İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hakan Oğuztürk, Türkiye’de acil servislere yılda yaklaşık 100 milyon başvuru olduğunu ifade ederek, “Dünyanın hiçbir ülkesinde acil servislerde böyle bir kalabalık yaşanmıyor. İnsanlarımızın mümkün olduğu kadar basit nedenlerle acile gelmemesi lazım” dedi.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hakan Oğuztürk, acil servisin önemi ve Türkiye’de acil servislerin kullanılma sıklığı gibi konularda açıklamalarda bulundu.
Doç. Dr. Hakan Oğuztürk, acil vaka olgusunu tanımlayarak, “Bir hastalık, kaza ya da yaralanma sonucu hastaya ilk 24 saat içinde müdahale yapılmaz ve hastanın hayatının yitirme olasılığı ortaya çıkarsa biz buna acil vaka diyoruz. Bu tanımdan yola çıkarak acil servislere başvuracak kişiler bu kriterleri göz önüne alması gerekir. Bazı kişiler hayati riski olmamasına rağmen acil servislere başvurmaktadır ve bu yüzden acil servisler çok fazla dolmaktadır” diye konuştu.
Doç. Dr. Oğuztürk, “Ülkemizin nüfusu 80 milyon civarında olmasına rağmen tüm Türkiye’de sağlık kurumlarında acile başvuran kişi sayısı 100 milyona yaklaşmaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinde acil servislerde böyle bir kalabalık yaşanmıyor. Türkiye’nin toplam nüfusuna göre çok fazla kişi acil servislere başvuru yapıyor. İnsanlar basit nedenlerle acil servisleri dolduruyorlar. Acil servislere çok başvuru yapılması, belki de daha ciddi ve ölüm riski olan hastaların takip ve tedavisine ayrılması gereken zamanın diğer genel durumu iyi olan hastalara ayrılarak, hayati riski olan hastaların zamanının gasp edilmesine sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı.
Turgut Özal Tıp Merkezi Acil servisinin günde yaklaşık 200 hastaya hizmet verdiğini dile getiren Oğuztürk, üçüncü basamak bir acil tıp hizmeti verildiği için çevre illerden, ilçelerden ve diğer hastanelerden birçok başvuru olduğunu belirterek, “Malatya ve çevre illere 24 saat profesyonel bir hizmet vermekteyiz. Bazen çok farklı vak’alarla karşılaşıyoruz. Bazen ölen hastalarımız için üzülüyoruz, bazen ise kurtardığımız hastalar ile mutlu oluyoruz” dedi.
Acil servislere başvuran hastalara yönelik triaj adını verdikleri tasnifleme işlemi yaptıklarını söyleyen Oğuztürk, böylece risk durumlarını daha rahat ayırt edebildiklerini belirtti. Oğuztürk, “Acillerde tasnifleme yapılmazsa bir kaos durumu oluşabilir. Tüm acil servislerde hastaların tasnifleme sistemi yapılmaktadır. Hastaları ölümcül, orta şiddetli ve hafif vakalar şeklinde ayırt ettikten sonra hangisinin önceliği varsa biz ilk önce o hastaya müdahale ediyoruz. Hayati riski olan hastaya öncelik vererek, onu hayata döndürmek için çalışıyoruz” diye konuştu.
Son olarak acil servislerin eksiklerine de değinen Oğuztürk, “Acil servislerin en büyük sorunu çok kalabalık olmasıdır. Bu kalabalığın azaltılması için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bununla beraber hasta yakınlarının acil servis içinde beklememesi sağlanmalıdır. Acil serviste çalışan personelin ve ekipmanların artırılması lazım. Acil servislerde çalışan personelin tıbbı gelişmelere ve aktivitelere uyumlarının güncellenmesi sağlanmalıdır. Bu anlamda Sağlık Bakanlığına ve mesleki örgütlere büyük sorumluluk düşmektedir. Üniversite, eğitim araştırma ve devlet hastanelerinin ortaklaşa bilimsel aktivasyon düzenlemeleri bu konuya katkı sağlayabilir. Acil servisin önemini güzel bir sözle anlatmak gerekirse, Acil Tıp Uzmanları Derneğimizin başkanı Sayın Prof. Dr. Başar Cander hocamızın çok güzel bir sözü var; ‘Acil servisler yaşam ile ölüm arasında ki ince çizgiye müdahale yapılan yerlerdir’. Kısacası biz insanları hayata döndürmek için son noktayız, bunun için Acil servislere önem verilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.