Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Enis Hekimoğlu, dünyada ve Türkiye’de gıda güvenliğinin oldukça önemli bir konu haline geldiğine işaret ederek, tüketicinin daha sağlıklı ve kaliteli besine ulaşması için tarımsal üretimin tüm süreçlerinde kontrollerin yapılması gerektiğini belirtti.
MTSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Ziraat Mühendisi Hekimoğlu, yazılı bir açıklama yaparak, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliğine ilişkin bilgiler verdi. MTSO olarak önümüzdeki süreçte sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği konularına ağırlık vereceklerini ifade eden Hekimoğlu, gıda güvenliği kavramını, insanların aktif ve sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri için beslenme gereksinimi ve tercihlerine uygun, yeterli, sağlıklı ve besleyici gıdaya her zaman fiziksel, sosyal ve ekonomik olarak ulaşabilmeleri durumu olarak açıkladı. Günümüzde gıda güvenliğinin, ‘gıdanın bulunabilirliği, erişilebilirliği, kalite ve güvenilirliği ile bulunabilirlik, erişilebilirlik ve gıda güvenliğinin devamlılığı’ olmak üzere dört seviyede tanımlandığını bildiren Hekimoğlu, gıda güvenliğinin sağlanması için de bu dört seviyenin aynı anda gerçekleşmesinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
“Kaynakların tarımda etkin kullanımı sağlanmalı”
Gıda güvenliğinin sürdürülebilir şekilde iyileştirilebilmesi için Türkiye’de tarımsal yapıda etkinliğin sağlanması gerektiğini vurgulayan Hekimoğlu, bunun için de gıda üretiminin istikrarlı şekilde artırılması ve tarımsal ticarette rekabetçiliğin elde edilmesi gerektiğini dile getirdi. Kendi ayakları üzerinde duran bir tarım sektörünün, sürdürülebilir gıda güvenliğini sağlamanın en önemli aşaması olduğunu belirten Hekimoğlu, şöyle devam etti: “Bu amaca yönelik olarak, tarımsal politikalarda, kısa dönemli etkileri olan geçici kaynak aktarımlarından çok, kaynakların tarımda etkin kullanımının sağlanmasına, istikrarlı ve sağlam bir tarımsal yapının oluşturulmasına odaklanılması gerekiyor. Tarımsal etkinlik artışı, üretim maliyetlerini düşürerek, artan arz yoluyla rekabetçiliği sağlayacak ve böylece gıda tüketiminin artmasını temin edecek bir yapı oluşabilecektir.”
Bu noktadan hareketle tarımsal etkinlik ile gıda güvenliği arasındaki köprü rolünü rekabetçiliğin üstlendiğini belirten Hekimoğlu, sürdürülebilir bir gıda güvenliği için bu bakış açısının büyük önem taşıdığını kaydetti.
“Bulunabilirlik ve erişilebilirlik önemli”
Tarımsal yapıda etkinlik ve gıda güvenliği konusunun bulunabilirlik ile erişilebilirlik olmak üzere iki temel kavramı içerdiğini ifade eden Hekimoğlu, “Üretim açısından etkinlik kavramı, mevcut kaynaklar ile elde edilebilecek en yüksek çıktının sağlandığı durumu işaret etmektedir. Burada ilk olarak gıdanın fiziksel bulunabilirliğinden bahsedebiliriz. Gıda bulunabilirliği, gıda güvenliğinin arz yönünü işaret eder. Gıda üretimi, stok düzeyleri ve net ticaret tarafından belirlenmektedir. Temel tarımsal üretimde kullanılan tarımsal gübre ve tarım ilaçları bu noktada önem taşır. Tarım ilacının isminin doğru, içeriğinin fiziksel ve kimyasal anlamda değişmeden bulunabilir olması gerekmektedir. İkincisi, gıdaya ekonomik ve fiziksel erişilebilirlik. Yani yeterli gıda arzının varlığı (gıdanın fiziksel bulunabilirliği) tek başına ulusal veya küresel olarak hane halkı düzeyinde gıda güvenliğini garanti etmemektedir. Yetersiz gıda erişimi konusundaki kaygılar gıda güvenliği amaçlarını gerçekleştirmek üzere gelir, harcama, piyasalar ve fiyatlar konularında daha yoğun politika odaklanmalarına sebep olmuştur. Fiziksel ve kimyasal anlamda ismine ve içeriğine doğru gübre ve tarım ilaçlarının gıdaların fiziksel içeriklerine en az düzeyde etki etmesi insan sağlığı açısından çok önemlidir” dedi.
Gıdada kalite ve güvenilirlik kavramları üzerinde de duran Hekimoğlu, gıdanın temel olarak dört temel başlıkta değerlendirilebileceğini, bunların da gıda standartlarının uygunluğu, mikro besin bulunabilirliği, protein kalitesi ve gıda güvenilirliği olarak sıralanabileceğini kaydetti. Ayrıca kullanılan tarımsal gübrelerin ve tarım ilaçlarının kalite ve güvenirliğinin dünya standartlarında olması gerektiğine de dikkat çeken Hekimoğlu, “Herhangi bir kişi günlük gıda alımı yeterli olsa da periyodik olarak gıdaya erişimde yetersizlikler yaşıyorsa o kişi gıda güvencesiz olarak düşünülür. Kötü hava koşulları, politik istikrarsızlık ya da işsizlik, yükselen gıda fiyatları gibi iktisadi faktörler kişinin gıda güvenliği statüsünde olumsuz etki yapabilir. Kısaca gıda güvenliğinde globalleşme ile maliyetlerin düşürülmesi için yapılan ürün kullanımı, ürün dayanıklılığını artıran katkı maddeleri, zirai ilaç ve gereksiz gübre kullanımının artması ile çevresel kirleticilerin gıdalara bulaşmasının gıda güvenliğini tehdit eden temel parametreleri bilmemiz ve önlemleri almamız gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“Sağlıklı besine ulaşmak için tüm süreçlerde kontrol olmalı”
Sağlıklı ve kaliteli besine ulaşmak için tüm süreçlerde kontrollerin yapılması gerektiğinin altını çizen Hekimoğlu, şunları kaydetti: “Dünyada ve Türkiye’de gıda güvenliği oldukça önemli bir konu haline gelmişken, tarımsal üretim olarak toprak, yem, su ve gıda başta olmak üzere tüketicinin daha sağlıklı ve kaliteli besine ulaşması için tedarik, üretim, paketleme ve sunumun da yer aldığı tüm süreçlerde kontrollerin yapılması gerekmektedir. İnsan sağlığını tehdit eden gıda kaynaklı fiziksel, kimyasal ve biyolojik riskleri belirlemeliyiz. Ayrıca kontrolsüz zirai ilaç ve gübre kullanımındaki teknolojik olmayan ürünlerin kullanılması ve bunların doğuracağı riskleri önlemeye yönelik üretici ve tüketici bilincinin gelişmesine katkılar sağlamalıyız.”