Uzmanlar, anne babaların, çocuklarını körü körüne saatlerce ders çalışmaya zorlamaktansa verimli çalışmaya yönlendirmeleri için uyarıyor.
Sömestr tatilinin sona ermesiyle birlikte okullar açıldı ve 18 milyonu aşkın öğrenci ders başı yaptı. Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağrı Özköse Bıyık da, eğitimde ve öğrenmede başarıya giden yolun, farkındalık ve verimlilikten geçtiğini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Çağrı Özköse Bıyık, anne babaların, çocuklarını saatlerce ders çalışmaya zorlamaktansa verimli çalışma stratejileri geliştirmeleri noktasında onlara yardımcı olmaları gerektiğini söyledi. Bu durumun öğrencilerin ’hayat boyu öğrenme’ ve başarılı bireyler olma yolunda daha sağlam ilerlemelerini sağlayacağını vurgulayan Bıyık, “Bir öğrenci, saatlerce bir sınava çalıştığında çalıştığı her şeyi öğrendiğini zannedebilir. Halbuki kendi öğrenmesini, konuyu anlayıp anlamadığını kontrol etmeden saatlerce bir sınava çalışmak, aslında etkili bir yöntem olmayabilir. Ne bildiğini ya da bilmediğini bilmeden, körü körüne saatlerce çalışan öğrenci, aslında çok iyi anlamadığı konuların ustası olduğu yanılgısına düşebilir. Bu kavramda eğitimde ‘öğrenme yanılgısı’ olarak i ifade edilir” diye konuştu.
Ebeveynlerin, çok çalıştığı halde istediği başarıyı elde edemeyen çocuklarına, kendilerini tanımaları ve kullandıkları stratejileri gözden geçirmeleri konusunda destek olması gerektiğini belirten Yaşar Üniversitesi Yenilikçi Öğretme ve Öğrenme Birimi Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Çağrı Özköse Bıyık, “Zamanlarını ve kaynaklarını etkili kullanıp kullanmadıklarını sorgulamalarına ön ayak olabilirler. ‘Çok çalıştım ama yine düşük not aldım’ diyen bir çocuk, muhtemelen ya çalıştığı zamanı verimsiz geçiriyor ya da yanlış stratejiler kullanıyordur. Örneğin, bir konuyu okurken aslında akıllı telefonunda arkadaşıyla yaptığı sohbeti ve arkadaşının ne cevap yazacağını düşünüyordur” dedi.
“Hem dizi izleyip hem kitap okuyamazsınız”
Öğrenme kuramlarından biri olan bilgi işleme kuramına göre, yalnızca dikkat gösterilen bilginin bellekte yer edinme şansı olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Özköse Bıyık, “Maalesef, dikkatin, sınırlı bir kapasitesi var. Yürürken sakız çiğneyebilirsiniz ya da bisiklet sürerken müzik dinleyebilirsiniz belki ama aynı anda hem dizi izleyip hem kitap okuyamazsınız. Ya da ders çalışırken bildiğiniz bir şarkıyı dinlerseniz beyniniz sizi yönlendirir ve otomatikman sözlerini içinizden de olsa mırıldanmaya başlarsınız. Birinden birine yeterince dikkatinizi vermiyorsunuz demektir” diyerek insan beyninin, aynı anda, yoğunlaşma gerektiren birden fazla bilinçsel etkinliğe dikkat edebilecek kapasitede olmadığını söyledi.
Saatlerce ders yerine öğrenme
Anne babaların yapması gerekenin, çocuğunu saatlerce odasında çalışmaya veya ödev yapmaya zorlamak yerine, uzun vadede başarılı olabilmesinin, onun öz düzenleme ve yürütücü bilinç gibi mekanizmalarının ve becerilerinin gelişmesinden geçtiğini bilmeleri olduğunu ifade eden Özköse Bıyık, şöyle devam etti:
“Bu beceriler, yaş ilerledikçe daha çok gelişir ve çocuklar daha çok kendilerinin farkına varır. Ödevlerini yapması için sürekli hatırlatılan çocukların öz düzenleme becerisinin gelişmesi güçtür. Anne babalar bunun farkında olarak hareket etmelidir. Örneğin, saatlerce tarih çalıştığı halde girdiği bir sınavda düşük not alan bir çocuk, anne babasıyla yapacağı bir müze ziyaretinde edineceği bilgiler sayesinde hem sosyalleşmiş olacak hem de belki daha fazla şeyi öğrenmiş olacaktır.”