Aile Hayatını İyileştirme Derneği (AHİD) tarafından düzenlenen Aile Eğitim Seminerleri programının son konuğu Eğitimci-İlahiyatçı Mehmet Bişgin oldu. Bişgin, dünyevi hazinelerin peşinde koşmak yerine insanların kendi kalplerindeki hazineyi aramaları ve önce Allah demeyi öğrenmeleri gerektiğini ifade etti.
2015 yılı Ekim ayının ilk haftasında başlayan ve 2016 yılının Mart ayı sonuna kadar her Cuma akşamı AHİD binasında düzenlenecek olan Aile Eğitim Seminerlerinin bu haftaki konuğu Eğitimci-İlahiyatçı Mehmet Bişgin oldu. Bişgin tarafından önemli bilgilerin aktarıldığı “Kalbi Hastalıklar ve Tedavi Yolları” konulu seminere AHİD Başkanı Naci Köseoğlu, dernek yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.
“HERKES DÜNYADA ÇOK ZENGİN OLMAK İSTİYOR”
Başkan Köseoğlu’nun kısa selamlama konuşmasının ardından seminere başlayan Mehmet Bişgin, “Bugün işleyeceğimiz konular önceki konular gibi değil. Günümüz insanının ihtiyaç duyacağı konulardır. Şeytanın üzerimizde en çok oyun oynadığı konulara değineceğiz. Bugün hepimizin sırtını yere getiren dünyevi sevgisinin ne olduğundan, şerrinden nasıl kurtulacağımızdan, şeytanın hilelerinden nasıl kurtulacağımızdan bahsedeceğiz. Öbür ilimlerden herkes bahseder fakat bu hassas ilimlerden bahseden olmadı. Herkes dünyada çok zengin olmak istiyor. Deniz kıyısında 2 tane boş evi olacak, orada şeytanlar cirit atacak, yazın gidip 3 ay kalacak ve orada aslanlar gibi yaşayacak. Herkes bunu düşünüyor. Hiç Resulullah’ın hayatını inceleyerek öyle yaşadım diyen yok. Veyahut önceki Peygamberler deniz kıyılarından ev alıp boş bıraktı mı diye düşünen yok. Bugünkü konumuz canlara, mallara ve onların değerleri üzerine olacak” dedi.
“ÖNCE KALBİNDEKİ HAZİNEYİ ARA”
“Müslümanların sırtının yere gelmesinin nedeni mallarını ve canlarını Allah yolunda kullanamamadır” diyerek konuşmasını sürdüren Bişgin, “Veyahut bunlara tapınma derecesinde sevdalanmadır. Bugüne gelen kadar son 10 senedir Türkiye’de bana; ‘Hocam dinimi kaybettim, çok şey yitirdim de sizin yanınıza geldim’ diyen olmadı. ‘Daha önce patrondum, işçilerim vardı, iflas ettim de sizin yanınıza geldim’ dediler. Niye iflas ettin? Adam saçını başını dökmüş, ‘Çok rahat yaşardım, lüks evim vardı, lüks arabam vardı, hepsini kaybettim’ diyerek geldi. Son 10 senedir hiç kimse ‘Allah yolunda saçımı döktüm’ diyerek gelmedi. Hep malını mülkünü kaybeden, iflas edenler geldi. Her şeyini kaybetmiş, dağlarda taşlarda hazine arıyormuş. Şaşkın! Önce kalbindeki hazineyi ara. Sen bunun için yaratılmadın ki. Yeryüzüne geliş gayemiz; kalbe girerek, kalpte Allah sevgisini ve korkusunu bilip, dünyayı misafirhane gibi görmek için gönderildik. Dünyaya tapınmak için değil…” şeklinde konuştu.
“RAHATLIK GELİNCE ALLAH’I HATIRLAMAK ZOR OLUR”
Bosna Hersekli bir Müslüman’ın anılarına değinen Bişgin, “Bosna Hersekli bir Müslüman orayı ziyarete giden birisine içini dökmüş. ‘Biz nerede kaybettik biliyor musunuz?’ demiş ve anlatmış. ‘Sırplar silahlanırken, donanırken biz evler ve mülkler almaya başladık. Rahat ve zevk içinde yaşamaya başladık. Hatta dinimizden de uzaklaşmaya başladık. Çünkü rahatlık gelince Allah’ı hatırlamak zor olur, o hale gelmeye başladık. Sonra Sırplar bizi vurmaya başlayınca evlerimiz, işyerlerimiz yıkılmaya, başımıza göçmeye başladı. Sonra ‘Allah, Allah’ demeye başladık. Allah, Allah diyoruz, yürekten geliyordu söylediklerimiz.’ O güne kadar neden Allah demedin? Malı, dünya gailesini put haline getirirsek sonucunda alacağımız şey onlardan yiyeceğimiz tokat olur” diye konuştu.
HZ. MUHAMMED’TEN DAHA SEVGİLİ DEĞİLSİN…
Bişgin, “Bir baba çocuğunu aşırı sevmeye başlasa o çocuk ona tam dalgın olduğu anda bir tokat vuracak, neye uğradığını şaşıracak. Ben onu seviyorum, o bana tokat vuruyor diyecek. Çocuk aslında o tokat diliyle diyor ki; ‘Benim sevgimi yücelterek Allah’ın sevgisi yerine koyma. Ben sana bir emanetim’. Dünya malı da öyledir. Çok hırsla sarılırsan bir anda elinden gittiğini görürsün. Sonra saçı başı döküp karşımıza geliyorlar, her şeyim gitti diyorlar. Gitsin. Önce Allah demeyi becer. Sen Allah’ın Eyüp kulundan daha sevgili değilsin, Allah’ın Hz. Muhammed Resulünden daha çok sevgili değilsin. Hz. Muhammed giderken bir eve altınlar doldurup mu gitti? Elinde o kadar liderlik vardı, o kadar yerler ona aitti, evlatlarına binlerce daireler, binlerce sermaye mi bırakıp gitti? Bugün Peygamberimizin torunu olan Seyyidler dünyanın her yerine dağıldılar. Allah dilediği yerde onlara rızık veriyor. Dünya tamamen Allah’ın kontrolündedir ama dünyayı, dünyalığı büyüterek ilahlaştırmak en büyük tehlikedir. İşte Allah bizi buradan uyarıyor. Diyor ki; ‘Şeytan ilk önce sizden birine gelir. Şunu kim yarattı, bunu kim yarattı der, sonunda Rabbini kim yarattı?’ der. Böylece vesvese verir. Şeytanın vesvesesi kalbinizde yerleşirse işte o zaman imanınızı da alır gider. Bundan kurtulmanın yolu; ‘Euzü billahi mineşşeytanirracim’ diyerek Allah’a sığınmaktır” açıklamalarında bulundu.