MISIR YALNIZ BIRAKILMADI

İnegöl Sivil Toplum Kuruluşları Platformu’nun düzenlediği ‘Mısır yürüyüşü’ geçtiğimiz gün gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen yürüyüşe İnegöl halkı yoğun ilgi gösterirken, ‘Darbeci firavunlar, döktükleri kanda boğulacaklar’, ‘Firavunun karşısında, Musa’nın yanındayız’, ‘İhvana selam, direnişe devam’, ‘Katil sisi hesap verecek’, ‘Mazlumun kimliği sorulmaz’, ‘Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı var’ gibi sloganlar atıldı.

Yayınlama: 03.03.2019
611
A+
A-

MISIR YALNIZ BIRAKILMADI
İnegöl Sivil Toplum Kuruluşları Platformu’nun düzenlediği ‘Mısır yürüyüşü’ geçtiğimiz gün gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen yürüyüşe İnegöl halkı yoğun ilgi gösterirken, ‘Darbeci firavunlar, döktükleri kanda boğulacaklar’, ‘Firavunun karşısında, Musa’nın yanındayız’, ‘İhvana selam, direnişe devam’, ‘Katil sisi hesap verecek’, ‘Mazlumun kimliği sorulmaz’, ‘Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı var’ gibi sloganlar atıldı.

Arkadaş biz tarafız. Hakkın tarafı, hakikatin tarafı, adaletin tarafıyız. Zulme rıza göstermek zulümdür. Bizler zülme rıza göstermediğimiz için buradayız”

“Özelde Mısır genelde tüm mazlum coğrafyalar için buradayız. İslam coğrafyasının neresine dokunursanız bin ah işitirsiniz. Bakın yemen’in haline; Yemen’i hatırladınız mı? Birkaç aydır hep gündemde 10 gün önce ordaydım. 8 gün kaldım. 401 yıl boyunca Osmanlı vilayeti olarak kalan, binlerce Osmanlının şehidi ve mezarının bulunduğu, yüzyılın insanlık krizinin yaşandığı, 21 milyon insanın gıdaya ulaşmada sıkıntı yaşadığı, her 10 dakikada bir, bir çocuğun hayatını kaybettiği, insanların açlıktan ağaç yaprakları pişirerek yediği, binlerce insanın öldüğü, milyonlarca insanın evini terk ettiği, sağlık sisteminin çöktüğü, birçok bölgede yolun, elektriğin, suyun, marketin, okulun ve caminin olmadığı, yokluk, yoksulluk, acı, ızdırap, keder ve ölümlerin bol bol olduğu Müslüman bir ülke”






ARAKAN
“Başka tarafa bakınca karşımıza bu seferde Arakan meselesi çıkıyor. Birkaç ay önce İnegöl’den bir ekip olarak oradaydık. Arakandaydık. Dünyanın en nazik, dünyanın en masum, dünyanın en utangaç, dünya’nın en edepli halkı Rohingyalı Müslümanlardır. Yani Arakanlılardır. Hani konuşmalarımızda askeriyenin, şehrin, mahallenin merkezi deriz ya, her şeyin bir merkezi vardır. Yokluğun merkezini sorarsanız Arkan derim”

SURİYE
“Yine yan komşumuz Suriye’nin durumu içler acısı. Mart 2011 yılında başlayan Suriye krizi 8 sene oldu. Uluslararası güçlerin müdahalesi ile küresel hesaplaşma arenasına dönüştü. Suriye’de şimdiye kadar 500 bin kişinin hayatını kaybetti. Bu savaşta 2 milyon kişi sakat kaldı. Milyonlarca kişi de evini terk etti. İnegöl’de yaklaşık 20 bin Türkiye’de ise 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimizi şehrimizde ve ülkemizde misafir ediyoruz”

FİLİSTİN
“Başka bir tarafa baktığımızda karşımıza Filistin meselesi çıkıyor. 2 milyon nüfusu ile yüzölçümüne göre dünyanın en yoğun şehirlerinden biri olan Gazze, yıllardır ambargo ve abluka altında nefes almaya ve yaşamaya çalışıyor. Mısır ve işgalci İsrail rejiminin sınır kapılarını kapalı tutarak bölgeyi adeta bir açık hava hapishanesine çevirmeleri, Gazze’de hayatı durdurma noktasına getirdi. Gazze Şeridi’ne uygulanan kara, hava ve deniz ablukası 13. yılında artarak devam ediyor”

DOĞU TÜRKİSTAN
“Başka bir tarafa baktığımızda karşımıza Çin zulmü… Doğu Türkistan, (resmi adıyla Sincan Uygur Özerk Bölgesi) Çin tarafından 1949 dan beri işgal altında . Doğu Türkistan’da büyük bir trajedi var. Çin, Doğu Türkistan’ın Müslüman halklarına karşı asimilasyon ve büyük bir vahşet yapıyor. Çin, Bütün Uygurları suçlu olarak kabul ettiği, din ve geleneklerine bağlı Uygurları ise terörist (extrimist) olarak kabul ediyor. Çin’nin toplama kamplarında mahkûmları su tanklarına daldırma, tutukluların yüzlerinde ve vücutlarında sigara söndürme, elektrik verme, acı verici farklı nesnelerle dövülme, soğukta bekletme, yoğun ve parlak ışıkla körleştirme, uzun süre gergin pozisyonda tutma, uykusuz, aç ve susuz bırakma, günlerce kaplan koltuğu denen hareketsiz koltuklarda oturtma, elleri kelepçeli ve ayakları prangalı olarak dolaştırılma gibi kötü muameleler yapılmaktadır. Bu kamplardaki Uygurlar kendi inançlarını değiştirmeye ve Komünist Parti ideolojisine boyun eğmeye zorlanmaktadırlar. Camiler ve mescitlerin birçoğu yıkılmış, bazıları eğlence mekânlarına dönüştürülmüştür”

MISIR
“Mısır’a baktığımızda orada farklı bir tablo var. Mısır’da Şubat 2011’de Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin ardından düzenlenen seçimlerde Muhammed Mursi cumhurbaşkanı seçilmişti. Temmuz 2013’te ise ordu, Muhammed Mursi’ye karşı bir darbe yaptı ve yönetime el koydu. Darbenin ardından Müslüman Kardeşler ve destekçilerinin düzenlediği eylemlere güvenlik güçleri sert şekilde müdahale etti ve binlerce kişi yaşamını yitirdi. Mursi’nin devrilmesinden bu yana Müslüman Kardeşler’i hedef alan operasyon ve soruşturmalar sonunda açılan davalarda yüzlerce kişi idam cezasına mahkûm edildi. Müslüman Kardeşler yasa dışı ilan edilirken, yüzbinlerce binlerce üyesi de hapsedildi. Arapça adı ‘İhvanül Müslimin’ olan Müslüman kardeşlerin yaptığı tüm faaliyetler barışçıl ve masumaneydi. Mısır’ın en eski ve en büyük Müslüman topluluğudur. Mısır’da devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, yargılandığı davada, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Suçsuz, günahsız, mazlum Müslümanlarla doldurdukları hapishaneleri yavaş yavaş idam ettirerek boşaltmaya çalışıyorlar. Mısır yönetimince, herhangi suç eylemine bulaşmamış olan 9 masum genç, sırf İhvan-ı Müslimine yani Müslüman kardeşlere olan mensubiyetinden dolayı makul şüpheli olarak görülüp, işkenceler sonucu imzalatılan evraklar baz alınarak 10 gün önce idam edildi. Mısırda idam kararı veren hâkimlerin hepsi hukuk bilgisinden mahrum 2013’te gerçekleştirilen askeri darbeden sonra, Sisi tarafından muhaliflerin bertaraf edilmesi için kurulmuş olan terör mahkemesinin kiralık cellatlarıdır. Darbecilerin talimatlarıyla çalışan mahkemeler, birer idam makinelerine dönüşmüş durumdadır. 8 günde 19 kişi, idam edilmişti. Bunu kaçımız takip ettik bilmiyorum. Yine 16 şubatta 3 kişi daha idam edildi. Ve en son 20 şubatta 9 kişi idam edildi. İnsani ilkelere, etik değerlere, insan haklarına ve uluslararası hukuka rağmen idam edildiler. Demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapan Batı’lı devletlerse sessizliğini koruyor. Peki ya biz. bizimde onlardan pek farkımız yok. Ama İnegöl’de ki Müslümanlar bu gün farkını gösterdi”

HABER: SERHAT ÇİÇEK



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş