İshakpaşa’dan yedi düvele kandil programı

İlçemizin manevi yükünü çeken derneklerden biri olan İshakpaşa Eğitim Bilim Kültür ve Yarımlaşma Derneği, Alanyurt, Akhisar, Mesudiye, Huzur Mahallesi, Yenice ve Merkez derneğinde yapılan Kandil programları ile vatandaşlara hem çeşitli ikramlarda bulundu hem de yapılan sohbetler ile vatandaşların kötü alışkanlıklarından kurtulmaları için vesilelere sarılmalarını tavsiye etti.

Yayınlama: 05.01.2015
845
A+
A-

Alanyurt, Akhisar, Mesudiye, Huzur Mahallesi, Yenice ve Merkez dernekte gerçekleşen Kandil programına birçok vatandaş katılırken, sohbet ve yapılan ikram sonrası vatandaşlar dağıldı.

 

BU GÜNE İSLÂM ALEMİNDE BÜYÜK EHEMMİYET VERİLMİŞTİR








Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim Bilim Kültür ve Yarımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Şenol, “Bir müminin Allah Rasulü s.a.v.’in doğduğu gün hatırına şükür niyetiyle ibadet etmesi, ziyafet tertip etmesi ve sevinmesi ne güzel, ne hayırlıdır! Peygamber sevgisinin bir işareti olan mevlid ise Allah’ın huzuruna çıkacağımız gün için sağlam bir şahittir. Allah Rasulü s.a.v.’in dünyayı teşrif ettiği gün olan bu tarih, müslümanlar için bir sevinç vesilesi olmuş ve bu güne İslâm âleminde büyük ehemmiyet verilmiştir”

 

İLK MEVLİD KUTLAMALARI

“Hz. Peygamber s.a.v. sağlığında doğum yıldönümünü kutlamamıştır fakat bu günü oruç tutarak geçirmiştir. Efendimiz s.a.v.’in doğum gününün kutlanmaya başlanması Dört Halife devrinde başlamıştır. Kaynaklardan edinilen bilgiye göre mevlid ayı ve günü o dönemden beri önem verilen bir zamandır. İmam Süyûtî ve İbn Hacer el-Askalânî (Allah onlardan razı olsun) mevlid ile ilgili yazdıkları eserlerinde Dört Halife döneminden itibaren mevlid gününde Efendimiz s.a.v.’in şemailini ve onu öven şiirlerin okunduğunu tafsilatlı biçimde açıklamışlardır. Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri Dört Halife dönemindeki mevlid kutlamaları ile ilgili şunları yazmıştır: “Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer r.anhüma mevlid gecelerinde evlerinde Efendimiz s.a.v.’in doğumuna dair hikâyeleri, olayları anlatırlardı” Daha sonraki asırlarda özellikle mutasavvıf kimseler mevlid okumaya büyük önem göstermişlerdir. Mevlid kutlamalarını resmî manada ilk başlatan kişi Erbil hükümdarı (Selâhaddin-i Eyyûbî’nin kayınpe-deri) Begteginli Muzafferüddin Kökböri’dir. Bu padişahın mevlid törenlerinde 5000 baş pişmiş koyun, 10.000 tavuk, 100.000 tabak yemek ve 30.000 tepsi helva bulunduğu nakledilmiştir. Mevlid ayı geneline yayılan bu resmî törenler halk için bir şükür ve sevinç vesilesi olmuştur. Muzafferüddin Kökböri bu kutlamaları ilk olarak tasavvuf erbabında görmüş ve bunun üzerine resmî kutlamaya başlamıştır. Memlükler döneminde de Mısır’da bu resmî kutlamalara devam edilmiş ve büyük ehemmiyet verilmiştir. Bu merasimler rebiülevvel ayının başından başlatılır ve mevlid gününe kadar devam edilirdi. Mevlid gecesi Mısır Abbasî halifesi, dört mezhebin baş kadıları, ilim ve tasavvuf ehli, emirler, kumandanlar, devlet adamları, halkın ileri gelenleri, komşu ülkelerden gelen temsilciler tören çadırındaki yerini alırlardı. Önce Kur’an-ı Kerim tilavet edilir, ardından vaazlar verilir, tarikat mensupları tarafından zikir ve evrad okunur, daha sonra yemek yenirdi. Bu sırada sultana tebrikler sunulur, o da devlet ricaline, ulema ve tasavvuf ehline hediyeler verir, muhtaçlara sadaka dağıtırdı. Osmanlı’nın ilk asırlarında resmî olmasa da halk arasında kutlamaların yapıldığı bilinmektedir. Ancak ilk resmî kutlama III. Murad zamanında (1588) başlatılmış ve bu kutlamalar Sultan Ahmed Camii’nde yapılmıştır. Bu uygulama daha sonra bütün Osmanlı coğrafyasına yayılmıştır. II. Abdülhamid Han dönemi Hicaz valilerinden Eyüp Sabri Paşa’nın anlattığına göre mevlid günü Medine’de resmî tatil olur, kaleden top atılır ve o gün dükkânlar açılmazdı”

 

BİR ŞÜKÜR NİŞANESİ OLARAK MEVLİD

“Mevlid ayı ve Mevlid Kandili müslümanlar için bir sevinç ve şükür ayıdır. Çünkü alemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Efendimiz s.a.v. bu ay ve bu gecede doğmuştur. Mevlid günü ve gecesinde yapılacak bütün nafile ibadetler de bu niyetle yapılmalıdır. Nitekim büyük İslâm alimlerimizden İbn Hacer el-Askalânî rh.a.’e mevlid kutlamanın hükmü sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: “Mevlid kutlamanın Sünnet’te sabit bir asla dayandığını şöyle anladım. Sahîhayn (Sahih-i Buharî ve Sahih- Müslim)’de geçen bir hadis-i şerife göre Allah Rasulü, Hz. Musa a.s. ve onun ümmetinin kurtuluş günü olan Aşure gününü şükür mahiyetinde oruçla geçirmiştir. Bundan anlaşıldığına göre Allah Tealâ’nın muayyen bir günde lütfettiği bir nimete veya bir belayı kaldırmasına şükür olsun diye bazı şükür amelleri yapılabilir. Her senenin aynı günü geldiğinde bu şükür işi tekrar edilebilir. Bu şükür namaz, oruç, sadaka ve Kur’an tilaveti gibi çeşit çeşit ibadetlerle yerine getirilebilir. Rahmet Peygamberi Efendimiz s.a.v.’in dünyayı teşriflerinden daha büyük nimet ne olabilir? O halde o günün özellikle tespit edilip ibadetlerle ihyası, yapılması gereken bir vazifedir.” Yine Allah Rasulü s.a.v. pazartesi orucunun hikmetini beyan ederken, “O benim doğduğum ve peygamber olarak gönderildiğim gündür.” buyurarak mevlid gününün faziletine işaret etmiştir. Rasulullah s.a.v.’in doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ve huşu içinde dinlemek, O’nun mübarek ruhuna salât ve selam okumak hiç şüphesiz sevgili Peygamberimiz s.a.v.’e olan sevgi ve bağlılığın bir ifadesidir. Dolayısıyla dine aykırı hususlar barındırmayan mevlidlere katılmak ve dinlemek, mevlid gecelerinde yapılacak güzel işlerden sayılır. Çünkü okunan her mevlidde Rasul-i Ekrem’e, âline ve ashabına çokça salât ü selam getirilir. Salât ü selam okumak ise hem Kur’an’da hem de hadis-i şeriflerde bizlere emir buyrulmuş hususlardandır. Şehabeddin el-Kastallânî, İbn Hacer el-Askalânî, İbn Hacer el-Heytemî, Celaleddin es-Süyûtî , Fahreddin Râzî (Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun) gibi bazı alimler Rasulullah’ın s.a.v.’in dünyaya gelmesi vesilesiyle sevinmenin, bugün münasebetiyle muhtaçlara yardım etmenin, Peygamberimiz s.a.v.’e şiirler (mevlid gibi) okumanın güzel birer amel olduğunu söylemişlerdir. Bu ve diğer mübarek gecelerde kişinin kendisi, ailesi ve tüm müslümanların selameti, affı ve mağfireti için dualar etmesi, kaza namazları varsa onları kılmaya çalışması iyi olur. Mevlid günü oruç da tutulabilir. Yine bu günlerde sürekli Kur’an-ı Kerim okuması ve ibadete gayret edilmesi de güzel amellerdir. İslâm alimleri ve tasavvuf büyükleri mevlid kutlamalarında dinin hükümlerine aykırı hallerde bulunmamaya büyük gayret göstermişler, bid’at ve haram işlerden sakınılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Nitekim İmam-ı Rabbanî hazretleri mevlid törenlerindeki Sünnet’e aykırı işlere karşı çıkmıştır” şeklinde konuştu.

 

BİZİM AMACIMIZ ALLAH RIZASI

Amaçlarının Allah rızası olduğunu belirten Şenol, ” Bizim amacımız vatandaşlarımızın biraz daha Manevi duygularını ön plana çıkararak, kötü alışkanlıklarını bırakmalarını tembihlemektir. Bizim amacımız Allah rızasıdır. Bu nedenle beldelerimizde ve merkez derneğimizde kandil programları düzenledik. İnşallah Rabbimiz bu gece hürmetine ettiğimiz duaları kabul eder” dedi.

 



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.