Ünal, AA muhabirine, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşan “Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin sağlayacağı katkılara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Çıkarılan kanunun Türk tarımının ve ülkenin geleceği için çok önemli olduğunu ifade eden Ünal, “Türkiye’nin tarımsal potansiyelini ortaya çıkarabilmesi için yapması gereken düzenlemelerden bazıları yasalaştı.” diye konuştu.
Ünal, kenevir yetiştiriciliği veya işlenmesinin Toprak Mahsulleri Ofisince yapılacak ya da yaptırılacak olması başta olmak üzere bu alandaki düzenlemelerin arz-talep dengesine katkı sağlayacağına işaret ederek, bu bitkide kontrollü üretim gerektiğini söyledi.
Tarımsal piyasalarda kırılganlık olduğu için üretim planlamasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:
“Sözleşmeli üretim modeli, üretim planlaması için olmazsa olmaz. Türkiye’nin tarımsal potansiyelini ortaya koyması açısından sektörün ihtiyacı olan ürünün çiftçi tarafından bizzat yetiştirilmek suretiyle birincil ve ikincil kullanıcılara açılması son derece önemlidir. Bu şekilde hem üretici hasat sonunda ne kazanacağını bilir hem tüketici ya da sanayici kaliteli ham maddeye kolayca ulaşmış olur. Yine öğrendiğimiz kadarıyla bunu sistemsel hale getirerek, sözleşmeli üretimin geliştirilmesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi için sözleşmenin taraflarını ve kapsamını içeren kayıt sistemleri oluşturulacaktır. Yapılan düzenlemeyle gündeme gelen sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması, hem üreticinin hem tüketicinin koruması açısından çok güzel bir uygulamanın başlangıcı. Bu gelişmeler yıllardır ana haber bültenlerine konu olan depoda şu ürün stoklandı, tarlada şu ürün kaldı haberlerine son verebilecek gelişmelerdir.”
Ünal, en kritik konulardan birinin de tarımsal arazi varlığının potansiyelini kinetiğe dönüştürmek olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Mülkiyet pek tabii anayasal bir haktır ancak tarım gibi stratejik önem arz eden bir konuyla doğrudan alakalı tarlaların boş kalması hadisesi yılların kanayan yarası olarak karşımıza çıkmaktaydı. Son düzenlemeyle birlikte mülkiyet hakkı ile kullanım hakkının birbirinden ayrılacağı kesinleşmiştir. Mülkiyet hakkı belirttiğimiz üzere anayasal bir hak ama iki yıl üst üste boş kalan bir tarım alanı varsa Bakanlık bunun kiralanmasını gündeme getirecek. Kira bedelleri ise rayicin altında olamayacak ve en can alıcı noktası ihtilaflı ve bölünemeyen arazilerin üretime kazandırılması mümkün olacak. Varisler de yine kira bedellerini alabilecekler ve maddi hak kayıpları olmayacak. Türkiye’nin bir kısmında büyük bir problem olan bölünemeyen arazilerin tarımsal üretime bir şekilde kazandırılması, ekilmeyen yer kalmayacak olması yönüyle son derece önem teşkil etmektedir.”
Atıl arazilerin çiftçiler mağdur edilmeden üretime kazandırılması gerektiğini vurgulayan Ünal, bu sayede arazilerin kayıt altına alınması probleminin de çözülebileceğini sözlerine ekledi.