Kütüphane ve kitaba dair

1964 yılından beri, mart ayının son pazartesi günü ile başlayan haftada Kütüphane haftası kutlanır. Bakanlık yahut yerel yönetimler, Kütüphane Haftasında yaptığı etkinlikler ve duyurularla insanları kütüphanelere çekerek buralardan daha çok yararlanmalarını ve ziyaret etmelerini amaçlamaktadır. Benim çocukluğumda Bursa merkezinde erişilebilir olan sadece birkaç tane kütüphane vardı. Bunlar, Pınarbaşı Nilüfer Hatun Kütüphanesi (Şu an Osmangazi Belediyesi […]

Yayınlama: 02.04.2021
8.815
A+
A-

1964 yılından beri, mart ayının son pazartesi günü ile başlayan haftada Kütüphane haftası kutlanır. Bakanlık yahut yerel yönetimler, Kütüphane Haftasında yaptığı etkinlikler ve duyurularla insanları kütüphanelere çekerek buralardan daha çok yararlanmalarını ve ziyaret etmelerini amaçlamaktadır. Benim çocukluğumda Bursa merkezinde erişilebilir olan sadece birkaç tane kütüphane vardı. Bunlar, Pınarbaşı Nilüfer Hatun Kütüphanesi (Şu an Osmangazi Belediyesi bünyesinde hizmet vermekle birlikte, benimde ilk görev yerimdi), Tophane Çocuk Kütüphanesi (Şu an Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Lala Şahin Paşa Çocuk Kütüphanesi olarak hizmet veriyor) ve Atatürk Kütüphanesi’ydi. (Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde hizmet veriyor.)

 

Daha sonra ’98 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi, Setbaşı Şehir kütüphanesini açarak öğrencilerin şehir merkezindeki kütüphane ihtiyacına deva oldu. İlerleyen günlerde eş zamanlı olarak diğer ilçe belediyeleri de çocuk kütüphanesi, oyuncak kütüphanesi, bilgi evleri açtılar. Hatta zamanla kıraathane, etüd merkezli kütüphaneler de sırayla hizmete girdi. Bana göre elbette ki yeterli değil.








 

Zira özellikle şehrin doğusuna gidildikçe kültür, sanat ve kitabın öneminin yeteri kadar ön planda olmadığı görülüyor. Aileleri suçlamayı doğru bulmuyorum zira yaptığım araştırmalarda, konuştuğum ebeveynlerde vardığım nokta şu oldu; ebeveynler hayat kavgası yüzünden kitap ve dergi gibi yazılı yayınlara yeteri kadar bütçe ayıramıyor. Okumanın önemini kavramış olan ebeveynler ise bu açığın farkında ve kütüphanelerin ödünç alma sistemi sayesinde çocuklarını kitapla buluşturabiliyorlar. Fakat ikamet ettikleri bölgede kütüphane yoksa ve kütüphanenin olduğu bölgeye ulaşmak için toplu taşıma kullanılıyorsa bu aile için ciddi bir maddi külfet olabiliyor. Bu yüzden birbiri ardına açılan kütüphanelerin devamının geleceğini ümit etmekle birlikte hâli hazırda yeni kütüphane binaları için çalışmalar yapıldığının haberlerini alıyoruz. Kütüphane alışkanlığı, dolayısı ile kitap okuma alışkanlığı sadece çocuklar için değil aslında yetişkinleri de ilgilendiren bir husus. Zira içinde bulunduğumuz dönemde şiddet, ahlâk gibi durumlardan şikâyet ederken esasında tüm bunların eğitimsizlikten ve insani hislerimizin yerini hatırlatacak kitaplardan uzak oluşumuzdan kaynaklandığı da gayet aşikâr. Okumayan ve kendini sorgulamayan toplum, hiçbir cins ve canlı ayırt etmeden şiddete ve ahlaksızlığa meyletmekte bir beis görmez. Okumak, sadece yazarın kaleme aldığı bir serüvene tanıklık etmek değil insani olan tarafımızı sürekli sürekli uyarmaktır aslında. İşte bu yüzden hem okumalı ve hem de çocuklarımıza öncelikli rol model olmalıyız. Kütüphaneler ve kitaplıklar bizi cahillikten kurtarıp medeniyete, ahlâklı ve düşünebilen bir topluma taşımak için varlar ve bu kurumların gitgide çoğalması nitelikli bir toplum oluşması için bir merdiven sayılabilir. Kütüphanelerin ve kitabın, aklımızdan ve hayatımızdan hiç çıkmadığı bir ömrümüz olması dileğiyle.

 

Kütüphane haftamız kutlu olsun.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.