Kıymetli okurlar; Kader’e inanmak imanın şartlarındandır. Zamanımızda kaderi inkar edenlerde çoktur,ben inkar etmiyorum diyen bir kimse de bile yaşantısı içerisinde isyanlarla dolu kadere laf attığı ve isyandan ayrılmadığını müşahede edebiliyoruz.Kişinin başına ölüm,hastalık,musibet vs. geldiği zaman insan sabredemiyor ve isyan içerikli hatta bazen kendini küfre götürecek sözler sarfediyor.Bu sözler ve isyanlar çok tehlikelidir.Mesela;Kader utansın! Veya İnsan […]
Kıymetli okurlar; Kader’e inanmak imanın şartlarındandır.
Zamanımızda kaderi inkar edenlerde çoktur,ben inkar etmiyorum diyen bir kimse de bile yaşantısı içerisinde isyanlarla dolu kadere laf attığı ve isyandan ayrılmadığını müşahede edebiliyoruz.Kişinin başına ölüm,hastalık,musibet vs. geldiği zaman insan sabredemiyor ve isyan içerikli hatta bazen kendini küfre götürecek sözler sarfediyor.Bu sözler ve isyanlar çok tehlikelidir.Mesela;Kader utansın! Veya İnsan kaderini kendi çizer ! Allahım benim ne günahım vardı da bana bu musibeti verdin! Veya:bu adalet mi? O daha çocuktu o daha çok gençti onun ne günahı vardı da bu yaşta onun canını aldın! Gibi sözler isyanın kendisidir,bunlara her ne kadar gözümüzden yaşlar boşalsa da ağzımızdan da o kişinin yaptığı iyiliklerden başka bişey boşalmaması gerekmektedir ve sadece oturup kişi için ve kendimizin sonunun daha güzel hayırlı olması için dua etmek lazımdır.
Çünkü bakını Allah Teala ne buyuruyor;’’Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur.’’ (Ali imran 145)
‘’Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır.’’(Enam 2)
Gördüğünüz gibi emir büyük yerden ilahi emirdir,onun için şöyle demek ve inanmak gerekir;Fazlından (iyilik ve güzellikler)verirse Allah’ın rahmetinden,Şer’den veya bize şer gibi gözüken şeylerden bizi mübtela kılarsa adaletinden deyip böyle inanmak ve her halimize hamdetmek bizim görevimizdir.
Bakınız ki bizim yaptığımız ve yapacağımız herşey daha önceden yazılmıştır.’’Yaptıkları küçük büyük herşey,satır satır kitaplarda yazılmıştır.’’(Kamer 52,53) buyruluyor.
Bunun yanı sıra Allah Teala bizlere cüz’i irade vermiştir,bizler kendi başımıza onunla hareket eder ve iyiyi kötüyü bu iradeyle ayırt edebilme kudretini Allah Teala biz kullara vermiştir.Onun için bazı bozuk itikadi mezhepler gibi şöyle diyemeyiz;Ben bu günahı yaptım ama kaderimde varmış Allah Teala öyle dilemiş. Diyerek hayatımızı normal bir şekilde sürdüremeyiz.Zira hela bellidir haram bellidir, bununla birlikte bunları ayırabilen doğruyu yanlışı bilen bir aklımız var.Tabi ilim öğrenilirse ve onunla amel edilirse !
Kader iki kısımdır;Kaderi Mutlak ve Kaderi Muallak’tır
Kaderi Mutlak:Allah Tealanın indinde olana ve sadece Allah Teala dilemedikçe değişmeyen evlilik gibi ne kadar dua etsende olması veya olmaması için hatta bir peygamber duası bile olsa baki kalacak kader çeşididir.
Kaderi Muallak :Levh-i Mahfuzda bazı şartlara bağlı olarak kaydedilen bilgiler demektir.Allah Tealanın dilemesine bağlı olmakla birlikte duaların hürmetine değişiklik gösterebilir.
Şunu da belirtmek gerekir ki;İnsanlar,durumlarını,akıbetlerini kadere bağlayamazlar.Evvela kaderde neyin nasıl olduğunu bilmezler.İkincisi insanların özgür iradeye sahip olmaları da kaderde vardır.Bu özgür iradelerini iyiye kullandıkları zaman sevabına ulaşırlar kötüye kullandıkları zamanda bundan yine kendisi sorumludur.
Bu yazımızdaki amaç bir ta’limdir.Bunun dışında Efendimiz (s.a.v) ‘’Kaderden bahsedilince susunuz’’. buyuruyor.Allah Teala ezeli ilmiyle (ilim) sıfatıyla gizliyi de açığı da hepsini bilir.
Selam ve Dua ile…