Kıymetli okurlar! Bütün günahların tövbesi vardır,Bir olan Allah Teala’ya şirk koşmanın dışında Allah gerçek anlamda nasuh tövbe eden kulunun günahlarını bağışlar. Allah Teala buyuruyor ki; ‘’De ki; Ey günahlara dalıp haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayan, çok acıyandır. Size azap çatmadan önce Rabbinize dönün ve […]
Kıymetli okurlar! Bütün günahların tövbesi vardır,Bir olan Allah Teala’ya şirk koşmanın dışında Allah gerçek anlamda nasuh tövbe eden kulunun günahlarını bağışlar.
Allah Teala buyuruyor ki; ‘’De ki; Ey günahlara dalıp haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayan, çok acıyandır. Size azap çatmadan önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun.’’
Konuyla ilgili olarak Efendimiz (s.a.v) bu ayeti kerimeyi şöyle açıklıyor ;
‘’Bana, dünya ve içindekiler verilseydi, bu ayet kadar sevinmezdim.’’
Hem ayette ve hadiste görüldüğü gibi ne kadar günahkar olursak olalım, Allah Teala’nın gaffar olan ismi hürmetine tövbe edip teslim olursak günahlarımızın bağışlanacağını bilmemiz ve ümitsizliğe düşmememiz gerekiyor.
Hadisi şerifte ise efendimiz’in (s.a.v) sevinci, ümmeti içindir. Çünkü Cenabı Hakk O’nun, makamına göre kusur sayılacak bütün hatalarını affettiğini müjdelemiştir.
Ve yine ayeti kerimeden anlaşılacağı üzere azap gelip çatmadan yani kıyamet kopmadan, ölüm bizlere ulaşmadan kula tövbe kapısı açıktır. Onun için tövbe etmekte geç kalmamak ve bir an önce herkesin günahlarından tövbe etmesi gerekmektedir.Çünkü ölümün ne zaman,nerede ve ne şekilde geleceğini bilemeyiz.
Küfür ve şirk içerisinde olan veya sonradan o sapkınlığa düşen kimseler içinde tövbe varsa da yine aynı şekilde can boğaza dayanmadan öncedir.Allah’a iman etmesi,hükümlerine teslim olması,emirlerine uyması ve bütün kusurları için tövbe etmesi farzdır.
Tövbe,irade ve sevgi ile Yüce Allah’a yönelmektir.
Tövbe,kalbin Yüce Allah’tan uzaklığına yanmak, nefsin gafletine ağlamaktır.
Tövbe samimiyet ve pişmanlıktır.
İnsanlar arasında kınanmaktan korkup kötü şeyleri terk etmek, itibarını kurtarmak için tövbe yapmak, halkın içinde rezil olurum endişesi ve korkusuyla yaptıklarından pişman olmak gerçek tövbe değildir.
Muhyiddin b. Arabi ilahi rahmetten ümidi kesmek hakkında şöyle buyuruyor;’’İnsanın fıtratındaki kulluk kabiliyetinin tamamen yok olması demektir.Halbuki bir fıtratta azıcık ilahi nur kalmışsa, onun Allah’ın gazabını geçen geniş rahmetine ulaşması, Rabbine dönmesi, O’nu sevmesi ve O’na sevilmesi mümkündür.’’
İmam Kuşeyri (k.s) ise ‘’Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.’’ Ayetine şu manayı vermiştir :
‘’Ey kulum! Bizim kapımıza gelip gitmeyi kessen de, kalbini bizden koparma.Bizden sevgini ve ümidini kesme, Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder.Kul şunu da bilmelidir ki,onun kurtuluşu kendi yönelmesiyle değil,Allah’ınlutfüylaolmaktadır.Allah’ın özel yardımıyla kul Rabbine yönelmektedir.Yoksa, kendi gayret ve yönelmesiyle Yüce Allah’ın fazlına ulaşmış değildir.’’
Efendimizin (s.a.v) şu müjdesi çok önemli:
“Bir kul, günah olan bir amel yaptığında, peşinden:
-Rabbim! Ben bir günah işledim; beni affet! diye yalvarırsa Allahu Teala:
-Kulum bir günah işledi; kendisini affedecek ve hesaba çekecek bir Rabbi olduğunu bildi. Ben kulumu affettim! buyurur. Sonra kul, tekrar bir günah işlediğinde:
-Rabbim! Ben bir günah işledim; beni affet! diye yalvarır. AllahuTeala:
-Kulum bir günah işledi, kendisini affedecek ve hesaba çekecek bir Rabbi olduğunu bildi. Ben kulumu affettim! buyurur. Kul döner bir günah daha işler. Yine:
-Rabbim! Ben bir günah işledim; beni affet! diye yalvarır. AllahuTeala:
-Kulum bir günah işledi; kendisini affedecek ve hesaba çekecek bir Rabbi olduğunu bildi. Ey meleklerim! siz şahit olun, ben, kulumu affettim, ne yaparsa yapsın!
buyurur.”
Selam ve Dua ile…