Mehmet Engin Uysal, bilinçsel ve duygusal becerilerle kazanılan mutluluğun başarıya yüzde 30 oranında katkı sağladığını ifade ederek, “Çocuklar sadece ders çalışarak başarılı olmaz. Aynı zamanda dikkat, öz güven, algı, hafıza, sabır gibi becerilerin kazandırılması ve mutlu bir çocuk yetiştirilmesi gerekiyor” dedi.
Son araştırmaların beyinde öz güven motivasyonun bölgesi olan limbik sistemin beynin ana bağlantı merkezi olduğunu ortaya koyduğunu belirten Dr. Mehmet Engin Uysal, “Başarıyı istiyorsak mutlaka ve mutlaka limbik sistemimizi güçlü tutmalıyız” dedi. Anne ve babaların genellikle başarılı bir geleceğe sahip çocuklar istediklerini dile getiren Uysal, mutluluğun başarıyı artırdığını söyledi. Brainfit Türkiye Kurucusu Uysal, “Anne babalara çocukları için nasıl bir gelişim istediklerini sorduğumuzda ilk önce mutlu bir geleceğe sahip olsunlar ve başarılı olsunlar diyorlar. Bunu gerçekleştirmenin bir formülasyonu var. Y ve Z kuşak anne babaların mantığı şudur; emek yoksa ekmek de yoktur. Çalışacaksın ki başarılı olacaksın. Çocuğumuzun öncelikle mutlu olması lazım. Mutluluk başarıyı yüzde 30 artırıyor. Dengeyi kaybetmeden, öz güvenli bir şekilde mutlu, akabinde de başarılı oluyorlar” dedi.
Mutlu bir birey elde etmek için öncelikle belli becerilerin kazanılması gerektiğinin altını çizen Dr. Uysal, “Mutluluk beceri ister. Mutlu olmak için bazı becerilere sahip olmak gerekiyor. Genelde tüketimin mutluluk getirdiği algılanır. Bu düşünce kesinlikle yanlıştır. Dikkatin, hafızanın, algının, sabrın ve gayretin güçlü olması gerekiyor. Sosyal-duygusal taraftan ise öz güvenin, empati duygusunun güçlü olması gerekiyor. Bunların hepsi birer beceridir. Beceriler de yaşayarak ve tekrar edilerek kazanılan bir olgudur” şeklinde konuştu.
“Sürekli ders çalışıyoruz ve çalıştırıyoruz”
Dr. Uysal, çoğu ailenin başarıyı sınav notlarına göre ölçümlediğini dile getirerek, “Bizler aileler olarak hayatta başarısını, sınav başarısı olarak görüyoruz. Maalesef böyle bir akım var; lakin başarı kazanmak için yüzde 10 kişinin var olan vücudundan kaynaklanan etmenler, yüzde 50 bilgiler, yüzde 40’ta mental gelişme gerekli oluyor. Mental gücü, başaracağımız şeyi görselleştirme; hafıza, dikkat çalışmaları, sabır ve dayanıklılık çalışmaları olarak tanımlayabiliriz. Bu yanlarımızı geliştirerek, bilgi ve sağlığı da bütünleştirerek yüzde 100 başarıya ulaşabiliriz. Sürekli ders çalışıyoruz ve çalıştırıyoruz; fakat zihni geliştiren bu çalışmaları es geçiyoruz. Problem buradan kaynaklanıyor. Mental açıdan güçlü çocuklar yetiştirirsek başarı kendiliğinden gelecektir” diye konuştu.
“Hafıza güçlendirme çalışmaları yapmak lazım”
Günümüzde çocukların gelişimini tamamlamadan okula başladıklarını belirten Dr. Uysal, şöyle devam etti:
“Şu anda okula başlayan çocuklar, gelişimlerini tamamlayarak okula başlamıyorlar. Bazı alanları zayıf, bazı alanlar ise oldukça güçlü. Örneğin IQ seviyesi oldukça güçlü ancak dikkat becerileri ise bir o kadar zayıf. Bunun sebepleri arasında da teknoloji, hazır tüketim, koruyucu anne babalar, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme gibi unsurlar yer alıyor. Ebeveynler öncelikle çocukların okula başlamaya hazır olup olmadığını bilmeleri lazım. Çocuklarımızın okul gibi oldukça kompleks, oldukça karmaşık bir sistemin içine sokmadan evvel buna dikkat etmek gerekiyor. Sorumluluk duygusu gelişmiş mi, derslere odaklanması için dikkat becerisi gelişmiş mi bunlara bakmalıdırlar. Çocuklarda hafızayı geliştirmek için öncelikle dikkat becerisini geliştirmek gerekiyor. Çocuğun hafızası için öncelikle dikkatini sorgulamak lazım. Eğer çocuğunuzun dikkat ile ilgili problemi yoksa ve hala hafıza problemi yaşıyorsa; sayı ezberleme, kelime ezberleme gibi hafıza güçlendirme çalışmaları yapmak lazım.”