İnegöl Marangozlar ve Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan, geçtiğimiz gün bazı açıklamalarda bulunarak 2016 Yılında Mobilya sektörünün hedefe ulaşılamadığını ifade etti.
İnegöl Marangozlar ve Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan, 2016 Mobilya sektörü hakkında bilgiler verdi ve 2017 beklentilerini değerlendirdi.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Ayhan, “2016 yılı üretim sektörü için çok iyi geçmedi. Bunun birçok nedenleri var. Mobilyacılarımız her yıl bir önceki yıldan daha umutlu bir şekilde yeni yıla girerler. Beklentileri ve moralleri yüksektir. Biz sektörümüzü güncel olaylara göre değil meslek hiç bitmeyecekmiş gibi, mesleğe yeni başlıyormuş heyecanı ve isteği ile hazırlarız. Ülkemizde her zaman ekonomik, siyasi, darbe ve darbe kalkışması gibi olaylar yaşanmıştır. 2016 yılında da ülkemizde böyle bir kalkışmanın olması bizleri üzmüştür. Tüm Türkiye o gece vatanı için bir ve beraber oldu. Hep birlikte bugünleri yaşadık ve demokrasiye sahip çıkmak için mitinglere katıldık. Fakat ertesi gün sanki hiçbir şey olmamışçasına işimize gittik çünkü bizim sorumluluklarımız var. İş hayatı ara vermeye gelemez. Her dükkânın, fabrikanın kendine göre genel giderleri, üretim planlaması, siparişleri, ödeme günleri var. Üretim yapmanın getirdiği yükümlülükler var. Bunların hiçbiri ne darbeyi ne kalkışmasını ne de siyasi krizleri dinlemez. Herkes alacağını ister. İmzalanmış evraklar, alınmış krediler var. Bir taraftan hayat devam ediyor. Bunun verdiği sorumlulukla biz de işimizin başına dönmek ve devam etmek durumundayız. Irak, Suriye ve diğer komşu ülkelerimizde uzun yıllardır süren belirsizlikler, sıkıntılar var. Sorunsuz komşumuz yok desek yeri var. Mobilyacı üretim alanını ona göre planlamış. Seri üretimlerde ürünün yüzde 40-50’sini yurtdışına satma zorunluluğu var. Yüzde 50’sini de yurtiçinde satmamız lazım. Yurtiçinde devamlı şekilde teröristlerin batıda ve doğuda yapmış oldukları hain saldırıları görüyoruz. Doğudaki esnaflarımız her zaman sıkıntı içerisindeler. Onların sıkıntıya düşmesi bizleri de sıkıntıya sürüklemiştir. Çünkü taahhütlerini yerine getirememişlerdir. Türkiye’yi bir bütün olarak düşünüyoruz. Vücudumuzun neresinde bir rahatsızlık olursa olsun bundan tüm vücudumuz etkilenir. Ülkemizde bu olayların olması ekonomik yönde üretim yapanları zor durumda bırakmaktadır. İşin devamlılığı da önemlidir. Biz bu olumsuzluklara rağmen işlerimizden taviz vermeden, elemanlarımızı çıkarmadan ayakta kalma mücadelesi veriyoruz. Türkiye eski Türkiye değil. Genel giderleri, maaşları, vergileri, masrafları ile her şeyimiz katlandı. İş yerlerimiz eskiden ağabey-kardeş, baba-oğul ortamından çıkmıştır. Küçük ölçekli çalışan yerlerde bile 5-10 eleman, büyük firmalarda ise yüzlerce çalışan bulunmaktadır.”
“Mobilya her zaman satılabilir bir ürün değil. Krizde ilk etkilenen sektörlerden biridir. Giyim, beyaz eşya ve mobilya sektörleri, krizlerden etkilenen en önemli tüketim maddeleridir. Biz de bu durumlarda sıkıntılar çekiyoruz. Düğünler, yaz sezonları ve benzeri etkinliklerin olduğu zamanlarda mobilya sektörü canlanıyor fakat Türkiye’nin şuan 81 ilinin 70’inde mobilya üretiliyor, yeni fabrikalar kuruluyor, bant sisteminde seri şekilde üretim yapılıp bayilikler verilmektedir. Bu olumsuzluklar rağmen İnegöl mobilyacısı kalitesini, tasarımını ve ustalığını sanayicinin kurduğu son sistem tesislerle birleştirip yurtiçi ve yurtdışında İnegöl mobilyasını en iyi şekilde duyurmak ve satmak istiyoruz. İnegöl, Milano’dan sonra dünyanın en önemli üretim ve tasarım merkezi olmayı hedeflemektedir. Türkiye’de mobilyanın başkentiyiz diyoruz. Bu zorluklar içerisinde bunları sürdüren mobilyacı arkadaşlarımı tebrik ediyorum.”
“Sektörümüz 2016 yılını hedeflediği gibi geçiremedi. Ayakta kalabildiysek, elimizdeki mevcut durumu koruyabildiysek başarılıyız demektir. Sanayicimiz fabrikalar yapıyor, makineler alıyor, işyerlerini ve mağazalarını büyütüyor. Bunlar kolay değil. Hiçbir şey dışarıdan görüldüğü gibi değildir. Bu işin mutfak bölümü ve içeriği kimse tarafından bilinmez. Mobilya sektörü, yalnızca mağazaların ve ürünlerin güzelliği, teşhirlerdeki güzel sunumlarla sınırlı değildir. Bu işin mutfak kısmı da hayli zor bir iştir. Bu şartlarda ayakta kalan, hırsını ve azmini kaybetmeyip mücadele eden mobilyacılarımızı tebrik ediyorum.”
“Her zaman bir önceki yılı sıkıntılarıyla geride bırakarak yeni bir heyecanla gelecek yıldan umutlu olmuşuzdur. 2017’den de umutluyuz. İnşallah öncelikle bölgemizdeki olaylar biter ve yurtiçindeki terör sona erer, asayiş sağlanır. Huzurun ve barışın olduğu ortamlarda bu sektörle ilgili çalışan herkes mutlu olabilmiştir. Huzur ve barışın olduğu yerde ekonomi düzgün olmuştur. Öncelikle iç ve dış huzurun sağlanmasını temenni ederek 2017 yılının bir önceki yıllardan daha iyi işlerin hayata geçirildiği bir yıl olmasını diliyoruz. Mobilyacılarımız birçok yatırımlar yaparak fabrikalarını büyütmüşlerdir, makineler almışlardır, mağazalarını açmışlardır, şubeler açmışlardır, ülke dışı bayilikler vermişlerdir. Ekonominin en önemli şartı huzur ve barış ortamıdır. Ülkemizde huzur ve barış ortamı sağlandıktan sonra ekonominin de iyiye gideceğini düşünüyoruz. Bununla birlikte işlerimizin de iyiye gideceğini düşünüyoruz. Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü korumak için şehit olanlara Allah’tan rahmet, gazilerimize hayırlı ve huzurlu ömürler diliyoruz. Ülkemizin bir ve beraber olmaya ihtiyacı vardır. Önemli kararlarda tüm siyasi partilerimizin, devletimizin yanında bir ve dik durmalarını temenni ederiz. Herkes siyaset yapacaktır ama ortak noktalarımızda birleşmeyi başarmalıyız. 2017 yılının ülkemize huzur, barış, mutluluk, sağlık ve ekonomik başarılar getirmesini temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.