Engelliler Konfederasyonu Başkanı Avukat Turhan İçli, engelli vatandaşların seçimlerde gizli ve güvenli oy kullanma, refakatçi ile oy kullanma, sandıklara erişimi konusunda sorunları olduğunu ifade etti.
Engelliler Konfederasyonu ve engelli vatandaşlardan oluşan bir grup, 16 Nisan’da yapılması planlanan anayasa değişikliğinin oylanacağı referandumda gizli ve güvenli oy hakkı, sandıklara erişebilirlik gibi sorunlara ilişkin olarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) binası önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına konuşan Engelliler Konfederasyonu Başkanı Avukat Turhan İçli, engelli vatandaşların seçimlerde gizli ve güvenli oy kullanma, refakatçi ile oy kullanma, engelli vatandaşların sandıklara erişimi gibi sorunların olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon engelli yurttaş yaşadığına ve bu 10 milyon yurttaşın 7 buçuk milyonunun oy kullanma hakkına sahip olduğunun altını çizen İçli, “Türkiye’deki seçmen sayısına orantıladığımız zaman yaklaşık büyün seçmenlerin yüzde 12’si engeli seçmen. Bu yüzde 12’nin iradesinin bozulmadan, sakatlanmadan sandığa yansıması son derece önemli. Eğer bu irade sakatlanarak sandığa yansıyorsa bu seçimlere gölge düştüğü anlamına gelmekte, seçim sonuçlarını şaibeli hale getirmektedir. Türkiye’de ne yazık ki hem seçim alanlarına erişim bakımından hem bağımsız ve gizli oy kullanma hakkının sağlanması bakımından son derece elverişsiz ve kötü bir durumdayız” diye konuştu.
“Engelli seçmenin oy kullanma hakkı tehlikeye düşürülmüş oluyor”
Seçim alanlarının oy kullanacak engelli bireyler için elverişsiz olduğuna değinen Turhan İçli, şunları söyledi:
“Birleşmiş Milletlerin (BM) 298 sayılı Yasa’nın 74’üncü maddesi gizli serbest oy kullanılması için gereken önlemlerden söz ederken, engellilerin gizli ve serbest oy kullanma hakkını kullanması için gereken önlemlerin alınacağını belirtmektedir. Ama bu önlemler alınabilmekte midir ona bir bakmamız gerekiyor. Birincisi erişilebilirlik açısından bakarsak olaya, Türkiye’de 55 bin seçim alanı var. 55 bin sandık alanının Yüksek Seçim Kurulunun verdiği bilgiye göre 46 bini incelenmiş; bu incelenen sandık alanlarının, binaların engellilerin erişimine uygun olmadığı tespit edilmiş. Bu YSK’nın bize verdiği bilgi. 19 bin seçim alanı, yani okul engellilerin erişimine uygun olmadığına göre, 9 bini de incelenmediğine göre 28 bin seçim alanı ya elverişsiz ya da elverişli olup olmadığı bilinmiyor demektir. Bu toplam seçim alanlarının yarısı, hatta fazlası sırf bu nedenle pek çok engelli seçmenin oy kullanma hakkı tehlikeye düşürülmüş oluyor.”
“En büyük engel mevcut mevzuat”
Yüz binlerce görme engellinin oylarını başkaları aracılıyla kullanmakta olduğunu belirten İçli, pek çok engelli vatandaş için gizli ve bağımsız oy hakkının uygulanmadığını, bunun da önündeki en büyük engelin mevcut mevzuat olduğunu ifade etti. İçli, açıklamasında şunları kaydetti:
“Mevcut mevzuat engellilerin sadece refakatçisi ile oy kullanabileceğini düzenliyor. Oysa gizli oy hakkını güvence altına alabilecek değişik yöntemler var. Bunlardan biri şablon olabilir, biri elektronik cihazlarla güvenli bir şekilde gizli oy kullanabilir. Evde oy hakkını kullanma; sandığın engelli seçmenin ayağına gitmesi bir başka seçenek. Mektupla uzaktan kullanılması yine bir başka seçenektir. Aslında bunlardan birini tercih etmek değildir. Sorun bunların hepsinin mümkün olabileceğini mevzuata yerleştirmek ve YSK’nın da hepsine uygun önlemler almasıdır. Bunların hepsinin engelli seçmene seçenek olarak sunulması gerekiyor.”
“Milli Eğitim Bakanlığı derhal bu önlemleri hızlıca almalıdır”
Milli Eğitim Bakanlığına da çağrıda bulunan İçli, Bakanlığın okulları engellilerin erişimine uygun hale getirmeleri yönünde gerekli adımları atmaların talep etti. İçli, “Bu sadece önümüzdeki 16 Nisan’da yapılacak referandum için ve sonrasındaki seçimler için değil, aynı zamanda eğitim hakkının kullanılması için de gerekli bir şeydir. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne göre bütün mekanların erişime uygun hale getirilmesi gerekiyor. Diğer mevzuatlarımız da bunu destekliyor ve şu anda 28 bin sandık alanının, binasının, okulunun erişime uygun olmaması, Milli Eğitim Bakanlığının bu yasaları çiğnediği anlamına geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı derhal bu önlemleri hızlıca almalıdır. Uzun vade de uygun hale getirmelidir“ şeklinde konuştu.