İnegöl Genç MÜSİAD tarafından düzenlenen kişisel gelişim programlarının bu ayki konuğu Gazeteci Yazar Süleyman Özışık oldu. Kişisel gelişim programında açıklamalarda bulunan Özışık, DAİŞ’in Türkiye tarafından kurulduğu iddiası asılsız olduğunu söyleyerek, ” Buna inanmak için insanın kafasının içinde beyin olmaması lazım” dedi.
Geçtiğimiz Çarşamba akşamı saat 20.00’da MÜSİAD Binası’nda düzenlenen programa; MÜSİAD İnegöl Başkanı Halil Malkaç, oda ve dernek başkanları ve çok sayıda işadamı katılım gösterdi.
İNEGÖL’ÜN BÜYÜME ORANI CİDDİ ANLAMDA DÜŞTÜ
Programın açılış konuşmasını yapan İnegöl Genç MÜSİAD Başkanı Mesut Ergene, “2023 Hedefinde Türkiye konulu konferansımıza hepiniz hoş geldiniz. Malum olduğu üzere dünya genelinde yaşanan küresel kriz, özellikle İslam coğrafyasında yaşanan iç savaşlar ve terör olayları, ülkemizi ciddi anlamda etkilemektedir. Günümüzde ihracatta yaşanan düşüklükler 2023 yılı için konulan hedeflere de zararlar vermektedir. Özellikle bir mobilya şehri olan İnegöl’ümüzde 2012 yılına kadar ortalama yüzde 15’ler seviyesinde yaşanan büyüme oranları bugün ciddi anlamda düşmüştür. Bunun en önemli nedeni dünyada dengeleri değiştirmeye aday olan Türkiye’nin göze batmasıdır. Kirli ittifaklar ile beslenen terör grupları bir taraftan Türkiye’nin pozitif görüntüsünü değiştirmek için kullanılmış ve yapılan algı operasyonlarıyla ekonomimiz baltalanmaya çalışılmaktadır. Her şeye rağmen dimdik ayakta duran, gerek genç nüfusu gerekse de bitmez tükenmez enerjisiyle sürekli yeni pazarlar arayan müteşebbislerimiz Türk ekonomisine katkı sağlamaya devam etmektedir. Biz geleceğe olan ümidimiz ve devlete olan güvenimizi hep diri tuttuk, tutmaya da devam edeceğiz. Ancak Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve dünyada yaşanan gelişmeleri bir de Ankara’nın ve dünyanın nabzını en iyi tutan bir isimden öğrenelim istedik. O yüzden sizi değerli misafirimiz Gazeteci-Yazar Sayın Süleyman Özışık ile bir araya getirme kararı aldık. Bizlerin nazik davetini kırmayarak İnegöl’ümüze teşrif eden değerli konuğumuza teşekkür ediyoruz” dedi.
VEKÂLET SAVAŞLARI
Ergene’nin ardından kürsüye çıkan Gazeteci-Yazar Süleyman Özışık, ülke gündemini dair değerlendirmelerde bulundu. Süleyman Özışık ülkenin son dönemlerde geçtiği zor günleri hatırlatarak Türkiye’nin yalnız PKK ile değil, DHKP-C, DAEŞ ve Paralel Yapıyla savaştığını belirtti. “Türkiye terör örgütü ile mücadele ediyor gibi görünse de biz aslında 3. Dünya Savaşı’nın içinde mücadele ediyoruz” diyen Özışık, “Eski savaşlara çok benzemeyen bir savaşın içindeyiz. Vekâlet savaşları yaşıyoruz. Düşman güçleri kritik noktalarda terör örgütleri oluşturuyor, onların eylemleri arkasına sığınarak yeniden Ortadoğu’nun sınırlarını çizmek istiyor” şeklinde konuştu.
“ÖLÜMLER ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK DOĞRU OLMAZ”
Türkiye’nin birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu dönemden geçtiğini belirten Özışık, siyasilere yönelik olarak; “Ölümler üzerinden siyaset yapmak, rant elde etmek bu dönemde doğru olmaz” diye konuştu.
“KAFASININ İÇİNDE BEYİN YOK”
“Tüm dünyada ve Türkiye’de DAEŞ terör örgütünün Türkiye tarafından kurulup Türkiye’nin beslediğine herkesi inandırdılar” diyen Gazeteci-Yazar, “Buna inanmak için insanın kafasının içinde beyin olmaması lazım. Türkiye eğer DAEŞ’i kurmuş ve yönetiyor olsaydı şuan Ortadoğu’nun tek hâkimi olurdu. DAEŞ’in ne İsrail’le ne İran’la ne de Suriye ile bir husumeti var. Dikkat ederseniz hep Türkiye sınırında, Türkmenlerin yaşadığı alanlarda eylem ve saldırılarını sürdürüyor. Türkiye’nin sınırındaki o ateşi şimdi de içeri sıçratmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
VATANDAŞ BARIŞI TATTI BİR KERE
Çözüm süreci ve Güneydoğu’da devam eden operasyonları değerlendiren Özışık, çözüm sürecinde masayı devletin devirdiğinin kesinlikle gerçek dışı olduğunu söyledi. Süleyman Özışık, “2013’ten beri çözüm süreci boyunca sadece Jandarma bölgesinde 4 bine yakın terör eylemi gerçekleşti ama devlet barıştan vazgeçmedi. Ta ki Suruç patlamasının ardından 2 polisimizin şehit edildiği güne kadar. Son olarak da özerklik dayatılarak devletin ağzına namlunun ucu koyulana kadar. Bunun ardından Kobani’de kanton oluşturulunca Kürdistan hayalleri yeniden alevlendi. Türkiye’nin şehirlerinde bulunan Kürtleri ayaklandırırız hesabı yapıldı ama Kürt kökenli vatandaşlarımız bir kere barışı tatmıştılar artık, emellerine ulaşıp halkı ayaklandıramadılar. Şimdi ise devlet köklerini kazımak için karalı bir mücadele içinde anlayacakları dilden konuşmaya başladı. Ben hayatım boyunca ilk kez devletin bu denli şiddetle terör örgütü ile mücadelesine tanık oluyorum” açıklamalarında bulundu.