İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, özellikle Alinur Aktaş döneminde Bursa Büyükşehir Belediyesi ukdesinde İnegöl’de başlayan hizmet atağının, Mustafa Bozbey tarafından algı operasyonuna çevrildiğini belirtti. Günümüzde ise Büyükşehir’in yapamadığı ve darmadağın ettiği İnegöl sokak ve caddelerinin olduğunu belirten Taban, “Dürüst olmayacağız mı? Gözümüzün içine baka baka, yani bu İnegöllüler bilmiyor mu bu çalışmanın ne zaman başladığını, biliyorlar. Alinur Aktaş başkanımız ile beraber başladı. Yani ne böyle siyaset olur ne de siyasetçi olur. Herkes kendine yakışanı yapmaya devam ediyor” dedi.
İnegöl’de Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yetersiz personel ve iş düzeninin olmamasından dolayı bazı sokak ve caddeler yaşanılmaz hale geldi. Göreve geldiği günden bugüne Büyükşehir Belediyesi ile ortak çalışarak İnegöl’e hizmet etmek anlayışı ile ilerleyen İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban ise, gelinen noktada adeta patlama yaşadı.
Şimdiye kadar Büyükşehir’in bir enkaz haline getirdiği yollar ve caddeler baz alındığında sert ifadelerden uzak kalan Başkan Taban, gazetecilere açıklamalarda bulunan adeta isyan etti. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in adeta insanlarla dalga geçer gibi konuştuğunu ve gerçek anlamda bir hizmet alamadığını belirten Taban, Bozbey’i ‘Samimiyetsiz’ olarak değerlendirdi.
KAVGA ETMİYORUZ AMA HAKKIMIZ DA YENSİN İSTEMİYORUZ
Mustafa Bozbey’in gerçek gündemlerden kaçındığını ve İnegöllülere algı operasyonları ile şirin görünmeye çalıştığını belirten Taban, şimdiye kadar yaşananlara adeta ateş püskürdü. Alinur Aktaş döneminde başlayan İnegöl’deki altyapı çalışmalarını, Bozbey’in kendisinin başlatmış gibi lanse ettiğini belirten Taban, şu ifadeleri kullandı:
“Mustafa Bozbey başkanımız İnegöl’e geldiğinde, İnegöl’ün havası şöyle, havası böyle… Merak ediyorum acaba kaç tane işlem yaptılar? Kaç tane İnegöl’de kontrol yaptılar? Kaç tane İnegöl’de tesise işlem yapıldı? Kaç tanesi Çevre Bakanlığı’na yazıldı gönderildi? Şimdi sadece söylemek yeterli değil. Görevleriniz, yetkileriniz var bu konuda. Yine mesel samimiyetsiz paylaşımı vardı; ‘İnegöllüler, Mustafa kardeşiniz düşündü İnegöllüleri. Asbestli borulardan sizlere su içiyorlar. Mustafa kardeşiniz sizi düşündü ve bu asbestli boruları değiştiriyor’. Hikâye böyle mi gerçekten? Dürüst olmayacağız mı? Gözümüzün içine baka baka, yani bu İnegöllüler bilmiyor mu bu çalışmanın ne zaman başladığını, biliyorlar. Alinur Aktaş başkanımız ile beraber başladı. O zaman 2019’da göreve geldiğimizde, Alinur başkanımız tüm belediye başkanlarını toplayarak, bölgelerinizde beklentiniz nedir dediğinde, biz de İnegöl ile ilgili şehrin altyapı ihtiyaçlarını karşılamak lazım, dolayısı ile bunları yenilemek istiyoruz dedik. Talebimizi bu konuda ilettik. O talep ile başlayan süreç var. Yıl 2019 ama bunu insanların gözünün içine baka baka, ‘Yine sizi Mustafa kardeşiniz düşündü’ gibi söylemleri ben hiç yakıştıramadım. Yani ne böyle siyaset olur ne de siyasetçi olur. Herkes kendine yakışanı yapmaya devam ediyor. Biz işimize bakacağız. Ben böyle şeylerin içinde olmak istemem. Toplum, işte siz neden kavga ediyorsunuz… Tartışmıyoruz, kavga etmiyoruz ama hakkımız da yensin istemiyoruz”
BOZBEY’İN SÖYLEM VE EYLEMLERİ BİRBİRİNİ TUTMUYOR
Bozbey’in söylem ve eylemlerinin uzaktan yakından alakası olmadığını adeta kanıtlayan Başkan Taban, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“Sayın başkan çıkıyor, ‘Arkadaşlar Bursa’mızın suyu bitiyor, tasarruf yapmalıyız’ diyor. Ama ben biliyorum ki, sayısız bizlere gelen, ‘Başkanım mahallemizde su patladı, 10 gündür bu su patlağı tamir edilmiyor. Şimdi bu söylemle eylem tutuyor mu arkadaşlar?”
BURASI KÖY VEYA KASABA DEĞİL
Taban, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Koca bir şehir var burada. Büyükşehir gibi bir şehir var burada. Nüfusu 330 binlere gelmiş bir şehirden bahsediyoruz. Resmi nüfusumuz 302 bin, Göç İdaresi’nden aldığımız diğer nüfusla beraber 330 bin nüfusumuz var. 330 bin nüfus bir köy, kasabası falan değil oradan öyle gözüküyorsa hatırlatmak lazım. Dolayısıyla ekipleri ona göre organize etmek lazım. Yetmiyorsa takviye yapmak lazım. Süslü cümlelerle, süslü sözlerle bunları ifade etmek ne kadar doğru? İşimizi yapalım işimizi”
HABER: SERHAT ÇİÇEK