Tüm dünya virüs salgınıyla boğuşmakta ve bu sorun gün geçtikçe malesef daha netameli bir hal alarak yayılmayı sürdürüyor. Bu amaçların başında da şeytani aklın en önemli emirlerinden birisi olduğu iddia edilen ‘Dünya nüfusunun 500 milyona indirilmesi’ ifade ediliyor. Yapıldığı günden bu yana tartışmalara konu olan Guidestones Anıtı’nda geçen ‘500 milyon’ terimi, bu salgının şeytani bir amaca hizmet ettiği işini daha da güçlendirmekte. Peki bu Guidestones nedir? Dünyayı neden kriz ve kaos ortamına sokuyorlar? Koronavirüsüyle amaçlanan esas amaç ne?
Tüm dünya virüs salgınıyla boğuşmakta ve bu sorun gün geçtikçe malesef daha netameli bir hal alarak yayılmayı sürdürüyor. Bu amaçların başında da şeytani aklın en önemli emirlerinden birisi olduğu iddia edilen ‘Dünya nüfusunun 500 milyona indirilmesi‘ ifade ediliyor. Yapıldığı günden bu yana tartışmalara konu olan Guidestones Anıtı‘nda geçen ‘500 milyon’ terimi, bu salgının şeytani bir amaca hizmet ettiği işini daha da güçlendirmekte. Peki bu Guidestones nedir? Dünyayı neden kriz ve kaos ortamına sokuyorlar? Koronavirüsle amaçlanan esas amaç ne? Bu ve vuna benzer bir çok sorunun cevabı haberimizde…
Tüm dünyada koronavirüsünden kaynaklı salgın hayatı durduracak seviyelere yükseldi. Çin‘de doğan ve Avrupa üzerinden neredeyse bütün dünya ülkelerine yayılmayı başaran virüs, Türkiye’nin zamanında ve pratik kararlar alması ve derhal uygulamasıyla, diğer ülkelerin yaşadığı gibi büyük kaosa yaşamamızı sağladı. Geçen günlerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca‘nın,ilk vakanın görüldüğünü malesef ilk vakanın görüldüğünü açıklamasıyla salgının Türkiye’ye de sıçradığı öğrenildi.
Vakanın görülmesinin hemen ardından gelen eğitime ara verme ve insanların kalabalık halde bir arada bulunabileceği ortamların kapatılması gibi uyguamaların hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. Türkiye‘nin ve özellikle Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalar tüm dünyada olumlu karşıladı ve takdir edildi.
Salgın sonrasında bir çok kaynak, bunun ‘tasarlanmış en küçük ve en tehlikeli silah‘ olduğu yönünde beyanlar vermeye başladı.
Önceden böylesi bir salgının yaşanacağı işaret eden Holywood yapımı birçok film ve küreselci-siyon merkezlerine hizmet eden yazarlar, ortaya koydukları eserlerle bunlarla alakalı sübliminal eserler ortaya çıkardılar.
Tüm bu işlerde ortaya atılan fikir ise hep aynıydı. Dünyanın sonunun gelmesi ve ‘Yeni Dünya Düzeni‘!
Bu sözün anıtlaştırıldığı ve sırlarla dolu olan ‘Guidestones Anıtı‘ da bu noktada büyük bir gizem taşımakta.
Deccal’in 10 emri olarak bilinen ve Amerika’da olan bu anıtın üzerinde yazanlar, okuyanları hayrete düşürüyor!
Georgia Guidestones (Georgia Rehber Taşları), ABD’nin Georgia eyaletinin Elbert County şehrinde bulunan bir anıttır. 1979 yılında inşa edilmiştir. Kimin tarafından yaptırıldığı da bilinmemektedir.
Bu taş hitabelerin koruyucuları, bu emirleri ‘doğaya sahip olma gereksinimi‘ gibi cevaplasalar da, esas amacı Ademoğlu’nun yer yüzünden silinmesi ve kurmayı hayal ettikleri ‘Yeni Dünya Düzeni‘nin amentüsünü temsil etmektedir.
6 granit taştan ibaret olan hitabelerin yüzlerinde, 8 yaşayan dil ve 4 eski çağ dilinde yazılmış 10 ilke bulunur. Bu ilkeler Deccal’in 10 emri olarak bilinir;
4 granit taş birbirine ayrı yönlere bakarken ortalarındaki ince bir granit sütun da tepeye yerleştirilmiş olan granit kapağı tutar.
5.47 metre yüksekliğindeki hitabenin toplam ağırlığı yaklaşık 108 tondur (107.840 kg).
Georgia Guidestones anıtını, kendilerini, ‘Altın çağı arayan bir grup Amerikalı‘ olarak ifade eden “R. C. Christian” topluluğu tarafından, Haziran 1979 tarihinde kim olduklarını kimseyle paylaşmaması adında gizli anlaşma yaptıkları Elberton Granit şirketi tarafından inşa edilmiştir.
Anıtın gerçek dikilme amacının sır gibi saklanması ve bu taşları hazırlatanların bile tanınmaması, herkesi o dönemde hayrete düşürmüştü.
Kimileri sadece turist çekmek amacıyla yapıldığını, kimileriyse Amerika’da geçmişi eski çağlara kadar uzayan gizli bir cemaatin ‘Kıble niyetine’ diktirdiğini düşünmelerine yol açmıştır.
Ortaya atılan ortaya atılan iddialara göre anıt gizli tarikatlar tarafından Yeni Dünya Düzeni’ni açıklamak üzere yapılmıştır. Başka bir iddiaya göre anıt diyalogcu hristiyanlar Gül-Haçlılar tarafından yaptırılmıştır.
Yoko Ono, anıttaki yazılarla ilgili olarak; “Rasyonel düşünce ile karışıklık çağrısı” ve “Deccal’in On Emir’i” demiştir.
Bu anıta bir de köşe taşı eklendi. Bloğun köşesine konan taşta “2014” yazılı. Anıtta yapılan bu son güncelleme, kimilerine göre “Yeni Dünya Düzeni” takipçilerinin iş başında olduğunu ve bu güncellemeyi yaptığını gösteriyor. 34 yıl önce Yeni Dünya Düzenine gidilecek ilkelerin yazıldığı bu anıt, bir plan olarak değerlendirilirse 2014 yılının önemi ne olabilir? Bu anıtta yazılı 10 emrin ilkinin Dünya Nüfusunu 500.000.000 milyonun altında tutulması olduğunu göz önünde bulundurursak 2014 yılından sonra ne gibi gelişmeler yaşandığına bakmak gereklidir.
10 ilke, yapının dört büyük parçasının yüzeylerine İngilizce, Rusça, Arapça, İspanyolca, Çince, Hintçe, İbranice ve Swahi dilinde kazınmıştır. Bu ilkeler:
-İnsan nüfusunu daima doğa ile uyumlu olarak 500.000.000’un altında tut.
-Farklılıkların ve uygunluğun, gelişiminin çoğaltılmasını bilgece idare et.
-İnsanlığı yaşayan yeni bir dil ile birleştir.
-Tutku, inanç, gelenek ve her şeyi yönet.
-İnsanları ve ulusları, adil yasalar ve sadece mahkemeler ile koru.
-Bütün anlaşmazlıkları ülkeler üstü bir mahkemeye bağla.
-Küçük yasalar ve kullanışsız protokollerden kaçın.
-Kişisel hakları, sosyal görevler ile dengele.
-Gerçeği, güzelliği, aşkı, sonsuzlukla ahenk kurma arayışını taktir et.
-Dünyada bir kanser olma, doğaya yer bırak, doğaya yer bırak.
İlkelerin birincisinde “İnsan nüfusunu 500 milyonun altında, doğayla değişmeyen bir dengede olacak şekilde sabit tut!” yazar. Onuncusu da “Dünyanın kanseri olma, doğaya yer bırak“tır.
Bu bilgilerin kıyamet ya da tüm kültürlerin yeniden başlayacağı bir dünya savaşı sonrası ve ya biyolojik silahlarla insanoğlu’nun yeryüzünden silinmesi sonrasında insanlığa bırakılacak mesaj ya da bir “rehber taşı” niteliğinde olduğunu bu anıtı sevenler savunmakta.
En üstte bulunan kapak taşının üzerindeyse, saat yönüyle Babil, Antik Yunan, Eski Mısır, ve Sanskritçe dillerinde aynı ilkeler yazar.
Anıttan Batı’ya doğru birkaç metre ötede Kuzey-Güney çizgisi üzerinde yere konulmuş bir yazıt bulunur. Yazıtta yapının yukarıdan görünüşü, yapısal özellikleri ve astronomik yerinin bilgileri, projenin sembolikte olsa yaptıranları ve imar tarihi bulunur.
Ayrıca anıtın altı metre altında gömülü bir Zaman Kapsülü vardır. Anıtın üst kısmında “Georgia Guidestones, 22 Mart 1980’de dikildi” yazar.
Yazıtın sol tarafındaki “Astronomik Bilgiler” kısmında yazanlar; Güneş’in yıllık seyahatini gösterir.
Astronomik bilgilerin altında “yazar” olarak belirtilen kişi de “R.C. Christians”. sembolik ismiyle bulunur.
Sponsorlar; “Altın Çağ’ı arayan bir grup Amerikalı“.
Zaman Kapsülünün üzerinde yazanlar; “Buradan 6 metre aşağıda yer alan kapsül, bir gün açılacak.“
Anıt, Elberton şehrinin en yüksek noktasındadır. Yapıldığı arazi Elbert Şehri belediyesine aittir. Eski belgelere göre anıt bölgede yaşayan bir köylünün arazisi içindeydi.
Tur şirketleri, anıta özel seyahat programları yaparlar. Anıt, oldukça ziyaretçi çeker. 2008 yılında ise bir gece anıta graffitti ile “Yeni dünya düzeni için ölüm”, “Hiç kimse dünya lideri değildir” gibi yazılar yazıldı ve resepsiyonla temizlendi.
Anıtın hikayesi ise Temmuz 1979’un bir cuma akşamında başlamış. Kendisini Robert C. Christian olarak tanıtan, orta yaşlı, kır saçlı, ince ve uzun bir adam, ABD’nin en iyi granit taşının işlendiği Georgia eyaletindeki Elbert kentindeki Elberton Granite Finishing adlı şirkete gidip “Ben küçük bir grup Amerikalı’nın adına burada, hem saat, hem takvim, hem rehber olacak bir granit anıt siparişi vermek istiyorum” der.
Elberton Granite Finishing’in dönemin Başkanı Joe Fendley, o günü şöyle anlatmıştır:
“O adamın anlattıklarıyla önce pek ilgilenmedim ama ne istediğini tarif ettikçe şaşırdım. Sadece dev granit taşları işlememizi değil, onları devasa bir astrolojik enstrüman şeklini andıracak bir şekilde yerleştirmemizi istiyordu. Bu çok zor bir işti ve kurtulmak için üç kat fazla bir fiyat söyledim. Ama o rakamı hiç itiraz etmeden kabul etti. Şemalarıyla geldi ve o şemalara göre çalıştık. Her şey bittiğinde ortaya çıkan bu dev anıta şaşırdık. Ama siparişini veren Robert C. Christian o gün bugün ortada yok. Ayrıca buradan ayrılırken bana açıkça R.C. Christian’ın takma bir isim olduğunu da söyledi”.
Rehber taşının ayakları, Güneş’i yıl boyunca Doğu-Batı yönünde işaret edecek şekilde yerleştirilmiş. Tepe taşına açılan bir delikten gelen güneş ışığı, bir ayağın üzerindeki takvimde, günü gösterir. Taşın üzerindeki İngilizce, Arapça, İbranice, Svahili dili dahil 8 dildeki bilgiler ise şaşırtıcı derecede hem günlük hayatta hem de yüksek bilimde kullanılabilen bilgilerdir.
Anıtın Elbert kentinin bir tepesine dikilmesine izin veren belediyede de R. C. Christian adına izin belgesi mevcut. Ama hiç kimse onu tanımıyor. Belediyenin de izin vermeden önce malum şahıstan yüklüce bağış aldığı da belediyenin verilerinde kayıtlı…
Bu sır dolu meseleyi öğrenmesini istediğiniz kişilerle paylaşın!