Şanlıurfa’da Neolitik Çağ’a ait emsalsiz kültür hazinelerinin bulunduğu Karahantepe’deki eserler, o dönemde yaşamış insanların sanatsal becerilerinin ne kadar geliştiği konusunda fikir veriyor.
Neolitik dönemin önemli yerleşimleri arasında yer alan Karahantepe‘de gün yüzüne çıkarılan eserler, 11 bin yıl önce yaşamış insanların sanatsal becerilerini gözler önüne seriyor.
Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesi sınırlarında kalan Karahantepe’nin tanıtımının Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da katıldığı törenle gerçekleştirilmesinin ardından Neolitik döneme ait önemli eserlerin bulunduğu ören yeri, tüm dünyanın dikkatini yeniden bu bölgeye çekti.
Karahantepe Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Karahantepe’deki kazılara 2019 yılında başladıklarını, kısa sürede arkeolojik açıdan çok verimli iki sezon geçirdiklerini söyledi.
Kazılar sırasında çapı 23 metreyi bulan bir binanın açığa çıkarıldığını ve bunun büyük bir kısmının ana kayaya oyulmuş durumda olduğunu, yüzeyden 5,5 metre derinliğe ulaştığı bilgisini veren Karul, bunun çok büyük bir mühendisliğin sonucu inşa edildiğini belirtti.
Karul, Karahantepe’de şu ana kadar bulunan eserlerle Göbeklitepe’de çıkarılan eserlerin birbirine benzerlik gösterdiğini ancak ayrıştığı noktaların da olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
“Karahantepe’de bugüne kadar yapmış olduğumuz kazılarda insana ait betimlerin, 3 boyutlu heykellerin sayısı biraz fazla, sayısı fazla olunca da öne çıkıyorlar. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde bununla ilgili Karahantepe’de Neolitik İnsan Sergisi düzenlendi. Bu sergide de görülebileceği gibi çok sayıda insan başı, çifte insan başları ya da dikilitaşların üzerinde insan betimlemeleri gibi insan ögesinin sıkça işlendiği örneklerle karşılaştık. Bu yönüyle Göbeklitepe ile farklılaşıyor ama şu anlama gelmiyor, Göbeklitepe’de daha sonraki yıllarda ileride yapılacak kazılarda insan betimlemeleriyle karşılaşılmayacağı ya da hiç olmadığı anlamına da gelmiyor. Ama bugüne kadar yapılan kazılarda Karahantepe’deki insan heykelinin sayısının fazlalığı dikkati çekiyor.”
Prof. Dr. Karul, Karahantepe’de çıkarılan 3 boyutlu heykellerin en iyi örneklerinden birinin de sırtında leopar taşıyan insan heykeli olduğunu söyledi.
“Dikkati çeken unsur heykelde leoparın canlı betimlenmesi, bu tür hayvanlar biliyorsunuz Göbeklitepe’de de kabartma halinde, bir atak saldırgan pozisyonunda betimleniyorlar.” diyen Karul, şunları dile getirdi:
“Birinin sırtında canlı bir hayvan taşımasının anlamı farklı olsa gerek. Yine atak pozisyonları ağzı açık, dişleri görünür şekilde betimlenmiş ama bu defa bir insanın sırtında taşınır vaziyette, bunu yorumlamak çok güç. Ama en azından eğer biz bir yorum yapacaksak Neolitik Çağ’ın yani günümüzün yaklaşık 11 bin yıl öncesinde insanların hayvanlarla kurdukları ilişkinin bugünkünden çok çok farklı olduğunu görmek mümkün. Nitekim bu ilişkinin bize göre çok da barışçıl bir ilişki olduğunu anlıyoruz çünkü etnografik örnekler de bunun benzeri birçok şeyi taşıyor.”
Eserlerin yapıldığı zamanın yazılı dönem olmadığını hatırlatan Karul, bu döneme ait eserler üzerindeki üslup yorumlarının tamamen yorumu yapan arkeologları ya da konuya ilgi duyanları bağladığını söyledi.
Karul, bu dönemde insanların sanatsal becerilerinin ne düzeyde olduğunun ortaya çıkan eserlerden rahatlıkla görüldüğünü belirterek, “Artık 3 boyutlu, çok ciddi anlamda şematik değil, gerçekçi bir üslubun benimsendiğini görüyoruz, bu da belki de Göbeklitepe ile karşılaştırmaktansa çok daha uzağa gidelim, 2. bin yıla, Hitit’e gidelim mesela, bu tür heykellerin benzerlerini bir neolitikte bu kadar eski bir dönemde, bir de çok sonra Anadolu için konuşuyorum, Hitit’te görüyoruz. Bu arada herhangi bir şey olmadığı, boşluk olduğu anlamına gelmiyor ama (bulunan eserler) Neolitik Çağ’da insanların geldiği sanatsal becerinin, başarının, yeteneklerinin, beğenilerinin ne düzeyde olduğunu kanıtlıyor.” diye konuştu.