Haber7 yazarı Taha Dağlı bugünkü köşe yazısında, Körfez’de Katar’a uygulanan ambargonun kaldırılmasını değerlendirdi. Sözü Türkiye’ye getiren Dağlı, anlaşmalar sonrası BAE’nin bükemediği bileği öpmek zorunda kalacağını, Zayed’in artık Erdoğan’ın ne kadar güçlü bir lider olduğunu kabul etmekten başka çaresinin kalmadığını söyledi.
İşte Taha Dağlı’nın o yazısı;
“Katar-Suudi Arabistan arasında anlaşma sağlandı. Şimdi sıra Türkiye ile Suudi Arabistan’a geldi.
ABD’deki 3 Kasım seçimi sonrası Suudi Arabistan tarafından Türkiye’ye peş peşe sıcak mesajlar yansımış, iki ülke Dışişleri bakanları Nijer’de İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında bir araya gelmişlerdi.
Trump’ın olmadığı bir Ortadoğu denklemi Suudi Arabistan’ı Türkiye ile yakın ilişki kurmaya itecektir, bu beklenen bir gelişmeydi.
Katar’la yapılan anlaşmanın ardından bu durum daha belirgin hale geldi.
Katar, Suudi Arabistan ile Türkiye arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını açıkladı.
Aslında Suudi Arabistan’ın Türkiye ile de Katar ile de arasını bozan aktör BAE’ydi.
Gelinen noktada bu ülkeler bir uzlaşı yoluna girerken, BAE’nin denklemde tek kaldığını görüyoruz.
BAE’nin Türkiye ve Katar’a bakış açısı çok sertti.
Adeta düşmancaydı.
Ancak onlar bile Türkiye konusunda yumuşama yoluna gitmek zorunda kaldılar.
BAE’nin Dışişlerinden sorumlu devlet bakanı Enver Gargaş’ın “Türkiye bizim bölgedeki en büyük ticari ortağımız, Türkiye ile aramızda sorun yaşanmasından hoşnut değiliz” sözleri, bu değişimin en net göstergesiydi.
Suudi Arabistan veya Katar, her ikisi için de geçerli olan şu; arayı bozan Türkiye olmadı, onlar bozdu.
Eğer bir şeyler düzelecekse onların adımlarıyla düzelecektir ve taviz veren taraf asla Türkiye olmayacaktır.
Bu durum Körfez medyasındaki bir haberde şu şekilde özetlenmiş, “Erdoğan sahnenin en güçlüsü olduğunu kanıtladı, Bin Zayed bunun farkına vardı ve tecrit edilmeden önce Türkiye için harekete geçti.”
Körfez medyası, BAE’nin özellikle 2013’den beri sistematik olarak Türkiye’ye saldırdığını, 15 Temmuz darbe girişimini desteklediğini ancak gelinen noktada Erdoğan’ın gücü karşısında, yetersiz kaldıklarına dikkat çekiyor.
Özetle şu şekilde yorumlar var.
Evet Trump bir düzen kurdu ama artık yok.
Bu süreçte BAE hep İsrail ile hareket etti ama İsrail bile günün sonunda Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor.
Katar-Suudi Arabistan uzlaşısı da BAE’nin artık tamamen denklem dışı kalacağının işareti oldu.
Tüm bunlar, BAE veliaht prensi Muhammed Bin Zayed’in artık Erdoğan’ın ne kadar güçlü bir lider olduğunu kabul etmekten başka çaresinin olmadığını gösteriyor.
Kaldı ki bazı değerlendirmelerde Lübnan’da bir kez daha başbakanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Saad Hariri’nin rolüne de vurgu yapılıyor.
Hariri geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmişti.
Lübnan medyasında çıkan iddialara göre Hariri, Suudi Arabistan ve BAE adına Türkiye’ye bazı olumlu mesajları da taşıdı.
Evet, bu ülkeler son yıllarda Türkiye düşmanlığında sınır tanımadılar.
Hala da yapmaya devam ediyorlar aslında.
Al Arabiya’nın son olarak PKK terör örgütünü öven propaganda yayını bunun bir göstergesiydi.
Kudüs, Mescidi Aksa, Libya, Hafter, Suriye vs, o kadar çok sabıkaları var ki, saymakla bitmez.
Türkiye onların tüm saldırılarına deyim yerindeyse sinek muamelesi yaptı.
Umurunda bile olmadı, yoluna devam etti.
Saldırıp, saldırıp, duracaklar ve buraya yanaşacaklar, durum bunu gösteriyor.
Türkiye’nin durduğu yer belli, verecek tavizi yok.
Türkiye ile iyi ilişki istiyorlarsa, Türkiye’nin durduğu yere gelecekler.
Zira Ortadoğu’daki gidişata bakılırsa başka seçenekleri yok gibi.”