İnegöl İlçe Müftüsü Kazım Güzel, Aile ve Dini Rehberlik Bürosu’nun işlevine yönelik açıklamalarda bulundu. Günümüzde tarihi değerlerin bazı dizi ve film yapımcıları tarafından yıpratıldığını da belirten Güzel, “Eğer kendi değerlerimizi öğretmezsek, başkalarının kompleksleri ile tarihi değerlendiren bir nesil ortaya çıkar ki bu bizim ve milletimizin geleceğini tehlikeye atar. Onun için tarihi değerlerimizi, şahsiyetlerimizi gelecek nesillere doğru aktarmalıyız” dedi.
İnegöl İlçe Müftüsü Kazım Güzel, tarihi anlatmak için yapılan bazı dizilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, ” Tarihi şahsiyetlerimizi yıpratarak, küçülterek, onların o şahsiyet ve şerefini hiçe saymak pek akıllıca, pek vicdanlıca bir hareket değil” dedi.
CİDDİ BİR TEHLİKE
Aile ve Dini Rehberlik Bürosu’nun işlevinden bahseden Güzel, “Aile ve Dini Rehberlik Bürolarının kurulmalarının amacı, aileleri dini açıdan bilgilendirmek. Aile yapısının korunmasında katkıda bulunmak. Aile bireylerini sosyal ekonomik ve kültürel değişimler sonucu karı karşıya kaldığı riskler ve yeni sorunlara manevi destek vermektir. Bunu iki boyutta açıklayabiliriz. Birincisi evlenecek gençlere evlilik öncesinde rehberlik yapmak, dini açıdan onları bilgilendirmek. İkinci olarak Aileler kurulduktan sonra çıkacak problemler karşısında takınılacak tavır ve davranışlar hakkında bilgi vermek. Bu konuda Aile hususu önemli. Toplumumuzda evlenenler kadar neredeyse boşananların olması, ciddi bir tehlike. Bugün devletimizin de yerinde olarak Kadın ve Aile Bakanlığı kurması, toplumun bu noktadaki sancısını gidermesi adına önemli. Aslında milletler Ailelerin sağlıklı oluşu kadar sağlıklıdır. Çünkü cemiyetin, devletin, milletin ayaklarının bastığı zemin ailedir. Bu nedenle ailedeki çıkacak sorunların çıkmadan önlenmesi, çıkmış sorunların en sancısız şekilde çözümlenmesi adına bu bürolarımız faaliyette bulunuyor. Bir ailenin yıkılması demek; kadın ve kadının tüm akrabalarının, erkek ve erkeğin tüm akrabalarının ve o ailenin meyvesi olan çocukların bir nevi öksüz kalması demek. Yani himayesiz ve öksüz kadın, himayesiz ve öksüz erkek ve himayesiz ve öksüz çocuklar. Bu nedenle Aile ve Dini Rehberlik büroları çalışması toplumun her kesiminin kucaklaşmasını, diyaloga geçmesini sağlıyor” dedi.
GENÇLERE FACEBOOK’TAN ULAŞILACAK
Günümüz gençliğinin sosyal medyayı çok aktif kullandığını ve bu nedenle Facebook’tan sayfa açıldığını belirten Güzel, “Özellikle söylememiz gerek bir şey var; günümüzün insanı ne yazık ki öbür odadaki kardeşi ile diyalog kuramayan, halasından, teyzesinden, dayısından çok irtibat kurmayan gençliğimiz, sanal âlemde dünyanın öbür ucundaki tanımadığı insanlarla diyaloga geçmekte, yalan üzerine dostluklar kurmakta. Biz bu noktada sanal âlemde de Aile ve Dini Rehberlik Bürolarımızda çalışan vaizlerimiz, vaizelerimizle oradaki gençlere de ulaşmak için Facebook’da bir sayfa açıldı. Dilerim bütün genç kardeşlerimiz bu sayfada istifade eder” şeklinde konuştu.
TARİHİ ŞAHISLAR YIPRATILMAMALI
Tarihi şahısların film ve dizilerde doğru şekilde anlatılması gerektiğini belirten Gülze, “Öncelikle şunu ifade edeyim; her millet kendi değerlerini muhafaza ettiği ve değerlerini gelecek nesillere aktardığı, o değerlerini koruyup geliştirdiği ölçüde şahsiyetini korurlar. Biz asırlarca dünyaya adaleti, ilmi, hikmeti, merhameti, şefkati göstermiş bir milletin çocuklarıyız. Bugün her tarafta kan, gözyaşı, barut kokusu ve zulmün kaynadığı yerleri idare etmiş, orada ne kültür açısından emperyalist bir tavır takınmış, ne inanç açısından onların inançlarına en ufak bir baskı kurmuş, ne onların yaşantısına, değerlerine zarar vermiş bir zilleti asla bize yaşatmamış bir ecdadın torunlarıyız. Aksine ecdadımız bugün dünya coğrafyasının her bucağında adaleti ile merhameti ile hizmetleri ile ilim götürmesi ile anılmaktadır. Bu değerlerimizi hoyratça kullanmamalıyız. Ve gelecek nesillere de bu tarihi değerlerimizi iyi aktarmalıyız. Bu tarih bizim tarihimiz. Tarihi şahsiyetlerimizi yıpratarak, küçülterek, onların o şahsiyet ve şerefini hiçe saymak pek akıllıca, pek vicdanlıca bir hareket değil. Onun için tarihi değerlerimizi, şahsiyetlerimizi ve tarihteki başarılarımızı onurlu ve izzetli bir şekilde çocuklarımıza anlatmalıyız. Eğer kendi değerlerimizi öğretmezsek, başkalarının kompleksleri ile tarihi değerlendiren bir nesil ortaya çıkar ki bu bizim ve milletimizin geleceğini tehlikeye atar. Onun için tarihi değerlerimizi, şahsiyetlerimizi gelecek nesillere doğru aktarmalıyız” ifadelerini kullanarak konuşmasını sonlandırdı.