Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez , “Bağdat’ın yıkılmasından endişe etmiyorum. Bağdat yeniden imar edilir. En büyük korkumuz, bu toplumların bilinç altında sakladıkları cahiliye hastalıklarının nüksetmesidir” dedi.
Bursa’da Merinos Kongre ve Kültür Merkezi’nde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği ’Din Gönüllüleri Buluşması’nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Bağdat’ın yıkılmasından endişe etmiyorum. Bağdat yeniden imar edilir. Yeniden Bağdat Medinetüsselâm olur. Şam-ı şerifin yıkılmasından endişe etmiyorum, yeniden ayağa kalkar. Hikmetin yurdu olan San’a, Yemen yeniden ayağa kalkar. Ancak bütün bu mezalim yaşanırken, en büyük korkumuz, bu toplumların bilinç altında sakladıkları cahiliye hastalıklarının nüksetmesidir. Irkçılık, mezhepçilik, meşrepçilik, cinsiyetçilik gibi hastalıkların, insanı dışlayan, insanı eşref-i mahlukat olarak görmeyen yanlışların ve kötülüklerin nüksetmesidir. Cahiliye hastalıklarının alem-i İslamı kuşatması, asıl en büyük kötülüktür. Küçük mensubiyetlerin, din-i mübin-i İslama, Kur’an-ı mübine, Muhammed Mustafa’ya mensubiyetin önüne geçmesi çok daha korkulacak büyük bir felakettir” dedi.
Görmez sözlerine şöyle devam etti: “Bütün bu kötülükler, coğrafyamızı kuşatmak, ülkemizi sarmak istiyor. Egemenliği altına almak istiyor. Her türlü terörün bu ülkeyi umut olmaktan çıkarmak için nasıl bir kavga verdiğini hepimiz müşahede ediyoruz. Binlerce evladımızı bu noktada şehit verdik. Sonra ihanet ve darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kaldık. O sadece darbe teşebbüsü değil, bir katliam teşebbüsüydü. Toplumun yarısını karşı karşıya getirme teşebbüsüydü.”
Salonda toplanan kalabalığa, “Bu topraklarda her bir insanın ideal bir mümin olması için çaba gösterin” diyen Görmez, “İslam ümmetine mensup bir insanın yetişmesine emek verin. Kendinize adam devşirmeyin. Adam, insan yetiştirin. Çocuklarınızı yetiştirin; ama o çocukları sadece kendi düşüncelerinizin mensubu haline getirmeyin. Allah’ın mensubiyetinden daha büyük mensubiyet mi var? Muhammed Mustafa’ya ümmet olmaktan daha büyük mensubiyet mi var?” şeklinde konuştu.
Yeni bir dünya ve nesille karşı karşıya olduğumuzun altını çizen Görmez, “10 yıl önce yaptığınız vaazı şimdi yapamazsınız. Çünkü nesiller değişti. O nesillere hitap etmenin dilini bulup kalbine dokunmalıyız. Yeni nesil, dinlemeyi değil, konuşmayı seven bir nesil. O zaman onlarla konuşacaksınız. Onlarla göz göze gelerek konuşun. İnanın, yeni nesil, kendisine tepeden konuşan hiç kimseye iyi gözle bakmıyor. Tepeden konuşmayacaksınız” ifadelerini kullandı.
İslama göre herkesin din görevlisi olduğunu söyleyen Görmez, “Müstakil bir din görevlisi zümresi olmaz. Onun için bu hizmet gönülle yapılacak bir hizmettir. Atanmış bir din görevlisi değil, adanmış din gönüllüsü lazım bize. Bütün müesseselerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz” dedi.
Görmez, buradaki konuşmasının ardından Türkiye Diyanet Vakfı’nın Uluslararası Konuk Öğrenci Programı kapsamında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenim gören 34 öğrencinin diploma törenine katıldı. Hamitler Mahallesi’ndeki Uluslararası Murad Hüdavendigar Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde düzenlenen diploma töreninde konuşan Görmez, eğitimin önemine işaret etti. Görmez, “Gerçekten çok güzel bir tablo ile karşı karşıyayım. Renklerinizin ve dillerinizin farklılıkları Allah’ın ayetlerindendir. Bizim medeniyetimizde sömürmek yok. Hiç kimsenin kimliğine dinen müdahale etmedi. Adalet esas oldu. Ümmetin çocukları 200 yıldır cahil bırakıldı. Biz insanların umut bağladığı topraklarda yaşıyoruz. Gönül coğrafyamızla ilgili misafir öğrencilerimizin çok eksiği var. Şu an 140 bin yabancı öğrenci var Türkiye genelinde. Onlar sadece burada eğitim almıyor. Bizim öğrencilerimize de farklı şeyler öğretiyorlar. Onun için hedefi alem olmayan alim olamaz” şeklinde konuştu.