AK Parti Yozgat Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Yusuf Başer, TBMM’de AK Parti Grubu adına gerçekleştirdiği konuşmada Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı sistemi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Başer, “Başbakanlık kalksın, Cumhurbaşkanı yürütmenin tek başına başı olsun! Bu iki başlılık da bitsin. Yapmak istediğimiz şey, karmaşayı gidermedir, iki başlılığa son vermektir.” dedi.
TBMM’de AK Parti Grubu adına gerçekleştirdiği konuşmada Anayasa değişikliğinin ülkeye ve millete hayırlı sonuçlar getirmesini dileyen AK Parti Yozgat Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Yusuf Başer, sistemin önünün açılması için hazırlanan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı sisteminde söz de karar da milletin olacaktır. Anayasa değişikliğinin; geleceğin yeni, güçlü ve ileri Türkiye’sinin manivelası olacağına inanıyorum” ifadelerine yer verdi.
Anayasa değişikliği teklifinin, millet için hazırlandığının altını çizen Başer, “Millete soralım arkadaşlar! Milletten kimse kaçmasın. Anayasa değişikliği ile 104. Maddede ne diyoruz? Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere iki başlı, halka iki başkan seçtiren bir uygulama olmasın. Başbakanlık kalksın, Cumhurbaşkanı yürütmenin tek başına başı olsun! Bu iki başlılık da bitsin. Yapmak istediğimiz şey, karmaşayı gidermedir, iki başlılığa son vermektir. Buna hangi mantıklı kişi hayır diyebilir?” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partili olmasını şiddetle eleştirenlerin olduğuna değinen Başer, “Cumhurbaşkanının seçilince partisi ile ilişkisi kesilsin demenin anlamı şudur. ‘Biz gerçekleri görmek istemiyoruz. Herkes partili değilmiş gibi tiyatro yapsın.’ Bu ikiyüzlü ve çelişkili duruma siz yönetim mi diyorsunuz? Siyasetten ikiyüzlülüğü çıkartıp atmanın; dürüst, açık, kimlikli siyaseti savunmanın neresi yanlıştır? Bu millet, riyasız, samimi, dürüst siyaseti hak edecek kadar asil karakterlidir. Biz de onlara bunu söylüyoruz: Bu oyuna bir son verelim, dürüst olalım. Partimiz AK Partidir, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır.” dedi.
“Önceki sistemde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı vesayet makamı değil artık, milletin demokratik iradesinin tecelligahıdır” diyen Başer, “Halk iradesi orada ortaya çıkıyorsa, oraya bir ‘erk’ tevdi etmesi kadar meşru ve doğal ne olabilir? Halkın seçtiği Cumhurbaşkanını, merasim başkanlığında bırakmayı hiç kimse tahayyül bile edemez! Böyle bir istek, halk iradesine saygısızlık olur, hakaret olur. Elbette halkın seçtiği kişi güçlü olacaktır. Halk iradesinden elbette bir erk çıkacaktır” şeklinde konuştu.
Mevcut sistemde hükümetle Cumhurbaşkanı arasında kriz olmamasının istisna olduğunu savunan Başer, “Ak Parti olarak krizden keyif alan, işler yavaşlayınca milletin huzursuz olmasından mutlu olanlardan değiliz. İşte o takozu Türkiye’nin tekerleğinin önünden bu nedenle kaldırıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanının Yüce Divan görevi de gören Anayasa Mahkemesi’nin, Yüksek Mahkeme’nin üyelerini seçecek diye feveran edildiğini söyleyen Başer, “12 yıllığına seçilmiş üyeler var karşımızda. 5 yıllığına seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın döneminde bunlardan kaç tanesinin süresi dolar da atama imkanı olabilir? Süresi dolanlardan da kaç tanesinin ataması Cumhurbaşkanının kendi kontenjanından olur? 2 mi, 3 mü? Bu mu tehlike? Bu mu kendini yargılayacakları seçmek? Yok eğer, diyorsanız ki Recep Tayyip Erdoğan’a İnşallah, Allah uzun ömür verir, 20 yıl daha bu memleketin başında durur, millet ondan vazgeçmez, biz de daha iyisini asla bulamayız halka sunacak, o nedenle hep o başta kalır ve atamaları da o yapar, o zaman iş başka. Böyle düşünüyorsanız, o zaman kapatın partinizi de gidin kardeşim, siyaseti de bırakın, ülkeye özgüvenli bir muhalefet gelsin” açıklamalarında bulundu.
Eleştirilerin tutarlı olması halinde yararlanılabileceğini vurgulayan Başer, “Bir Cumhurbaşkanı en fazla 2 defa seçilebilecek. Buna da sınır getirdik ki bu ülkeye artık ne ‘Milli Şef’ler gelsin, ne ebedi Başkanlar olsun, ne de 6 defa gidip yedi defa gelen “kurtarıcı baba”lara kalsın bu ülke. Halkımız bunu görmeli; muhalefete rağmen liderinin süresini sınırlamayı AK Parti iktidarı olarak biz istiyoruz” görüşlerine yer verdi.
Anayasanın 104. Maddesi ile Padişahlarda olmayan yetkilerin Cumhurbaşkanına verildiği iddialarına ise Başer “Siz hiç Meclise bütçe sunan onay isteyen bir padişah gördünüz mü? La yüs’el değil, seçilmişliğin sorumluluğu ile Yüce Meclisin karşısına çıkıp demokratik kültürün gereği olarak hesap verecek bir Cumhurbaşkanı, ne zamandır padişah oluyor, neden sizi rahatsız ediyor? Öngörülen sistemde Meclisi feshetme yetkisi, aslında kendisini de feshetmesi anlamına gelmektedir. Siz, kendini baştan indiren kaç padişah gördünüz? Bunun adı demokratik liderliktir, Bunun adı Halkın liderliğidir, Bunun adı Milletin Cumhurbaşkanlığıdır” cevabını verdi.