Kibiroğlu, İnegöl’den hükümete yüklendi

Saadet Partisi İnegöl İlçe Teşkilatı tarafından her ay düzenlenen Teşkilat Eğitim Programı’nın bu ayki konuğu Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Kibiroğlu oldu. Kibiroğlu, hükümeti hedef alan açıklamalarda bulundu.

Yayınlama: 19.02.2016
410
A+
A-

Geçtiğimiz Çarşamba akşamı Saat 20.00’da Sani Konukoğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen Teşkilat Eğitim Programına katılım gösteren SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Kibiroğlu, SP İlçe teşkilatı mensuplarına önemli aktarımlarda bulundu. Programa çok sayıda partili katılım gösterdi.

 

HEDEFE KİLİTLENMİŞ DURUMDAYIZ






Programın açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi İlçe Başkanı Ertan Sütçü, “İnegöl İlçe Teşkilatı olarak 6 aylık programımızı oluşturduk. Adım adım bu programın gerçekleşmesi için üzerimize düşen görev ve sorumlulukları hakkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Gerek İnegöl yerel gündemi olarak gerekse ulusal gündeme baktığımızda Saadet Partimize ne büyük bir ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Bu yaşadıklarımız bizim omuzlarımıza sorumluluk anlamında çok daha büyük bir yük yüklüyor. Bunun farkında olmamız lazım, vazifelerimizi yerine getirme noktasında gayretimizi artırmamız gerekiyor. İnşallah önümüzdeki günlerde bu gayretin madden ve manen daha da fazla artırılarak hedefe ulaşıldığı bir dönem içerisine girmiş olacağız. Geçen hafta sonu Genel Merkezimizin planlamış olduğu ilçe başkanları toplantısına katıldım. Orada da gördük ki başta Genel Merkezimiz olmak üzere tüm ilçe başkanlarımız şuan hedefe kilitlenmişler, heyecanla, gayretle, azimle başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlığın dünya ve ahret saadetine ulaşması için gerekli olan plan ve stratejiyi ortaya koymuş durumda ve önümüze konulan tüm engellere, tüm bu sıkıntılara rağmen hamd olsun ki iktidar partisinin ortaya koyduğu enerji neyse bizim ortaya koyduğumuz enerji çok daha üst seviyededir. Madden ve manen yapılan fedakârlıklarla hep beraber hedefe yürümüş olacağız.”

 

“SÜRECİ HUZURA KAVUŞTURACAK OLAN MİLLİ GÖRÜŞ’TÜR”

“Ankara’da yapılan bombalı saldırıyı okuduk. Can emniyeti noktasında, mal emniyeti noktasında, inanç emniyet noktasında sıkıntılı süreç içerisindeyiz. Bu süreci huzura kavuşturacak olan Milli Görüş’tür, Saadet Partisi’dir. Bizler insanlığımızın dünya ve ahret saadetine ulaşması için İslam birliğinin kurulmasına, faiz düzeninin ortadan kaldırılmasına, her noktada ahlak ve maneviyatın kurulması gerektiğine inanıyoruz. Bunları gerçekleştirecek olan Milli Görüş’tür, Saadet Partisi’dir. İnanç ve azimle bu hedeflere yürüyeceğiz” dedi.

 

“BU TOPLANTIDA ALLAH’IN RIZASI VAR”

Sonrasında ise özgeçmişinin okunmasının akabinde kürsüye çıkan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Kibiroğlu, “İnegöl teşkilatı bu… İnegöl teşkilatını hep böyle bilirim ve inşallah çok daha ileriye, çok daha güzele gidecek. Buna bütün yüreğimle inanıyorum. Rabbim bize fırsat versin, huzurundan kovmasın. Gidecek başka yerimiz yok. Onun için buradayız. Buraya gelen tüm kardeşlerim sırf Rabbimin rızasının burada olduğuna inandığı için burada. Hiçbirinize çıkarken para vermeyeceğiz, ihale vermeyeceğiz. Niye geldiniz? Çünkü sizler de biliyorsunuz, bu toplantıda Rabbimin rızası vardır, onun için geldiniz. Rabbim bizi bu rızadan uzak tutmasın.”

 

‘BİZE NE’ DEME HAKKIMIZ YOK

“Dert bir değil. Bizim de derdimiz çok olduğu için çok konuşuyoruz. Konuştuklarımızın hepsi haktır, bilerek ve inanarak söylediklerimizdir. ‘Bize ne’ diyemeyiz. ‘Dünya batarmış, Türkiye batıyormuş bize ne’ diyemeyiz. Böyle bir hakkımız yok. Rabbim öyle diyor ya; ‘Ben öyle cömertim ki mevlasını isteyene mevlasını veririm’ diyor. Biz buna rağmen ‘Bu millet böyle istedi, öyleyse bize ne’ diyemeyiz. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Hem bu davayı bileceksin hem Rabbim rızasını bileceksin hem de bana ne diyeceksin… Siz taşlandınız mı? Çölün kızgın kumları üzerinde sürüklendiniz mi? Kaç kapıdan kovuldunuz, kaç insan sizi tekmeledi? Bir eliniz yağda, bir eliniz balda. Rabbin hem böyle güzel lütuf, imkân veriyor hem de bana ne diyorsunuz. Allah (C.C.) bunu istemiyor, sevmiyor.”

 

“ÖNCE TİCARET, SONRA SİYASET DEVRİ BİTTİ”

“Gücümüzün yettiğince koşmak, bildiklerimizi kardeşlerimize anlatmak zorundayız. Refah zamanında ‘Ticaretten arta kalan zamanda siyaset yapacaksınız. Sosyal hayatınız olmayacak. Ticaret ve sonra siyaset olacak’ diyorduk. O vakitler geçti gitti. Şimdi canınız isterse önce siyaset sonra ticaret yapacaksınız. Türkiye bu hale geldi. Ankara’da patlama oldu, ölenler var. Allah rahmet eylesin. Toprak ayağımızın altından kayıyor. Bazı kardeşlerimiz; ‘Türkiye’nin hali ne olacak, İslam dünyası nereye gidiyor’ diyorlar. 45 senedir bunu anlattık dilimizde tüy bitti. Erbakan hocanın hayatı bunla geçti anlamadın da 5 dakikada mı anlayacaksın? Biz yine anlatmak zorundayız. Durum tespiti yapmak zorundayız. Pierre Loti, ‘Siz bu milleti savaşta yenemezsiniz çünkü bu insanlar savaşta ölmeyi kendilerine şeref addediyorlar. Öldüklerinde cennete gideceklerine inanıyorlar. Bunları savaşta yenemezsiniz. Ne yapacaksınız? Bu toplumu borçlandırın, işsiz bırakın, dininden uzaklaştırın. İşte o zaman kolay lokma olur ve yutması çabuk olur’ dedi. Bu 3 şey; toplumu borçlandırmak, işsiz bırakmak ve dininden uzaklaştırmak hepsi konferans konusudur. Ben kısaca anlatayım. Bundan 15 sene önce kredi kartı almak istediğinde banka; ‘Olur veririm ama işçi veya memursan ücret bordronu ve kefili getireceksin. Esnafsan vergi levhanı ve kefilini getireceksin’ diyordu. Şimdi cep telefonuna mesaj geliyor, 25 bin TL’lik kredi emrinizde, şunları yaz şu numaraya gönder diyorlar. Bu bankalar sizi çok mu seviyor?”

 

TARLASI İPOTEKSİZ ÇİFTÇİ ÇOK AZ

Trakya’da bir kahvehaneye gittiklerini ve oradakilerin hepsinin AK Partili olduklarını belirten Kibiroğlu, “Karşılıklı sohbet ettik. ‘Sen ne diyorsun başkan, bundan sonrası cennet, böyle vatan var mı?’ dedi. Yanındaki adam Denizbank’a gitmiş 1,5 saat içerisinde 150 milyar kredi çekmiş. Dünyanın neresinde bu var diyor. Cennet anlayışını görüyor musunuz? Bu banka onun amcasının oğlu mu? Niye kredi verdi? Hükümetimiz sayesinde dedi. Krediyi aldın ama karşılığında ne verdin? Tarlayı ipotek etmiş. Gözün aydın, tarlan gitti. Bugün Trakya’da Akdeniz bölgesinde ve İç Anadolu’da tarlası ipotek altında olmayan işçi çok azdır. İnegöl de böyleymiş. Benim gezdiğim yerlerde banka kredisi yüzünden tarlasını satan o kadar çok insan var ki… Eskiden devlet borçlu olurdu şimdi millet borçlu.”

 

DİPLOMALI İŞSİZLER HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

“İşsiz kaldık. Üniversite mezunlarının yüzde 25’i işsiz. Diplomalı işsiz. Oğlum üniversiteyi kazandı, tüm aile sevindi. 4 sene sonra oğlum makine mühendisi oldu, bizim evde düğün var. Askerliğini yaptı geldi, ona da bayram ettik. Geldi, kaç tane arkadaş bana geldi, benim oğlan aklını yitirecek, intihar edecek diye korkuyorum. Üniversite bitirdi, askerliğini bitirdi, 4 senedir iş bulamıyor. Ne oldu? İşsizlik 10,5-11,5 falan değil. Bu onların söylediği işsizlik. Herkes kendi muhitine baksın, kaç tane işsiz tanıyor. Meteoroloji mühendisi sandalyecilik yapıyor.”

 

İMAM HATİPLER VAR AMA NE İMAM VAR NE DE HATİP

“Dinimizden uzaklaştırıldık. Sizinle baş etmek zor, neredeyse köylere imam hatip açacağız diyorlar. Her tarafta imam hatip var ama imam nerede hatip nerede? Adam imam hatip mezunu hatasız Fatiha suresini okuyamıyor. İlahiyat mezunu Rabbini anlatamıyor. Rabbin kendini nasıl anlattığını bir başkasına aktaramıyor. Sadece diploma almak için çalışıyor. Sen herkesi okuttun ama kitap taşıyan merkepten farkın yok. Sokakta gençlerimizin konuşmalarını dinleyin, hayret edersiniz. 200 kelimeyle hayatını geçiriyor. O kadar büyük gaflar yapılıyor ki… Yavrularımız akıllarını çalıştıracak kadar bile efor sarf etmiyorlar. Bu kadar tembelleşen bir zihin… Bunun adına eğitim deniyor. Neresi eğitim? Avukat kız savcı anasını kesti. Televizyonlara çıktı. İkisi de okumuş… Rektör üniversiteyi dolandırdı… Rektör… Daha üstü var mı? Hırsızlık yapmış. Öğretmenlerimiz, Belediye Başkanlarımız bozulursa cihan bozulur. Bozulduk mu? Hem de nasıl… İçimizi boşalttılar. Evin reisliği kaldırıldı. Evin reisi kadın deseydiler alıp başımıza koyardık. Bohçanın düğümü açık bırakıldı. Boşanmalar evlenmeleri geçiyor. Pozitif ayrımcılık kanunu çıktı. Kadına öncelik tanımak… Kanundan kasıt kadını topluma kazandırmak, kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak, ekonomik özgürlüklerini sağlamak, çalışan bayanların çocukları için kreşler açmakmış. Çocuklarını kreşte büyüten anne-babalar bugünden kendinize huzurevinde yer ayırın. Onun en çok size ihtiyaç duyduğu zaman siz onu kreşe bırakırsanız o da sizin en ihtiyaç duyduğunuz zaman sizi huzurevine bırakır. Adana Belediyesi’nde otobüs şoförlerinin yüzde 70’i, garsonu, çöpçüsü, tezgâhtarı kadındır. Bu bizi incitiyor. Kadın anadır, sevgilidir, namustur. Namusu sokağa döktüler. Kadına şiddet yeni mi duyuldu? 5 çocuğunun gözü önünde 25 senelik karısını bıçaklıyor. Boşandığı karısını yolda tutup öldürüyor. Niye? Niyesinden bahsedilmiyor. Niyesi çıkardıkları yasalar, kanunlar. Eskiden evlilikler sadakat ve saygı üzerine kurulurdu. Şimdi limited şirket gibi… Malların yarısını kadına veriyorsun helali hoş olsun onlar önemli değil ama toplum buna hazır değil. Sen burayı Almanya ya da Fransa zannediyorsun. Hepimizin kızı-oğlu var. Hanım kardeşlerim; ‘Sen bize taş atıyorsun’ dediler. Oğlun var mı? Yarın senin başına da gelir. Sevgi yuvadan kaldırıldı. Nikâh memurları; ‘İyi günde kötü günde beraber olacaksınız’ diyordu. Artık iyi günde beraberlik var kötü günde herkes yoluna gidiyor. Evlilik bu hale geldi, insanlar dünyevileşti. Bunlardan kurtulmak için çalışmalısınız. Bunları önlemek sadece Milli Görüşçülerindir. Keşke başka birinde olsaydı. Değerinizi bilin. Siz çok değerlisiniz. Sadece Türkiye’yi değil dünya Müslümanlarını kurtaracak olan sizsiniz. Siz olmazsanız İslam âlemi için söylenecek bir tek cümle kalır, iş bitmiştir. Müslümanların kendi aralarındaki problemleri gayrimüslimlere çözdürmek istemeleri şeytandan şefaat beklemek gibidir. Amerika’ya, Rusya’ya çözdürmek istiyorlar. Sana ne oldu? Onlar ancak bizi birbirimize kırdırırlar. Yarın huzuru mahşerde ‘Bütün bunların sebebi Amerika’dır’ diyebilir miyiz? Şeytan sana günah işletse, Rabbin sorsa bu günahı neden işledin diye, ‘Şeytan yüzünden’ desen Rabbin şeytana mı hesap sorar. Onun görevi o, senin görevin ne? Milli Görüşçüler! Onların görevi o, senin görevin ne?” açıklamalarında bulundu.

 



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş