Dünyanın dört bir yanından İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı kuşatmayı kırmak için “Küresel Gazze Yürüyüşü” kapsamında Mısır’a giden aktivistlere Mısır hükümetinin müdahale etmesi ve aralarında Türklerin de bulunduğu grubun sınır dışı edilmesine yönelik açıklama yapan Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, “Gönüllü aktivistlerin sınır dışı edilmesi yalnızca insan haklarına ve barışçıl protesto hakkına değil, aynı zamanda bölge halklarının ortak vicdanına da ağır bir darbedir” dedi.
Dünyanın dört bir yanından İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı kuşatmayı kırmak için Mısır’a gelen binlerce aktivist, “Küresel Gazze Yürüyüşü” kapsamında, Mağrib Direniş Konvoyu öncülüğünde Mısır’ın başkenti Kahire’de toplanacak. Ariş’ten yola çıkan aktivistler, 3 gün sürecek 50 kilometrelik bir yürüyüşle Refah Sınır Kapısı’na ulaşacak, 15 Haziran’da ise Refah Sınır Kapısı’nda gösteri yapacaktı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 32 ülkeden katılım olacağı yürüyüşte, Mısır hükümeti İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın çağrısına uyarak, Gazze sınırına yürümek üzere toplanan gruplara müdahale etmeye başladı. Mısır polisi, Gazze’ye destek için Refah’a yürümek isteyen bazı Avrupalıları Kâhire’de bir karakola kapattı. Direniş Konvoyuna katılmak üzere Mısır’a giden grubu Mısır polisi havaalanında durdurulup sınır dışı etti. Aralarında Cezayir, Tunus, Almanya, Fas, Avustralya, Fransa ve Türkiye’den olmak üzere pek çok ülkeden giden aktivistlerin Kahire’de gözaltına alındığı duyuruldu.
“MISIR HÜKÜMETİNİN BU TAVRI HAFIZALARDA KAYDA GEÇTİ”
Yaşanan gelişme üzerine yazılı bir açıklama yapan Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, Mısır hükümetinin bu tutumuna tepki gösterdi. Yazıcı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği olarak Mısır hükümetinin Filistin halkına yönelik zulme dikkat çekmek ve Gazze ile dayanışma göstermek amacıyla barışçıl yollarla bir araya gelen aktivistlere karşı sergilediği sert ve dışlayıcı tutumu derin bir endişeyle karşılıyoruz. Farklı ülkelerden gelen ve aralarında ülkemiz vatandaşlarının da bulunduğu çok sayıda gönüllü aktivistin sınır dışı edilmesi, yalnızca insan haklarına ve barışçıl protesto hakkına değil, aynı zamanda bölge halklarının ortak vicdanına da ağır bir darbedir. Gazze’de aylardır süren insanlık dışı saldırılar karşısında sessiz kalmamak, her vicdan sahibi bireyin hem ahlaki hem de insani sorumluluğudur. Aktivistlerin hedefi sınırları zorlamak değil, kalpleri ve zihinleri harekete geçirmekti. Mısır yönetiminin İsrail’in talebi üzerine bu haklı çağrıyı bastırmaya yönelik tavrı, tarihin ve halkların hafızasında kayda geçmiştir.”
“BU YAKLAŞIM ZULME ORTAK OLMAKLA EŞDEĞERDİR”
“Bu vesileyle, Mısır hükümetine şu çağrıyı yapıyoruz: Gazze’ye yönelik yardımların ve uluslararası dayanışmanın önünü açınız. Barışçıl eylemleri bastırmak yerine destekleyiniz. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından gelen aktivistlere karşı uygulanan sınır dışı işlemlerini derhâl durdurunuz. Unutulmamalıdır ki, Filistin davası yalnızca bir milletin değil, İslam aleminin ve tüm insanlığın ortak vicdan davasıdır. Gazze’nin yalnız olmadığını göstermek isteyenlere kapılarını kapatan her yaklaşım, zulme ortak olmakla eşdeğerdir.”
MISIR HALKI DA RAHATSIZ
Tarihten alıntılarla açıklamasında Mısır hükümetine mesaj veren Yazıcı, Sultan Abdülhamid Han’ın adını taşıyan bir düşünce kuruluşu olarak, tarihimizin ve ecdadımızın miras bıraktığı adalet, merhamet ve özgürlük ilkelerini savunmaya devam edeceklerini söyledi. Yazıcı, Mısır topraklarının 400 yıl boyunca Osmanlı himayesinde kaldığını da anımsatarak; “Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Osmanlı topraklarına kattığı Mısır’da halen yaşamını sürdüren Mısırlı tükler ve Türkmenler var. Bizler biliyoruz ki gerek Mısır halkı gerek Mısır Türkleri ve gerekse de bölgede yaşayan Türkmenler de bu tutumdan rahatsız. Onların da vicdanı buna el vermiyor. Mısır hükümetinin ivedi şekilde bu yanlıştan dönmesini arzu ediyoruz” şeklinde konuştu.
HABER: SERHAT ÇİÇEK