BURSA (İHA) – MHP Genel Sekreteri, Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, “Cumhur İttifakı cumhuriyetin iradesidir. İstiklal ve istikbalimizin teminatıdır” dedi.
Bursa’nın İnegöl ilçesinde Milliyetçi Hareket Partisi İnegöl İlçe Teşkilatı Genişletilmiş Divan Toplantısı ve üye katılım programı gerçekleştirildi. MHP İlçe Teşkilatının gövde gösterisi yaptığı programda İnegöl’e il olma müjdesi verildi. 5. Mevsim Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa MHP Genel Sekreteri, Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, MHP Merkez Yürütme Kurulu üyesi Kadir Çitil, MHP Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Muammer Tekin, MHP Bursa İl Başkanı Tevfik Topçu, MHP İlçe Başkanı Hayati Bedir ve çok sayıda partili katıldı. Programda ayrıca partiye yeni üye olan 305 kişiyi temsilen 30 yeni üyeye rozet takdim edildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda daha sonra Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı. MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, yaptığı konuşmada, “Hepinize Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin selamlarını iletmek istiyorum. Siirt’te PKK terör örgütü saldırısıyla 6 şehidimiz ve 7 yaralımız oldu. Bütün şehitlerimize bir kere daha Cenab-ı Hakk’tan rahmet diliyor, yaralılarımıza acil şifalar niyaz ediyorum. 18 Mart 2018 tarihinde 12. Olağan Büyük Kurultayımızı muazzam bir katılım, eşsiz bir heyecan atmosferi içerisinde gerçekleştirdik. Çok şükür ki büyük kurultayımız milli gönüllere ümit aşılamış, millet düşmanlarının uykularını kaçırmıştır. Büyük Kurultayımız milliyetçiliğin sembolü olduğu kadar demokrasinin de mümtaz bir numunesi olmuştur. 18 Mart 2017’ye gelene kadar nice oyunları bozduk, nice fitne ve fesadı birlikte bozguna uğrattık. Türkiye Cumhuriyetinin istikbali, milli duruşun istikrar içerisinde duruşuna bağlıdır. Duruşumuz Türkiye’dir, duruşumuz Türklüktür. MHP demek milli duruş demektir, MHP demek şühedaya vefa demektir, MHP demek millete beka demektir. Beka var oluşumuzdur, payidar lığımızdır. İçeriden ve dışarıdan kuşatılan, her cepheden küresel saldırı altında olan Türkiye ciddi bir beka mücadelesi vermektedir. Türk milliyetçileri, Türkiye’nin bekasına sahip çıkmak için ayağa kalkmışlardır. Türk İslam ülküsünden feyzini alan ülküleri, ilkeleri ve inançlarıyla 10 yıllardır siyaset arenasındayız. Zulümler, baskılar, haksızlıklar, zindanlar, işkenceler, tezgahlar, komplolara rağmen ayaktayız. Bu kutlu dava karşılıksız ve sonsuz bir millet davasından kaynaklanan iman hareketidir. Bundan sonra takip edeceğimiz hedefler bellidir, duruşumuz millidir. Tarihi varlığımıza kast etmek isteyen karanlık saldırıları def etmenin yolu milli birliğimizi korumaktan, iç ve dış tehditlere karşı yekvücut olmaktan geçer. Bu milli duruş aynı zamanda Türkiye’nin duruşudur. Türkiye’nin bekası, bölünmez bütünlüğünün korunması, Cumhuriyetimizin değerlerinin ebediyen korunması bizim görevimizdir. Siyasi hesapları bir kenara bırakıp ülkenin geleceğine sahip çıkmaktır. Teröre, etnik fitne ve tahriklere karşı açık, kararlı bir duruş almak ve bunlarla sonuna kadar mücadele etmek demektir. Millet, vatan, bayrak, istiklal için her fedakârlığı yapmak demektir” dedi.
Türkiye’nin bugün cumhuriyet tarihinin en zor zamanını yaşadığının altını çizen Büyükataman, “Milli haklarımız, birliğimiz çok ciddi tehdit ve tehlikelerle karşı karşıyadır. Karşımızdaki hain terör ve ihanet cephesi milli kararlılığımızı karartma hedefindedir. Türkiye bu terör cephesine karşı içeride ve dışarıda amansız bir mücadele içerisindedir. Türkiye, teröristlere karşı harekatını Afrin’den başlatmış ve bu operasyondan başarıyla çıkmıştır. 18 Mart’ta Çanakkale ruhu Afrin’e mührünü vurmuştur. Güney sınırımız boyunca hainlerin Türkiye’yi tehdit etmelerine kesinlikle izin verilmemelidir. Suriye ve Irak ile olan sınır hatlarımız bedeli neye mal olursa olsun emniyete alınmalı, bu sınırlar boyunca güvenlik mutlaka temin edilmelidir. MHP milli sorumluluğunun idrakiyle gereken her katkıyı verecek, sonu ne olursa olsun milletinin yanında sapasağlam duruş gösterecektir. Bu bizim milli duruşumuzun gereğidir, millete beka iademizin sonuç ve gereğidir. Terörle mücadelenin yanı sıra önümüzdeki önemli meselelerden biri adalet ve ahlaki alanda yapılması gereken kalıcı ve kapsayıcı düzenlemeler olmalıdır. Türkiye, bir hukuk devletidir. Üstünlerin değil hukukun üstünlüğü esas ve bağlayıcıdır. Hiçbir şart altında hukuk ve ahlak ilkelerinden ayrılmamak devlet olmanın kaçınılmaz sonucudur. Türkiye şu anda zahmetli, bedeli yüksek olan terörle mücadele içerisindedir. Buna rağmen adalet ve hukuktan taviz verilmemesi en başta tarihimize ve ecdadımıza karşı manevi sorumluluğumuzdur. Terör tüm toplumların ortak düşmanı olmalıdır. Terör örgütlerinin iyisi kötüsü, makulü, makbulü ve masumu görülmeyecektir. Bir yanda FETÖ bir yanda PKK, IŞİD ve PYD, Türkiye’nin başını ezmesi gereken zehirli yılanlardır. Türk milleti 15 Temmuz’dan sonra savunma refleksine geçmiş, yuvalanan hainleri temizleme gayretine girmiştir. Bu konuda epey yol alınmıştır fakat FETÖ ile sergilenen mücadelenin tatmin edici seviyelere ulaşamadığı son gelişmelerden anlaşılmaktadır. FETÖ virüsü hayatın her alanında her yere bulaşmıştır. Bu hain terör örgütü devletle toplum hayatının hücrelerine kadar sızmış ve sirayet etmiştir. Bu hassas süreçte hükümet gittikçe yaygınlaşan FETÖ ile mücadele sürecinde hukukun temel ilkelerinden ayrılmamalıdır. Hukuk herkese eşit uygulanmalıdır. Hukukun üstünlüğüne bağlıysak başka türlüsünü düşünmek imkansızdır. Bir terör örgütüyle mücadelede hatırlı ve iktidara yakın olmak hiç kimseye avantaj sağlamamalıdır. Kimin ByLock’u varsa deşifre edilsin, kim FETÖ’ye yardım ve yataklık yapmışsa gereği sonuna kadar yapılsın. Adalet yerini bulmadan, hak ve hukuka saygı duyulmadan Türkiye’nin milli güvenliğini tesis etmesi düşünülemeyecektir. AB Konseyinin ülkemizin Ege ve Akdeniz’deki faaliyetleri kınayan açıklamaları bir skandaldır. İflah olmaz Haçlı kafasının tezahürüdür. Türkiye, AB’nin yörüngesinde kalacak, egemenliğini devredecek uyduruk bir devlet değildir. Türkiye, AB’ye mecbur değildir, muhtaç değildir, mahkum değildir. Ya onurlu eşit yolun önü açılır ya da evli evine köylü köyüne gider. AB’nin nazını, kaprisini, sinir bozucu kararlarını çekecek, buna katlanacak ne sabrımız ne de tahammülümüz kalmıştır. Türkiye’ye hasta adam muamelesi yapanlar rezilliklerinde boğulacaklardır. Bitecekse biter. Bu da dünyanın sonu değildir ve olmayacaktır” şeklinde konuştu.
İnegöl’e müjde veren Büyükataman, “12. Olağan Büyük Kurultayımız sonucunda yenilenmiş kadrolarımızla gerçekleşmesini ön gördüğümüz hadiseleri demokrat ve milliyetçi bir duruşla memleketin her köşesine ulaştıracağız. Türkiye bölgesinde süper güç, küresel düzeyde de sözü dinlenen bir ülke seviyesine çıkmalıdır ve mutlaka çıkacaktır. Bu çerçevede İnegöl il olmayı hak eden ilçelerimizden biridir. Bu bağlamda bizler MHP adına bu konuyla alakalı 9 Mart 2011 ve 27 Nisan 2012 tarihlerinde TBMM’de 5 ilçe ve İnegöl adıyla yeni bir il kurulmasına ilişkin kanun teklifi verdik. İnegöl il olmak istiyor ve emin olun MHP sonuna kadar bunun takipçisi olacak” ifadelerini kullandı.
Büyükataman konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemiz 16 Nisan halkoylaması ile beraber yönetimde istikrarın tesis, temsilde adaletin temin edileceği bir sisteme geçmiştir. Milli iradenin doğrudan tecelli edeceği bir yapıdır. Cumhur, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine onay vermiştir. 16 Nisan halkoylaması bir milat, hatta demokratik bir misak olmuştur. Yeni sistemde kutuplaşma ihtimali en aza indirilmiştir. Barajın fiilen yüzde 50+1’e çıktığı göz önünde bulundurulduğunda siyasi partilerin uzlaşmakta, ahlaki bir ittifak kurmaktan başka çaresi kalmamıştır. Siyasetin kavgaya sapmasını makul karşılayamayız. İstikbalimizle ilgili oyunlar tezgâhlanırken cumhuriyetin kuruluş felsefesini birlikte müdafaa etmeliyiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, cumhurun bizzat kendi eseridir. Türkiye’nin yıkıma sürüklenmesini önlemek hepimiz için tarihi bir görevdir. MHP teşkilatları, bizlere gönül veren vatandaşlarımız bunların farkındadır. Böylesi kararlılığa olan ihtiyaç her zamankinden daha fazladır. Bekamıza hep beraber omuz verip dayanışma ruhunu diri tutmalıyız. Bir olmazsak, birlikte olmazsak bizi ayıracaklar, dalga dalga üzerimize gelecekler. Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyetinin tarihi varlık haklarını savunuyoruz. Konu vatandır. Kimsenin tereddüdü olmasın ki konu devlettir, millettir. İç çekişmelerle geçirecek vakit yoktur, kalmamıştır. Bizim için önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben ilkesi geçerlidir. Aziz vatanımızı ne pahasına olursa olsun korumak zorundayız. Gerek siyasi gerek toplumsal düzeyde bir ve beraber hareket etme faziletini göstermemiz zaruri olmuştur. Cumhur ittifakı bu yüzden çok önemli ve değerlidir. Cumhur ittifakı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini geleceğe taşıyacaktır. Hiçbir odak, güruh, siyasi düşük Cumhur ittifakını çatlatamayacaktır. Yeni hükümet sisteminin mimarı bizzat Türk milletidir. Cumhur İttifakı cumhuriyetin iradesidir, istiklal ve istikbalimizin teminatıdır. Bizim başarımız Türkiye’nin başarı, Türklüğün zaferi olacaktır. Türk İslam’ın kalbinin attığı her yer için ayaktayız. Mazlumların gür sesiyiz. Gariplerin sesi, mağdurların nefesi, muhtaçların evi, dökülen masum kanların alacaklısıyız. Malazgirt’te, Çanakkale’de nasıl bağımsızlığımızdan taviz vermeyip zafere ulaştıysak bugün de aynısını yapacağız. Allah’ın izni ile başaracağız. Türk milletinin tarih yolculuğunda Türklüğü yaşatmak ve yüceltmek için can veren ecdadımıza, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kahramanlara, dünyanın en büyük şehitliği olan Çanakkale’den bu dönemin beka mücadelesi olan Afrin’e kadar vatan savunmasında bir hilal uğruna toprağa düşen aziz şehitlerimize, kurucu genel Başkanımız Başbuğ Alparslan Türkeş’e ve hakka yürümüş tüm dava şehitlerimize bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.”
Konuşmaların ardından İlçe Yönetiminin görev olduğu birinci yılı pasta kesilerek kutlanırken, partiye katılan 305 üye adına temsilen 30 kişiye rozetleri takıldı.