Kıymetli okurlar, bu yazımızda sizlerle önemli bir konuyu ele alacağız inşallah. “Ramazan sadece 11 ayın sultanı değil, 11 ay’ın örneğidir.” Hepimizin bildiği gibi Allah C.C. dünya hayatını bir imtihan, sınav yeri yapmıştır. Biz kullar yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan sorumluyuz. Ve dünya hayatı, ömrümüz kısadır. Allah’ın her işinde bir hikmet ve sebepler saklıdır. Bizler bilemesek de, […]
Kıymetli okurlar, bu yazımızda sizlerle önemli bir konuyu ele alacağız inşallah. “Ramazan sadece 11 ayın sultanı değil, 11 ay’ın örneğidir.” Hepimizin bildiği gibi Allah C.C. dünya hayatını bir imtihan, sınav yeri yapmıştır. Biz kullar yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan sorumluyuz. Ve dünya hayatı, ömrümüz kısadır.
Allah’ın her işinde bir hikmet ve sebepler saklıdır. Bizler bilemesek de, sorgulayamasak da, hikmet ve sebepler bu dünya hayatında Allah Teala’nın esma’larıyla ve sıfatlarıyla yüce ve sonsuz kudretiyle tecelli eder. En güzel ve en çok tecelli ettiği zamanlardan birisi de mübarek geçtiğimiz Ramazan Ayı’dır. İşte bu mübarek Ramazan’da kim ki vaktini boşa geçirmez, ahiretine çalışırsa, Allah C.C. ona diğer 11 ayı da mübarek kılar. Çünkü bu ayı hakkıyla geçirenler için birçok müjdeler vardır. Senenin tamamını bağışlanmış olarak geçirmesi, (Bir daha ki Ramazan’a kadar) yine seneyi oruçluymuş gibi geçirmesi ve en önemlisi de ‘Rıza’yı İlahi’ye’ ulaşması gibi birçok müjdeler mümin kullara bahşedilmiştir.
Ramazan Ayı biz kullar için bir rahmettir. Bunu biliyoruz ancak ibadet etmeyi (oruç, namaz, sadaka vs) ve haramlardan sakınmayı sadece Ramazan Ayı’na mahsus yapmak kadar insanı diğer aylarda sefalete düşüren başka bir şey yoktur. Çünkü ibadet etmek, iyilik yapmak, haramlardan sakınmak, velhasıl kulun vazifeleri ölene kadar her zaman ve her yerde gereklidir ve farzdır.
Çoğu insana şahit olmuşuzdur ki; Ramazan Ayı içinde bütün ibadetlerini yapar. Namaz kılar, oruç tutar, iyilik yapar, haramlardan ve yasaklardan uzak durur, kulluğunu ifa eder… Ama Ramazan bitince eski haline geri döner. Kulluk vazifesini unutur, ta ki diğer Ramazana kadar devam eder! Bu da gösteriyor ki, bu kişinin imanı zayıftır, insanlar görsün de ayıplamasınlar diye oruç tutuyor, namaz kılıyordur ve bir yandan da Allah’a olan bağışlanma ümidi korkusundan ağır gelmiştir. Oysa ki gerçek mümin korku ve ümit arası olmalıdır. Denge de olmalıdır.
Allah C.C. buyuruyor ki; “…..Artık kim rabbine kavuşmayı umuyorsa, o halde salih amel işlesin ve rabbine kulluk etmekte (riyakarlığa girerek) hiçbir kimseyi ortak koşmasın” (kehf 110)… Allah Teala bizlere ölene kadar ve gücümüz sağlık olarak yetene kadar ibadeti, taati ve diğer vazifeleri farz kılmıştır, sadece ramazan ay’ı değil!
Ayeti kerime de buyruluyor ki; “Şüphesiz ki, gökleri ve yeri yarattığı günde, Allah’ın kitabında (levhi mahfuzda) Allah katındaki ayların sayısı on iki aydır; onlardan dördü haram aylardır işte doğru din budur…. ” (tevbe,36) Gördüğünüz gibi bizi ilgilendiren ve sorumlu kılan sadece bir ay değil, on iki aydır, uyanalım ve dünyaya meyil etmeyelim.
O yüzden Ramazan sadece on bir ayın sultanı değil, onbir ayın örneğidir.
Dolayısıyla şunu unutmayalım ; kul’da bir cüz’i irade vardır ki; bu da kişinin niyetine ve yapacağı sınırlı da olsa gayretine bağlıdır.
Şu hadisi şerif buna delildir; Ameller ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. (buhari)
Selam ve dua ile…