CHP Bursa Milletvekili aday adayı Av. Mehmet Mustafa Güneş, tanışma çalışmaları kapsamında dün CHP İlçe Başkanlığını ziyaret ederek istişarelerde bulundu. •Serhat ÇİÇEK
CHP Bursa Milletvekili Aday Adayı Av. Mehmet Mustafa yöneticilerin toplumlarını ekmek veya özgürlük arasında seçim yapmak zorunda bırakamayacaklarını belirterek eleştirilerde bulundu.
MEHMET MUSTAFA GÜNEŞ KİMDİR?
CHP İlçe Başkanı Engin Başar’ın kısa selamlama konuşmasının ardından söz alan Milletvekili aday adayı Av. Mehmet Mustafa Güneş kendisi hakkında ve neden aday olduğu hakkında bilgiler verdi. Güneş, “1959 yılında Gaziantep İslahiye’de doğdum. İlk, orta ve liseyi ilçede okudum. Ankara Hukuk Fakültesini 1983 yılında bitirdim. 2 yıllık yerel yönetimler mezunuyum. Yüksek Lisans ve 2 yıllık İlahiyat Yüksek Okulu öğrencisiyim. Eşim Prof. Dr. Adalet Meral Güneş, Uludağ Üniversitesi Çocuk Hematoloji Bölüm Başkanı ve LÖDER dernek başkanı olup 10 binden fazla kanserli hasta ve yakınlarına hizmet vermiştir. Ülkemde tek örneği olan konuk evi yaptırmıştır. 11 yaşında bir erkek çocuğumuz vardır. Otuz yıldır Bursa’da avukatlık yapıyorum. Sivil toplum örgütlerinin düzenledikleri miting, yürüyüş, anma etkinlikleri ve basın açıklamalarına katılan dostlarım beni hatırlayacaktır” dedi.
YÖNETİCİLER, HUKUKLA EKMEK ARASINDA SEÇİM YAPTIRAMAZLAR
Hukuku egemen kılmak ve hukuka olan muhtaçlığı gidermek için aday olduğunu belirten Güneş, “İnsanlar, ekmeksiz ve gıdasız uzun bir süre açlığa dayanabilirler ancak hukuk açlığı hava gibidir ve ancak derhal hukukla karşılanmalıdır. Evrensel hukuk, toplumu var eden temel besindir. Yöneticiler, toplumlarını ekmek veya özgürlük arasında seçim yapmak zorunda bırakamazlar. İyi, dürüst yönetici; hukuka dayanan ve yetkilerini evrensel hukuktan alan yöneticidir” şeklinde konuştu.
AÇLIK ÇEKEN TOPLUMLAR ÖZGÜRLÜKLERİNDEN VAZGEÇEBİLİRLER
Diktatörlüklerin hukuk devleti olmadığını kanun devleti olduğunu belirten Güneş, “Hukuk, kanunlarla ete kemiğe bürünür. Bu, her kanunun hukuka uygun olduğu anlamına gelmez. Faşist diktatörlüklerin de kanunları vardı. Kanunsuz hiçbir devlet ve hiçbir diktatörlük olamaz, olmamıştır. Diktatörler, halkını sadakaya alıştırıp, ekmek ve özgürlük arasında seçim yapmak zorunda bırakabilir. Açlık çeken toplumlar özgürlüklerinden vazgeçebilirler. Diktatörler toplumu açlıkla terbiye eder, sadakayla yönetirler. Diktatörler, kendine uşaklık eden kanun adamları sayesinde var olmuşlardır. Sorunların tek çözümü evrensel hukuktur, demokratik hukuk devletidir. Çalışma özgürlüğü, işsizlik, ücretsiz eğitim ve sağlık, vicdan özürlüğü, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler için, bütün dinlerin kendilerini özgürce ifade ettikleri ve güvenli bir liman olarak kabul edilen laik ve demokratik hukuk devleti için, bağımsız, etkin ve gecikmeyen yargı için, yargıç güvencesi için, hak arama özgürlüğü için, yolsuzluğa karşı mücadele etmek için, hukuk adamlığını bu topluma göstermek ve az örneği çoğaltmak için adayım” diye konuştu.
MÜCADELE VE DİRENME TEMEL İNSAN HAKKIDIR
10 yaşından itibaren çalışarak okuduğunu belirten Güneş, “Bu nedenle işçilerin sorunlarını bilerek büyüdüm. Üniversite yıllarım da yine işçi, emekçi, dar gelirli ve öğrencilerin hak taleplerini desteklemekle geçti. Bu dönemde; Büyük önder Mustafa Kemal, Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve sol düşünceye emek veren diğer liderlerin düşüncelerini okuma ve anlama fırsatım oldu. Hakları için mücadele eden tüm toplum kesimlerinin mücadelesini önemsiyorum. Gezi direnişinde katledilenleri saygıyla anıyorum” ifadelerini kullandı.
YOLSUZLUĞA KARŞI MÜCADELE BENİM KARAKTERİMDİR
Türkiye İş Bankası Marmara Bölge Hukuk Müşaviri iken bankada gerçekleşen ülkenin en büyük banka yolsuzluğuna kayıtsız kalamadığını belirten Güneşi, “Bir banka çalışanı ve banka ortağı olmak sıfatıyla banka Genel Müdürü ile dört üst düzey yönetici hakkında bankayı zarara uğratmaktan savcılığa şikâyette bulundum. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bu yolsuzluğu ilk kez gündeme taşıyan gazeteci Alper Ballı’ya 1998 yılı haber ödülünü verdi. Benim ödülüm ise tazminatsız işten atılmak oldu. Ulusal basında Metin Münir, Yalçın Doğan, Tuncay Özkan, Cüneyt Arcayürek, Aydın Engin ve Mustafa Balbay ile yerel basından Yüksel Baysal, Murat Kuter, Levent Gencelli, Enver Akasoy ve Özlem Buğday Yağmur’a, meslektaşlarıma, yardımlarını esirgemeyen Av. Ali Arabacı’ya teşekkür borçluyum. Çabamız sonucu Genel Müdür suçlu bulunarak emekliye sevk edilmiştir. Bugün SGK’dan bin 200 TL emekli maaşı almaktayım. Yolsuzluğa meydan okumasam 4 bin 500 TL emekli maaşı alacaktım. Pişman değilim. Yüksek okullarda 15 yıla yakın süre borçlar, ticaret, iş ve temel hukuk derslerinde hocalık yaptım. İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili olarak da 3 yıldır birçok eğitim kurumunda iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hekimliği eğitmenliği yapıyorum. İşyerini ayakta tutmaya çalışan, istihdam yaratan, ülke kalkınmasına katkı koyan, vergi ödeyen, gelişmeyi sosyal refahı arttıran işverenlerin sorunlarını da biliyorum. İşçilerini gözeten, koruyan, ticari ahlak sahibi tüm işverenleri ve çabalarını önemsiyorum” açıklamalarında bulundu.