Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AAtölye’deki Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk olarak, yeni eğitim öğretim yılına ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu.
Öğretmen, veli, öğrenci ve yöneticilere başarılı bir eğitim öğretim yılı dileklerini ileten Tekin, “İnşallah güzel başlar, güzel ve arzu ettiğimiz şekilde de sonlandırılır.” dedi.
Yaz aylarında eğitim öğretimin başladığı andan itibaren çalıştıklarının birkaç katı fazla çalıştıklarını ve sürece yönelik hazırlıkların çok yoğun şekilde sürdüğünü belirten Tekin, “Yaklaşık 21 milyona yakın öğrencimiz var. Yani anne babasıyla düşündüğünüzde 60 milyonun üstünde kişiyle muhatabız.” dedi.
Sokaktaki herkesin eğitim öğretimle ilgili düşüncesi, hayali ve ideali olduğuna değinen Tekin, dolayısıyla 86 milyon muhatapları olduğunu dile getirdi.
Tekin, Türkiye’de 74 bin eğitim-öğretim kurumu ve 878 bin derslik bulunduğuna dikkati çekerek, toplamda 1 milyon 159 bin 124 mesai arkadaşları olduğunu kaydetti. Bu kurumlarda yaklaşık 100 bin idarecileri olduğunu da belirten Tekin, “Gerçekten çok büyük bir camia. Biz şöyle bir mantıkla hareket ettik. Dedik ki ‘Yani madem bu kadar büyük bir ekibiz, bunun dezavantajlarını değil, avantajlarını görmemiz gerekiyor. Yaz aylarında da biz arkadaşlarımızla bir istişare süreci başlatalım’ dedik. Yaklaşık 10 bin civarında öğretmen arkadaşımızla buluştuk, bir araya geldik. Gittiğimiz her ilde 100-150 kişilik öğretmen arkadaşla monolog tarzı toplantılar değil, her birisinin eline mikrofon alıp hem kişisel sorunlarıyla hem de eğitim öğretim süreciyle ilgili fikirlerini, düşüncelerini, hayallerini, ideallerini paylaştığı bir süreç başlattık.” diye konuştu.
Her ayın ilk cumartesi günü öğretmenlerle, “Öğretmenler Odası Buluşmaları” gerçekleştirdiklerini anımsatan Tekin, yaz aylarında mevzuatta bazı değişiklikler yaptıklarını da söyledi.
Bu kapsamda okullardaki fiziki çalışmaları anlatan Tekin, bu yıl devlet okullarında 5 bin 624 yeni dersliği daha hizmete aldıklarını, deprem bölgesi dışında 7 bin 530 derslikte güçlendirme, 66 bin derslikte de onarım çalışması yaptıklarını, Türkiye genelinde 79 bin 475 dersliği yazın bakımdan geçirdiklerini kaydetti.
Sahada alınan geri dönüşler doğrultusunda yönetmelik değişiklikleri yaptıklarını dile getiren Tekin, şöyle devam etti:
“En önemli problemlerden bir tanesi özel okul ücretleriyle ilgili konu idi. Dolayısıyla ilk yaptığımız yönetmelik değişikliklerinden bir tanesini Özel Öğretim Kurumları Yönetmenliği’nde yaptık. Özel okullarla yaptığımız istişarelerde ücret belirleme politikasıyla ilgili gelinen durumda, öğretmenlere ve velilere iyi hizmet edebilmek açısından eğitim öğretim ücretlerini, servis ve yemek ücretlerine yansıttıklarını özel okullar kabul etmişlerdi. Biz de özel okul ücretleriyle ilgili TEFE-TÜFE oranına göre artış yaparak, servis ve yemek ücretlerinden kamuoyunu rahatsız edecek artışlar yapmamalarının garantisini aldık kendilerinden.”
Başka yönetmelik hazırlıkları olduğuna işaret eden Tekin, bu hafta, bunları eğitim öğretim yılı başlayınca yayınlayacaklarını söyledi.
Tekin, geçen hafta 81 il valiliğine yeni eğitim öğretim dönemiyle ilgili dikkat çekilmesi gereken hususlar konusunda genelge gönderdiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Birincisi, biz genelgemizde kamuoyunda hemen hemen herkesin şikayetçi olduğu, başta obezite, yani çocuklarımızın ve gençlerimizin hareketsizliğini gündemimize alarak valiliklerimize, il müdürlüklerimizden çocuklarımıza sabah ders başlamadan önce kendi imkanları ölçüsünde bir fiziksel aktivite organizasyonu yapmalarını istedik. Yani 15-20 dakika, çocuğu da yormadan… Şöyle düşünün, çocuk servisten iniyor, derse giriyor, eve dönüyor, bilgisayarın başında oturuyor. Tamamen gün içerisinde 300-500 adım dahi atmadan günü tamamlayan çocuklarımız var. Obezite ve dijital bağımlılık, önümüzdeki dönem problemlerinden bir tanesi. Yani ekonomik açıdan da sağlık açısından da öyle. Sonrasında ortaya çıkarabildiği sağlık problemleri ve onun sağlık bütçesine yükleyeceği yükü düşündüğümüzde ben bunu önemsiyorum.”
Tekin, fiziksel aktivitenin ilkokul, ortaokul ve liselerde okulların fiziksel ortamlarının imkan verdiği kısıtlılıklar içerisinde yapılabilmesini önemsediklerini belirterek, birçok çocuğun okulda yaptığı fiziksel aktivitenin gün boyu yapacağı fiziksel aktivite olacağını, bunun çocuğun sağlığı için önemli olduğunu kaydetti.
Atıl durumdaki okul bahçelerinin, çocukların oyun oynadıkları bir alana dönüşmesini istediklerini de belirten Tekin, bunun, öğrencilerin sosyalleşmesi ve sağlığı açısından önemine işaret etti.
“Geleneksel oyunlarımızın yansıtıldığı oyun alanları kuruyoruz.” diyen Tekin, şöyle konuştu:
“Asosyal, elektronik ortamda dijital dostluklar dışında başka dostu olmayan çocuklarımız, ders başladığında belki arkadaşlarıyla paylaşımda bulunmuyor. Teneffüste de herkes kendi bilgisayarından veya kendi laptopundan, tabletinden başka tür etkinlikler içerisine girdiğinde belki 3-5 kelime konuşmadan arkadaşlarıyla günü tamamlayan öğrencilerimiz olacaktı. Bunun da önüne geçmek istiyoruz. Dolayısıyla yeni dönemde okul müdürlerimizden, öğretmenlerimizden istediğiniz şeylerden bir tanesi de buydu.” dedi.
Okul bahçelerine oyun parklarının bir kısmını kurduklarını dile getiren Tekin, EBA ortamı üzerinde de geleneksel oyunlarla ilgili modüller yükledikleri bilgisini verdi. Tekin, “Ben bunu çok önemsiyorum. Bu sağlıklı bir toplum için, sağlıklı bir birey için gerekli. Bir de hani bizim açımızdan da bir nostalji.”dedi.
Eskiden zil çaldığında öğrencilerin bahçeye koştuğunu anımsatan Tekin, “Şimdi tekrar bunun olmasını istiyoruz. Bu toplum olarak ihtiyaç duyduğumuz bir şey. Bu kararları alırken sadece bu boyutları da değil aynı zamanda bunun pedagojik olarak eğitim sürecine de pozitif yansıyacağını düşündüğümüz için bunları yaptık.” ifadelerini kullandı.
Bakan Tekin, hem temel eğitim düzeyinde hem ortaöğretim düzeyinde öğrencilere sosyal etkinliklerinin zamanla notlandırılacağı bir düzen oluşturmak istediklerini de vurgulayarak, “Çocuklarımız eğitim öğretim sürecinin dışında sosyal etkinlikler içerisinde de bulunsunlar. Bunları da bizim oluşturduğumuz modüle kaydederek sonra eğitim öğretim sürecindeki başarıların ölçüldüğü bir şey oluşsun istiyorum.”
Birçok Batı ülkesinde uygulanan bir modeli üretmek istediklerini söyleyen Tekin, “Dedik ki velilerimiz sınıfa girmesin, koridorlarda dolaşmasın. Okul müdürü ile öğretmen üzerinde bir randevu sistemi oluşturalım, görüşmek istediği öğretmenle anlatmak istediği problemi her neyse randevu saatinde gitsin ve görüşsün. Bunu da çok önemsiyoruz. Öğretmen arkadaşlarımızın da bu yönde çok ciddi tereddütleri vardı.” diye konuştu.
Çocukların cep telefonlarıyla ilgili çok fazla merakı olduğunu belirten Tekin, “Çocuklarımızın cep telefonuyla birlikte derse girmelerini istemiyoruz. Bununla ilgili okul müdürlerimiz gerekli tedbirleri aldılar. Derse girmeden çocuklarımız cep telefonlarını teslim edecekler. Aynı şekilde öğretmen arkadaşlarımızdan da rica ettik, sınıflarda cep telefonuyla zaman geçirerek çocuklara kötü örnek olmamaları konusunda. Kişisel verilerle ilgili hukuki düzenlemelerimiz de var. Çocuklar kendilerinin veya öğretmenlerinin cep telefonlarıyla görüntülerini, seslerini kaydedip sosyal medya ortamlarından paylaşıyorlardı. Bunun bir sürü disiplin boyutu da vardı. Dolayısıyla bunun da yapılmasını istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Okullarda zorunlu bağış adı altında kayıt ücretinin alınıp alınmamasına ilişkin soru üzerine Tekin, “Böyle usul asla yok, mevzuatımızın hiçbir yerinde yok. Ne kayıt ücreti var ne de bağış zorunluluğu var. Bunun altını çizerek belirtmek istiyorum. Bu konuda velileri zorlayanları hem hukuk hem de sözlü olarak uyarıyoruz zaten.” bilgisini verdi.
Tekin, hem ortaöğretim hem de lise düzeyindeki öğrencilerin hangi okula kayıt yapacaklarına dair düzenlemelerin çok belirgin olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Değişik gerekçelerle çocuklarını belli okullara göndermek isteyen ve bu konuda ısrarcı olan velilerimiz var. Bunlar okul idarelerine okulların belli ihtiyaçlarını gidermek üzere bağış yapıyorlar. Boş kontenjan varsa okul yönetimimiz kendilerine yardımcı oluyor. Ama okulun belli ihtiyaçlarını karşılamak için bağışlarda bulunuyorlar. Nihayetinde oradaki çocukların ihtiyaçlarını karşılıyorlar ama bunların tamamı isteğe bağlı bağış olarak kabul edilebilir. Ama zorunlu bağış, kayıt ücreti kesinlikle böyle düzenlememiz, isteğimiz, politikamız yok. Bunu yapan arkadaşlarla ilgili zaten gerekli işlemleri yapıyoruz.”
Bakan Tekin, liselerde sınıf tekrarı ve devamsızlıkla ilgili alınan karara ilişkin soru üzerine, şöyle konuştu:
“Biz öğretmenler odasındaki arkadaşlarımızın kendileri açısından ‘Ben sınıftaki otoritemi nasıl kuracağım. Bu çocuğa karşı bir yaptırımım yok. Ben sınavımda başarısız olsa dahi geçecek bir öğrenciyi nasıl eğitim öğretim sürecine adapte edebilirim…’ Bunlar hep birbirlerini tetikleyen şeyler. Bir yerde bununla ilgili bir tedbir almak gerekiyor. Bu konuda kesin kararlıyız. Okul devamları, sınıf tekrarı konusunda ısrarcıyız. Bunun eğitim öğretim sürecini sekteye uğratan sorunlardan bir tanesi olduğunu düşünüyoruz. Yönetmeliğimiz yayın sürecinde.”
Tekin, devamsızlık ve açık liseyi birlikte değerlendirmek gerektiğinin altını çizerek, açık liseye kayıt oranlarındaki büyüklüğün şaşırtıcı olduğunu, örgün eğitimdeki çocukların açık liseye gitmemeleri yönünde çalışma yaptıklarını ifade etti.
Açık lise okuyanların merdiven altı, denetimsiz, izinsiz ve içeriği konusunda çocuklara belki de hiçbir faydası olmayan kurslara devam ettiği yönünde bilgi edindiklerini dile getiren Tekin, merdiven altı kursların bilhassa FETÖ kapsamıyla hem resmi okullarda hem de özel okullarda ilişiği kesilen kişilerin yönettiği bir sektör olduğunu bildirdi.
Tekin, izinsiz kurslarla ilgili İçişleri Bakanlığı ile istişare halinde olduklarını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Yeni dönemde gerekli tedbirleri alacağız. Velilerimiz, Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü bünyesinde izinli ve müfredatı onaylı olan özel öğretim kurslarımıza baksınlar ve çocuklarını bu tür yerlere kaydetsinler. Bütün özel öğretim kurumlarında QR kodla kimlik tanımlaması yaptık, velilerimiz bu kodları okutarak bu kurumların izinli olup olmadıklarını rahatlıkla görebilir. Bu açıdan lütfen çocuklarımızı merdiven altı kurslarına göndermeyin.”
Milli Eğitim Bakanı Tekin, “Ekim sonunda öğretmen alım takvimimizi, branş bazlı ilan edip bahar eğitim öğretim yılı başlarken yeni arkadaşları ailemize dahil etmeyi planlıyoruz.” diye konuştu.
“(Deprem bölgesinde) Güçlendirme yaptığımız, onarım yaptığımız okullar oldu, 48 bin dersliği elden geçirmiş, eğitim öğretime hazır hale getirmiş olduk.” diyen Tekin, deprem bölgesindeki öğretmenlere barınma amacıyla İçişleri Bakanlığı ve AFAD koordinesinde 11 bin konteyner tahsis ettiklerini bildirdi.
Bakan Tekin, “Bizim ders kitaplarımızın bilimselliği piyasadaki diğer kitaplarla kıyas kabul etmez. Baskı kalitesi itibarıyla piyasadaki kitapların büyük çoğunluğundan kaliteli.” dedi.