü değil, geleceğimizi de tehdit eden bir sorun.

Ne Yapılmalı?

Bu yangınları önlemek için atılması gereken en önemli adımlardan biri daha sıkı denetimler ve sert yaptırımlar. Yasa dışı atık depolayan veya atıklarını uygun şekilde imha etmeyen firmalara ağır cezalar uygulanmalı. Ayrıca, atık yönetimi konusunda daha bilinçli politikalar geliştirilerek geri dönüşüm süreçleri daha güvenli hale getirilmeli.

Vatandaşlar olarak da sorumluluklarımız var. Vahşi diye tabir ettiğimiz, düzensiz olan atık depolama alanlarını yetkililere bildirmek, geri dönüşüm kurallarına uygun hareket etmek ve bu konunun önemini daha fazla dile getirmek zorundayız. Aksi takdirde, bu yangınlar sadece haberlerde okuduğumuz bir felaket olmaktan çıkıp hayatlarımızı doğrudan etkileyen bir kâbusa dönüşebilir.

Unutmayalım: Doğa bize ait değil, biz doğaya aitiz. Onu korumak hepimizin görevi.