Bir sor bakalım “kadın hakkı” neden var?

Adamın biri bas bas bağırıyordu köşesinde: “Kadın hakkı, erkek hakkı, hayvan hakkı diye bir şey yok diye…” Mevzûya Peygamber efendimizi dahi dâhil etmiş, cümleleri kavmiyetçilikten filan devam ettiriyordu. Hayatı boyunca hanımından hiç fiziksel ve psikolojik şiddet görmemiş, muhafazakâr postunu giymiş bir yobaz bu. Kim olduğunu söylemeyeceğim çünkü kimse tanımasın böyle bir karakteri, kimse falanca şöyle […]

Yayınlama: 24.12.2019
3.837
A+
A-

Adamın biri bas bas bağırıyordu köşesinde: “Kadın hakkı, erkek hakkı, hayvan hakkı diye bir şey yok diye…”

Mevzûya Peygamber efendimizi dahi dâhil etmiş, cümleleri kavmiyetçilikten filan devam ettiriyordu. Hayatı boyunca hanımından hiç fiziksel ve psikolojik şiddet görmemiş, muhafazakâr postunu giymiş bir yobaz bu. Kim olduğunu söylemeyeceğim çünkü kimse tanımasın böyle bir karakteri, kimse falanca şöyle yazmış demesin, köşesinde yok olup gitsin ümit ederim ki. Zira öyle basit gösteriyor ki kadınlara uygulanan şiddeti…

“Bana damdan düşeni getirin” der ya Nasreddin hoca.






Merak ediyorum, bu adamlar hayatları boyunca hiç dayak yediler mi acaba hanımlarından? Tuhaf olan ise kendi evlerinde sorun yok diye sıkıntı yaşayanları göz ardı etmeleri, yok saymaları.

Diyanet görevlilerinin bulunduğu bir platformda geçenlerde bir Kur’an Kursu öğreticisi hanım anlatıyor; kocasından dert yanan kişiye soruyormuş: “Beyinin huyunun düzelme ihtimali var mı sence? El-cevap: Hocam bana dedi ki senin benim elimden daha çok çekeceğin var.”

Eline sazını alan “erkeğin kadın üzerindeki haklarını” konuşuyor. Kendine kanal bulan başlıyor “Kadın söylendiği kadar şiddet görmüyor” diye konuşmaya. Adam tabiri caizse kadını kesiyor, doğruyor ama canlı kanıt yoksa gene 5-10 sene ile çıkıyor bir şekilde. Bir insan ömrünü yok etmek birkaç senecik. Bir insanın psikolojisini çökertmek keza o da bir kaç senecik.

 Geçenlerde Şule Çet ‘e tecavüz için verilen ceza, cinayet için verilen cezadan daha azdı.

“Maalesef kadınlara özgürlük; kocayı tınlamama, evliyken başka erkeklerle gezme gibi olumsuzlukları getirdi.” Birisi de böyle bir yorum yapmış. Amiyâne bir tabirle hanımını tınlayan kaç erkek var peki çevremizde? Kaç tanesi hayatları, evleri ya da herhangi bir mevzuda hanımı ile istişare ederek karar alıyor?

Anayasanın 41. Maddesine göre Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Eşitliği geçtim, adamlar hanımının miras malı üzerinde bile hak iddia ediyor artık. E hani Müslümandık?

İslam hukukuna göre erkek evi geçindirmek zorunda, kadın ise malından hiçbir şey harcamak zorunda değil ya hani? Nerede uygulayan?

Türkiye kanununa göre ise kadın ve erkeğin maaşı ortaktır. Kadın “ben ev geçimine dâhil olmak zorunda değilim” deme hakkına sahip değil.

Sonuç?  Beyefendi karısının maaş kartını elinden alıyor, malına el koyuyor. Aile mi şimdi peki bu?

Eşitlik mi?

Adalet mi?

Hangisi?

Hiçbir kanuna uymuyor yapılanlar. Sonra veryansın ediyorlar:” Kadınlar çalışmaya başladı, okumaya başladı. Hep AB projesi bunlar.”

Vıdı vıdı vıdı…

Kendi evinde sorun yok diye başkaları da refah içinde sanılmasın. Kendi lütfedip hanımını bıçaklamadı diye başka evlerde diğer evlilikleri de sağlıklı görmesinler, görmeyin.

Kadınlar ruhen, bedenen ölüyor ve öldürülüyor.

Dur diyen yok!



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş