Kent Konseyi Kadınlar Meclisi Başkanı Şeyma Topalak, bugün bir basın toplantısı düzenleyerek Özgecan cinayeti hakkında açıklamalarda bulundu. Topalak idam çağrısında bulunarak, haksız yere öldürenler kesinlikle ayni akıbeti yaşamaları gerektiğini ifade etti. •Serhat ÇİÇEK
Kent Konseyi Kadınlar Meclisi Başkanı Şeyma Topalak, “Öldüren, öldürülürse ölümler değil yaşamlar artacaktır ve bizce de kesinlikle haksız yere öldürenler kesinlikle ayni akıbeti yaşamalıdırlar” dedi.
ÖZGECAN ŞEHİTTİR
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Kent Konseyi Kadınlar Meclisi Başkanı Şeyma Topalak, “Ülke olarak son bir haftadır adi bir cinayeti konuşuyoruz. Kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla yaşlısıyla büyük bir sarsıntı yaşadık ve yaşıyoruz. Sebepleri konuşuyor, çareler ve çözümler üzerine fikirler yürütüyoruz. Evet, bütün ölümler acıdır ve her ölüm ‘erken ölümdür’ buna inanıyoruz ama Özgecan’ımızın ölümü hepimiz için adeta milli yas haline gelmiştir. Bizce kendisi şehittir. Allah kendisine rahmet etsin. Ailesinin ve hepimizin başı sağ olsun çünkü o hepimizindir. İnsanlar bir kez ölür ama biz anneler her evlat ölümlerinde tekrar tekrar ölürüz. Her acı cinayet arkasından olduğu gibi yine idam cezası haklı olarak gündeme gelmiştir. Şu anda bu konu konuşulmaktadır ve daha uzun zaman da konuşulacaktır. Ama gerçek olan şudur; öldüren, öldürülürse ölümler değil yaşamlar artacaktır. Ve bizce de kesinlikle haksız yere öldürenler kesinlikle ayni akıbeti yasamalıdırlar. Bu hem toplumsal barışı ve hem de adalete olan güveni sağlayacaktır. Kamu vicdanı adil yargılamada çok önemlidir. Bizi biz yapan değerleri korurken AB ne der tartışması anlamsızdır” dedi.
“KATİL ADAYLARININ YETİŞMESİNİ ENGELLEMELİYİZ”
“Devlet, kendisine karşı yapılan suçları(!) çok kolay cezalandırırken fertler söz konusu olunca aynı hassasiyeti göstermemesi tartışılmalıdır” diyerek konuşmasını sürdüren Topalak, “12 Eylül’de çocukların yaşlarını büyüterek idam etmesi, bir sağdan bir solda idam ederek denge(!) kurması, sadece başörtüsü eylemine katıldığı için 14 yaşındaki Yakup Köse’ye 10 yıl hapis verilip çıkınca tekrar içeri alınması, bir fikir adamı olan Salih Mirzabeyoğlu’nun 15 yıl hapis yatması hafızalarda daha çok tazedir. Özgecan’ımızın kahpece öldürülmesiyle, bir kez daha eğitim sistemimiz sorgulanmalı, potansiyel başka katil adayların yetişmesini engelleyecek çalışmalar yapmak zorundayız. Yazılı ve görsel medya yaptığı kışkırtıcı ve ahlaksız yayınlardan vaz geçmeli ve öz eleştirisini yapmalıdır. Ayrıca dini ve ahlaki eğitime karşı çıkanlar bu yanlış durumlarını gözden geçirmelidir. Din, ahlak, adalet, hak, saygı, empati, doğruluk, kültürü sıkça okullarımızda, toplumda ve kürsülerde işlenmelidir Ateş sadece düştüğü yeri değil bazen da Özgecan’da olduğu gibi hepimizi yakmaktadır” şeklinde konuştu.