Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde kurulan Erenler Divanı’nda konuşan Dr. Mustafa Tatçı, tefekkür etmek, nefis tezkiyesinde bulunmak için yalnız kalmaya ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen Erenler Divanı’na katılan Mustafa Tatçı Hak dostlarının irfani metinlerini anlattı. “Şimdi toplumun bir ihtiyacı var. Yalnız kalmak. Çok kalabalıklaştık. Etrafımız insanlarla, eşya ile dolu, sarılmış vaziyette” diyerek söze başlayan Tatçı, nefis tezkiyesi için tasavvuf yolunun en önemli basamaklarından biri olan ’halvet’ten bahsetti. Istılahi olarak halvetin tenha bir yerde Hak’tan gayri ameliyelerden sıyrılıp Kelime-i Tevhid’i kuşanarak Hak’la haşır neşir olmak anlamına geldiğine dikkat çeken Tatçı, mürşidi kamil olmadan bunu gerçekleştirmenin ya halüsinasyonlara yol açacağını yahut psikolojik problemlerle neticeleneceğini söyledi.
Niyazi Mısri’nin nutki şerifinden hareketle halvetin Allah’a ulaşmada nasıl meşakkatli ama aynı ölçüde de paha biçilmez bir yol olduğunu anlatan Tatçı, eski tekkelerde nasıl halvet yapıldığından ve halvet adabından bahsetti. Hak ve hakikat yolcusunun halvette yaşadıklarının sır olduğuna dikkat çeken Mustafa Tatçı, “Halvet sırdır. Halvete girmiş birinin dilini kesseler o sırrı veremez. Tasavvuf kaynakları arasındaki halvetnamelerde de adabı anlatılır ancak halvet esnasında ne olduğu anlatılmaz” dedi.
Hz. İbrahim’in halvetinin Nemrut’un ateşinde, Hz. Musa’nın halvetinin Tur Dağı’nda, Peygamberimizin ise Hira mağarasında olduğuna dikkat çeken Tatçı, Yaradan’ın ilahi emaneti ancak nefsinin bütün arzularından sıyrılmış olan, dostum dediği insana teslim edeceğini söyledi.