İMAN VE NİKAH İLE ŞAKA OLMAZ

Kıymetli okurlar; Bu konumuz yine güncel konular arsındadır ve herkesin bilmesi gereken şeyler arasındadır ki İman ve nikah ile şaka olmaz.

Sadece ben Müslümanım demekle hiçbirşey yapmadan müslümanım diyebiliyoruz belki ama,konuştuğumuz şeylere ne kadar dikkat edebiliyoruz ve lafın nereye gittiğini biliyoruz bunu kendimize sorgulamak gerekiyor.Sadece bir kelimeyle fazla bişey olmasına gerek yok, Allah muhafaza din-i mübinden çıkabiliriz

Aynı şekilde daha da yaygın olarak eşimizle nasıl konuştuğumuzu iyi bilmemiz gerekiyor,yoksa istemeden bilmeyerekte olsa eşimiz bizden boş olabilir ve ömür boyu haram işlemeye kendi eşimizle zina etmek gibi büyük bir günaha sürükleyebilir.

Bakın Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: ‘’Üç şeyin şakası da ciddisi de ciddidir; Nikah,Boşama ve ‘ric’i talak’ta yani yeni nikah olmadan dönülebilecek boşamada eşine dönmek.’’Yani bir koca şakadan da olsa özellikle eşine boşamayı gerektiren sözleri kullanmaması gerekiyor.Bir kadını,kocasının’’Seni boşadım veya boşanmak istiyorum’’sözü çok incitir.Koca ailesini bu şekilde şakadan da söylese dinimizde bu ciddiyetini almış ve onları kendisinden uzaklaştırmış olur.Yeniden nikah olmazsa birbirlerine yaklaşamazlar.

Yani nikah iki dudağın arasındamıdır ? Bazıları buna itiraz ederler der ki ‘’Dinde kadının boşanma konusunda hiçbir yetkisi ve tercihi yok.Erkek istediği zaman bir kadını,’seni boşadım’ cümlesiyle boşayıp bir anda evin dışına bırakıyor.Bir yuva bir kelimeye kurban edilir mi?’’diyorlar.Ama esasında mesele hiçde böyle değildir.Evet ,Dinimizde ailenin reisi erkektir.boşama yetkisi ondadır,fakat bu reis keyfince yaşayan ve boşayan biri değildir.Yani gerçek mümin olan dinini iyi bilen bir reis böyle yapmamalıdır.Aile reisi önce yüce Allah’a karşı sorumludur.Yuva ona emanet edilmiştir.Bu reis Müslüman,akıllı,buluğa ermiş,adalet sahibi,ailesine şefkat gösterip sahip çıkacak ne konuştuğuna dikkat edip bu emaneti taşıyacak durumda olmalıdır.

Peygamberimiz (s.a.v) ‘’Boşama hakkı,kadına sahip olana aittir’’buyurmuştur.

Sonra,bir yuvanın kurulması da bozulması da bir hukuka bağlanmıştır.Bu işin sınırları Yüce Allah ve Resülü (s.a.v) tarafından belirlenmiştir.Onları çiğneyen, haddi aşan haram işler,zulüm eder,zalim olur.Zalim ise tövbe etmezse hesabını yüce Allah görür.

Gerekli olduğu ve şartlar zorlandığı zaman usulünce boşanmaya kimse bişey diyemez Ama Allah Tealanın en sevmediği helallrdendir.Boşanma hakkının üç olması da olası bir hatayı gidermek içindir.Eğer bir erkek yersiz ve yanlış bir boşama yapmışsa,iş hemen bitmez,yuva tamamen dağılmaz,geri dönme hakkını kullanır,yuva devam eder.

Ve dinimizde,belirli bir vakitte boşanmak niyetiyle evlenmek yasaktır.Nikahta niyet,ebediyyen bu beraberliğin devam etmesidir.Yani Müslüman bir erkek veya kadın,evlenirken ölümden sonra ahirette de eşiyle-inşallah-cennette beraber olmaya niyet etmelidir.

Şunu da hatırlatalım ki, bir kadının, sebepsiz ve yersiz bir şekilde kocasından boşanmayı istemesi tehlikelidir. Allah Rasulü (s.a.v) bu konuda kadınları şöyle uyarmıştır: “Hangi kadın bir sıkıntı içinde değilken gereksiz yere kocasından boşanmayı isterse, ona cennetin kokusu haramdır.” Aynı şekilde sırf nefsinin keyfi için hanımını boşayıp mağdur eden erkekler de lanetlenmiştir. Herkesin haline şahit olarak yüce Allah yeter.
Eğer, sabır çok tatlı bir şey olsaydı Allah elçisine sadece “Sabret” derdi. Oysa Rab Teala ona; “Sabır acıdır. Ama sen sabret” diye buyurmuştur. Salih B. Beşir El Mürri (k.s)

Allah cc bizleri doğru yoldan ayırmasın,şaşırtmasın inşallah…

Selam ve Dua ile…