Kanuni Sultan Süleyman Eserlerini Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Sedat Baykay, yaptığı basın açıklamasında, dernek olarak önümüzdeki aylarda İnegöl’den, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Kudüs’e sefer düzenlemeye karar verdiklerini söyledi.
Baykay yaptığı konuşmada, “Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili çalışmalar yürüten bir dernek olarak daimi projelerimiz arasında yer alan Kudüs seferlerini İnegöl’de de başlatmış bulunuyoruz. Şu an gelen talepleri değerlendirip isim listelerimizi oluşturma aşamasındayız. Gerek yerel medya unsurlarıyla, gerekse çeşitli reklam çalışmalarımızla halkımıza Kudüs’e yaptığımız 4 gece 5 günlük turumuzu duyurma gayreti içindeyiz. “Neden Kudüs?” ve “Neden Mescidi Aksa?” diye soracak olanların bu meraklarını da gidermek elbette Kudüs odaklı bir yardım derneği olarak bizim vazifemizdir”
“Bilindiği gibi yeryüzüne ilk inşa edilen yer Kabe’dir. Kabe’den 40 yıl sonra inşa edilen 2. Yapı ise Müslümanların ilk kıblesi olan ve Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’dır. İslam’ın ilk kıblesi yeryüzünün 2. Mabedi, 3 haremin 3. sü olan Mescid-i Aksa Müslümanlar için büyük öneme ve kutsiyete sahiptir. Ayrıca en uzaktaki yer anlamına gelen Aksa’yı Cenab-ı Allah biz Müslümanlara manen yakınlaştırmak için “Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İsra Suresi-1) ayetini indirmiştir. Hz. Peygamber(s.a.v), ashab-ı kiramdan Ebu Zer (r.a)’in sorularına cevap olarak yeryüzünde ilk inşa edilen mescidin “Mescid-i Haram”, ikinci inşa edilenin “Mescid-i Aksa” olduğunu ve bu ikisi arasında kırk yıl süre bulunduğunu beyan buyurmuştur. (Buhârî, Enbiyâ. 10). Başka bir hadiste de Resulullah (s.a.s)’ın hanımı Meymune (r. anhâ): “Ey Resulullah! Bize Mescidi Aksa hakkındaki hükmün ne olduğunu bildir” dedi. Resulullah (s.a.s.) da şöyle buyurdu: “Oraya (Mescidi Aksa’ya) gidin ve içinde namaz kılın.” -Hadisin râvisi dedi ki: “O zaman burası Dâru’l-Harb’di (yani Müslüman olmayanların hâkimiyeti altındaydı).”- (Resulullah (s.a.s) sözlerine daha sonra şöyle devam etti): “Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.” (Ebu Davud, Kitâbu’s-Salât) Bu hadislerden de anlıyoruz ki Kudüs ve Mescid-i Aksa biz Müslümanlar için Mescidi Haram ve Mescid-i Nebevi’den sonra en önemli olan mescidtir. Resulullah diğer bir hadisi şeriflerinde de şöyle buyurmuştur; “Bir adamın kendi evinde kıldığı namaza, bir namaz sevabı verilir. Oturduğu beldenin sakinlerinin devam ettikleri camide kıldığı namaza yirmi beş kat sevap verilir. Cuma namazının kılındığı camide kıldığı namaza beş yüz kat sevap verilir. Mescidi Aksa’da kıldığı namaza elli bin kat sevap verilir. Benim camimde kıldığı namaza da elli bin kat sevap verilir. Mescidi Haram’da kıldığı namaza ise yüz bin kat sevap verilir” (İbnu Mâce, İkâmetu’s-Sala ve’s-Sunne fihâ, 5/198) buyurmuştur” dedi.
Dernek Başkanı Sedat Baykay, “Görüldüğü üzere Kudüs’ün ve orada bulunan Mescid-i Aksa’nın önemi teolojik olarak böyle. Elbette siyasi ve reel politik düzlemde de büyük öneme haiz olan bu coğrafyada an itibariyle işgalci İsrail devletinin zulmü altında inleyen ve çeşitli sıkıntılar içerisinde, fakirlikle, esaretle mücadele eden Müslüman Filistin’li kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntıları gidip yerinde görmek ve dertlerine ortak olmak ve bu sayede de belki dertlerine derman olmak amacına binaen bu seferlerin önemi iki katına çıkmaktadır” dedi.