Haydarpaşa Tren Garı’nda Modanisa firmasını düzenlediği tesettür defilesi ülke genelinde olduğu gibi ilçemizden de tepkiler gelmeye başladı. İnegöl Aile Hayatını İyileştirme Derneği (AHİD) Başkanı Naci Köseoğlu, geçtiğimiz günlerde düzenlenen defile ile ilgili açıklamalarda bulunarak, “Haydarpaşa Garı’nda Modanisa Firması’nın sözde tesettür defilesi adı altında rezil bir defile yapılmış, başında örtü alt tarafı dar ve yarı açık kıyafetler teşir ederek,
Haydarpaşa Tren Garı’nda Modanisa firmasını düzenlediği tesettür defilesi ülke genelinde olduğu gibi ilçemizden de tepkiler gelmeye başladı. İnegöl Aile Hayatını İyileştirme Derneği (AHİD) Başkanı Naci Köseoğlu, geçtiğimiz günlerde düzenlenen defile ile ilgili açıklamalarda bulunarak, “Haydarpaşa Garı’nda Modanisa Firması’nın sözde tesettür defilesi adı altında rezil bir defile yapılmış, başında örtü alt tarafı dar ve yarı açık kıyafetler teşir ederek, Müslüman kadının tesettürüne ihanet yapılmış, modaya kurban edilmiştir” dedi.
Konu ile ilgili basın açıklaması gerçekleştiren Naci Köseoğlu, Müslümanların tesettür konusunda daha duyarlı olmasını gerektiğini ve İslami eğitimlerin kesinlikle genç nesillere doğru aktarılması gerekliliğini ifade etti.
Köseoğlu basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Savaş meydanlarında bizleri mağlup edemeyen batı zihniyeti, Müslümanları Allah’ın rızası olduğu İslam hayatından uzaklaştırmanın yolu olarak, Kuran kavramlarını dejenere edere ve tahrif etmek, içini boşaltmak suretiyle gerçek İslam’a karşı, tahrif olmuş, protestanlaştırılmış, kendi menfaatlerine ve sömürü düzenine zarar vermeyecek cihadsız, şeriatsız ve fıkıhsız bir din anlayışı ile bizleri İslam’dan uzaklaştırma yoluna gitmiştir. İşte içini boşaltmak istedikleri kavramlardan birisi de tesettür kavramıdır. İşte içini boşaltmak istedikleri kavramlardan birisi de tesettür kavramıdır. Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde Haydarpaşa Garı’nda Modanisa Firması’nın sözde tesettür defilesi adı altında rezil bir defile yapılmış, başında örtü alt tarafı dar ve yarı açık kıyafetler teşir ederek, Müslüman kadının tesettürüne ihanet yapılmış, modaya kurban edilmiştir”
“Müslüman kızlarımıza şunu iyice öğretmeliyiz ki ; tesettür Allah’ın emridir. Sadece başı örtmek tesettür için yeterli değildir. Nur Suresi 31. Ayet’te Rabbimiz, “Ve mümin kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler (haramdan sakınsınlar) ve ırzlarını korusunlar. Zahir olan kısımlar (görünen el, yüz ve ayaklar) hariç, ziynetlerini açmasınlar. Ve başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler)” buyurmuştur. Bu ayet-i kerimden yola çıkarak fıkıh kitaplarımızda tesettürün asgari şartları olarak el ve yüz hariç tüm vücudun, vücut hatları belli etmeyecek şekilde dar ve şeffaf olmayan bir kıyafetle örtülmesi şart koşulmuştur”
“Tesettürün amacı Müslüman kadının şıklığını ve cazibesini sokaklarda teşir etmesi değil, kendi dişiliğini gizleyip erkekleri tahrik etmemesi ve dikkat çekmemesidir. Tesettürün tarzı olmaz ve modaya kurban edilemez. Tesettür dişiliğini değil, kişiliğini ortaya koymasıdır Müslüman kadının. Merhum Necip Fazıl’ın dediği gibi; “Altı şişhane, üstü tersane” misali, başı örtülü, alt tarafı daracık kıyafetlerin tesettür olmadığını, olsa olsa nefsinin hevesine uygun bir kıyafetle kendisini kandırdığını ve ancak şeytanı razı edip, günahtan kurtulmadığını bilmelidir Müslüman kadın. Hz Peygamber (S.A.V), “Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi bir şeyler taşıyıp onu insanlara vuran insanlar; giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allah’a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Halbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur.” buyurdular. [Müslim, Cennet 53, (2857), 52, (2128).]”
“Yıllarca ülkemizde zalim ve dikta yönetimlere karşı başörtüsü mücalesi verdik. Üniversite kapılarından sırf başörtüsünden dolayı geri çevrildi kızlarımız. Yine de yılmadılar. “Başörtüsü namusumuzdur” diyerek günlerce oturma eylemi yaptılar, direndiler üniversite kapılarında, göz yaşı döktüler. “Başörtüye uzanan eller kırılsın” dedik ve kırdık o uzanan elleri. Başörtüsü mücadelesini kazandık. Hemen her yerde serbest oldu başörtüsü ama tesettürü kaybettik. Şimdi ise tüm imam, vaiz, öğretmeni vakıf, dernek ve STK’larımızla tesettür mücadelesi başlatmalıyız. Kime karşı mı? Bize dayatılan seküler modernist yaşam tarzına, dini tahrip etmek isteyen ve Müslümanları sömürmek isteyen dindar kılıklı vampir modacılara, nefsimize ve şeytana karşı. Ve gençlerimizi ciddi bir İslami eğitimden geçirerek, şeytanlara karşı içinde takva, dışında tesettür zırhını kuşanmış, niçin ve nasıl örtüneceğini bilen, son kalemiz olan aile kurumunun en büyük muhafızının olduğunun bilincinde, kocasına saliha ve itaatkar bir eş, çocuklarına annelik yapabilecek ve onları her türkü itikadi, ahlaki saldırıları karşı onları koruyabilecek, ilim, irfan ve edep sahibi nesiller yetiştirebilecek, Müslüman kızlarımızın çoğalması için topyekun eğitim ve irşat seferberliği başlatmalıyız. Aksi takdirde festival ve pop hayranı, hız ve haz tutkunu, nefsinin ve şeytanın kurbanı bir nesille karşı karşıya kalabiliriz. Rabbim nefsimizi ve neslimizi muhafaza etsin”