Cuma günleri düzenledikleri seminerleri sürdüren Aile Hayatını İyileştirme Derneği’nin bu haftaki konuğu İlahiyatçı İsmail Güler oldu. Güler, İslam’da şahsiyet eğitimini ele aldı.
Seminerde açıklamalarda bulunan Güler, “Bizim ecdadımız erdemli şehirler kurmuşlar ve şahsiyetli kişiler yetiştirmişlerdir. Medeniyetimiz bunun üzerine bina edilmiştir. Her şehrin bir şahsiyeti vardır, bu şahsiyeti o şehirde ki yaşayanların şahsiyeti oluşturur. Erdemli şehirler konusu başlı başına ayrı bir konudur. Biz şahsiyetli kişiliğin nasıl elde edileceğini kısaca açıklayacağız. İmam-ı Nesefi, İnsanı Kamil adlı eserinde, “Mümin insanın bir gayesi vardır. O da Talebi Kemal’dir ( kamil, olgun şahsiyet)” der ve devamında olgunlaşmak isteyen mümin 4 yönünü güçlendirmelidir der”
OLGUN AHVAL (DİL TERBİYESİ)
“Müslüman dil terbiyesine dikkat etmelidir. Dilin cirmi küçük, cürümü büyüktür derler. Kavgaların % 80’i dil yüzünden gerçekleşmektedir. Dil terbiyemizde nelere dikkat etmemiz gerektiği İmamı Gazalinin İhyasında Dil adabı bölümünde detaylı bir şekilde işlenmiştir. Büyüklerimiz eskiden ‘Kem gözden, acı sözden Allah’a sığınırım” derlerdi. Fakat toplum olarak dil terbiyesi konusunda ciddi sorunlar ve vurdumduymazlık yaşamaktayız. Bu konuyu ailelerimizden başlayıp ana ve ilkokullarımızda müfredatımıza acilen koymalıyız. Kişinin dil üslubu ne ise kişiliği de odur denir. Yunus Emre, “Kişi bile söz demini demeye sözün kemini” diyerek dile dikkat çekmiştir. Müslüman’ın en iyi özelliklerinden biri de dilini iyi kullanmasıdır. Davetçi Müslüman İmana zarar verecek sözlerden uzak durmalı. Ahlaka aykırı sözlerden uzak durmalı. Nezaketle bağdaşmayan sözlerden uzak durmalıdır. Eğitile insan nazikleşir.
İYİ EF-AL (İYİ FİİLLER)
“Olgun Müslüman işlerini istişare ve istihare ile yapar. Önce istişare sonra istihare gelir. İstişare ederek doğrusunu, istihare ile hayırlısını yaparak hata etme olasılığını ortadan kaldırır. İşlerimizde zaman, mekan ve insan ayağı vardır. Bunlardan biri olmaz ise işlerimiz sakat olur. Fiilin zamanını ve mekanını yakalamak liyakat (donanım) ve niyet ile olur. Dünyada işlerinizde isabetinize ahirette ise niyetinize göre değerlendirilirsiniz”
İYİ AHLAK
“Öğrenmek zekanın yapmak ahlakın işidir. Her işimizin bir ahlakı vardır. Önemli olan bunu yakalamaktır. Ahlaklı iş yapan kişi mesuliyet sahibidir. Derdi olmayanın işi olmaz. Bu gün bize kişisel gelişim kitapları, içimizdeki devi uyandırmamızı tavsiye eder. Ama bizler içimizde ki devi değil, içimizdeki mümini uyandırmalıyız. Batı medeniyeti hep göze hitap eder, bizim medeniyetimiz kulağa hitap eder. Göz dışarıya doğrudur, kulak ise içe doğrudur. Dolayısıyla iç alemi iyi olanın dışı da iyi olur”
MEARİF
“Emir ve yasakları bilme yetisidir. İlim mümin erkeklere ve mümin kadınlara farzdır. Ama hangi ilim. Burada kastedilen ilmihaldir. İlimlerin en faziletlisi ilmihaldir. Halin en faziletlisi ise devamlı olanıdır. İlim genel olarak ameli ilimler ve iş ilmi olarak ikiye ayrılır. İlmihal: Hangi iş üzerine isen o işin ilmini bilmendir. Anne isen annelik ilmini, baba isen babalık ilmini, mühendis isen mühendislik ilmini, yönetici isen yöneticilik ilmini, mobilyacı isen mobilya ilmini… Müslüman yaptığı işin en iyisini bilmek ve yapmakla yükümlüdür. İnsan yetiştirirken bunlara dikkat ederseniz, medeniyetiniz bir anlam ifade eder ve insan yetiştirirsiniz. Yoksa toplum olarak yozlaşmamızı durdurmamızın başka yolu yoktur. Bu işe kendimizden, ailemizden, çocuklarımızdan zaman kaybetmeden başlamalıyız” dedi.