MÜSİAD İnegöl Şubesi’nin her ay düzenlediği Tecrübe Paylaşımı Toplantıları’nın bu ayki konuğu Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Çilek oldu.
MÜSİAD binasında gerçekleştirilen seminerde kürsüye çıkan Muzaffer Çilek, ‘Mobilya Sektörünün Geleceği ve Atılması Gereken Adımlar’ isimli sunumu ile MÜSİAD’lı işadamlarına altın değerinde tavsiyeler verdi.
Gerçekleştirilen seminer öncesi Muzaffer Çilek’in de Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Bosna Hersek ile İlişkileri Geliştirme Merkezi Vakfı yetkilileri tarafından ‘Bosna Hersek Hakkında Bilgi’ ve ‘Eşleştirme Merkezi, Ahşap Sanayi ve Mobilya Sektörü Hakkında Bilgi’ isimli sunumlar gerçekleştirildi.
BİRAZ SABRETMEMİZ LAZIM
Sunumların ardından kürsüye çıkan Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Çilek, büyük markaların sahiplerinin ve yöneticilerinin İnegöl’e hayranlıklarını açıkça dile getirdiklerini belirterek başladığı konuşmasında şunları söyledi: İnegöllü mobilyacıların vizyon sahibi olmalarını, tasarıma odaklı olmalarını, markalaşmaya ve ihracat konusunda çok çalışma yaptıklarına şahit oluyorlar. Özellikle Kayserililer; ‘Kayseri büyük vilayet. Ağır sanayilerimiz var. 100 yıllık bir geleneğimiz var. Bizim babalarımız ve dedelerimiz de sanayici. Sizin öyle değil. Sizin fabrikalarınız yeni kuruldu. Sizin 2. ve 3. neslinizden korkulur. Biz alışkınız, sanayici olarak doğduk ama siz sanayici olarak doğmadınız, sanayici oldunuz. Sizin geleceğiniz çok parlak’ diyorlar. Kurumsallığı da önem verilince, Kayserili de o yok. Ciro ve ölçek var. 15 taneye yakın geleceği olan markalarımız var. Biraz sabretmemiz lazım. Küçük işletmeler büyüyecek. İnegöl’ün çok büyük fırsatı var. İnegöl’ün önü açık. Türkiye’nin mobilyasında iş yapan diğer şehirler İnegöl’e özeniyor. İnegöl mobilyasının ihracatı sevindirici yerde… Çilek olarak biz de bu gurubun içerisindeyiz.
1997 YILINDA ÇOCUKLARLA İLGİLİ MOBİLYA YAPMA KARARI ALDIK
Biz Çilek olarak her mobilyacı gibi bir evin ihtiyacı olan mobilyaları yaptık. Sonra baktık ki böyle olmuyor herkes her şeyi yapıyor. Daha sonra bir konuda uzmanlaşalım diye karar verdik. 1997 yılında çocuklarla ilgili mobilya yapma kararı aldık. Buraya odaklandık. Hedefimiz Türkiye’nin içerisinde olacağı dünya oldu. İlk yıllarda fuarlara girmeye başladık. Bizim en çok kazandığımız konuların başında uzmanlaşma geldi. Bir konuya odaklanarak, bizden önceki 50 ve 100 yıllık Avrupalı firmaları geçmemiz o konuda odaklanmamızla oldu. Yine özgün tasarımlar yapmak bizim başarımıza büyük başarı kattı. Özgün tasarım yapmasaydık zaten etik olmayacaktı ve istediğimiz fiyata satamayacaktık. Çünkü taklit yaptığın zaman orijinalinden aşağı vermen lazım ki senden alsın. Ama özgün tasarım yaptığın zaman hem etik sorununu hallediyorsun hem de farklı ve değişik ürün istiyor. Sende kimsede olmayan ürünü gördüğü zaman hem istediğin fiyatı veriyor hem de senden alıyor. Böylelikle para kazanarak, işini geliştiriyorsun. Farklı ve özgün tasarımlar olduğu için biz dünyanın her yerine mal sattık. Aldığımız karla da işimizi geliştirdik.
COCA COLA İLE APPLE’NİN ARDINDAN BİLİNİRLİKTE ÜÇÜNCÜ SIRDAYIZ
Biz bu yola çıkarken, ilk günden itibaren markalı çocuk mobilyası yapmaya niyet etmiştik. Yani Türkiye’nin bir çocuk markası olarak dünyaya yayılmak istemiştik. Vizyonumuz buydu. Bugüne geldiğimiz noktada markamıza yaptığımız yatırımla Apple ya da iPhone gibi sevilen marka oldu. Zaten yapılan araştırmalarda Coca Cola ile Apple’nin ardından bilinirlikte üçüncü sırdayız. Bizi çocuklar çok seviyor, kendilerine ait marka olarak hissediyorlar. Markalı ürün yapmak gerçekten çok önemli. Markalı ürün olmanın müthiş avantajını yaşıyorsunuz. Uzmanlaşmak, özgün tasarım ve markalaşma bizim başarılarımızda büyük payı var. Ürünün kalitesi de çok önemli. Çocukların kullandığı bir ürün olduğu için kullanıcısına zarar vermemesi lazım. Ürünlerin güvenliliği ve kalitesi bize tavsiye getirdi. Bizim ürünlerimiz eskimiyor. İlk günkü gibi kaliteli ve sağlam… Ürünün kalitesinden biz çok fayda gördük.
FUARLARI HİÇ ES GEÇMEMEMİZ GEREKİYOR
İnegöl’de mobilyacılar genellikle yol kenarında yer açmaya çalışıyor. Kapının ya da fabrikanın önüne kocaman tabela koyuyor ve içeride müşteri bekliyor. Biz bunu hiç yapmadık. İnegöl’de hep arka tarafları tercih ettik. Pasif çalışmak istemedik. Beklemedik birisi ayağımıza gelsin. Sahaya ekip yolladık. Müşteri bize gelmez biz ona gideriz. Yol kenarına fabrika ya da işyeri açıp beklemedik. Kendi müşterimizi kendimiz bulduk. Ayağımıza gelsin diye beklemedik. İstikrarlı bir şekilde fuarlara gidin. Fuarları hiç es geçmememiz gerekiyor. Fuarlara devamlı katılabilmek lazım. Müşteri ayağımıza gelsin diye beklemeyeceğiz, biz çıkacağız. Fuarları kullanacağız.