Müftü Güzel’den Turgutalp’te tefsir dersi

İnegöl Müftüsü Kazım Güzel, İlçe Vaizi İsmail Yıldırım ile birlikte çevre mahallelerin Din Görevlilerinin de katılımıyla İnegöl’e bağlı Turgutalp, Esenköy, Kurşunlu, Tahtaköprü, Mahallesini ziyaret etti. Müftü Güzel, yatsı namazını cemaatle kılıp, namazdan sonra kahvehanelerde vatandaşlarla sohbet etti.

Yayınlama: 20.01.2016
493
A+
A-

Güzel ziyaret kapsamında, Din Görevlileriyle İmamevinde tefsir dersi çalışması yaptı.

 

BESMELENİN ÖNEMİNİ ANLATTI






Sohbet ve tefsir dersinde besmelenin öneminden bahseden İlçe Müftüsü Kazım Güzel, “Surelerin başında bulunan besmele cümlelerinin, Kur’an-ı Kerîm’in Mushaflarda ilk defa toplanmasından itibaren yazıla geldiği, aynı dönemde Kur’an’a dahil olmayan hiçbir şeyin mushafa yazılmadığı dikkate alınırsa, aksine görüşler bulunmasına rağmen, her surenin başındaki besmeleyi, surenin ayet sayılarına dahil olmayan ayrı bir ayet olarak kabul etmek gerekmektedir. Hanefî fıkıhçılarının görüşleri de böyledir. İmam Şafiî ise, Fâtiha suresinin başındaki besmeleyi bu sureden bir ayet olarak kabul etmiştir. Diğer surelerin başlarındaki besmeleler konusunda kendisinden iki farklı görüş nakledilmiş, her sureye dahil birâyet sayılması görüşü (ona ait olması yönünden) daha sahih bir rivayet olarak kaydedilmiştir. Ebû Hanife’ye göre besmeleler surelerin başında ayrı bir ayet olduğu için namazda yalnızca Fatiha’dan önce sessiz olarak okunur. Fâtiha’yı takip eden ve zamm-ı sûre ve âyetlerden önce ise besmele okunmaz” dedi.

 

“Besmele dilimize genellikle ‘rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla’ şeklinde çevrilmektedir” sözleri ile konuşmasını sürdüren Güzel, “Bu cümlede zikredilmeyen fakat her besmele okuyanın başlayacağı işe göre niyetinde bulunan ‘…okuyorum, başlıyorum, yapıyorum, yiyorum’ gibi bir yüklem vardır. ‘Allah’ın adıyla yemek, okumak’ ifadesinden Türkçe’de ‘yenen ve okunan Allah’ın adıyla birlikte yenildiği veya okunduğu’ anlaşılır. Halbuki burada bu mana kast edilmediğine göre maksadı doğru anlatabilmek için besmeleyi ‘rahman ve rahîm olan Allah adına, adını anarak, Allah’tan yardım dileyerek…’ şekillerinde çevirmek de uygun olur.”

 

Müftü Kazım Güzel sözlerine şöyle devam etti: “Kul herhangi bir davranışta bulunurken, önemli bir işe teşebbüs ederken önce eûzü çekerek muhtemel olumsuz etkileri defetmekte sonra da besmeleyi okuyarak ‘kendinin tek başına olmadığını, başarı ve gücün ancak Allah’tan olabileceğini, Allah’ın yeryüzünde halife kıldığı bir varlık olarak O’nun mülkünde, O’nun adına tasarrufta bulunduğunu, asıl mâlik ve hâkim olan Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa emanete hıyanet etmiş olacağını’ peşinen kabul etmekte ve bundan güç almaktadır. Burada tevhid cümlesinde ‘lâ ilâhe’ denilerek önce bütün sahte tanrılar zihinlerden siliniyor, sonra da ‘illallah’ ifadesiyle hakiki, tek, eşi ve benzeri bulunmayan Tanrı (Allah) kalbe ve zihne yerleştirebiliyorsa, eûzü besmele çekildiğinde de önce kulluk ilişkisine engel olan kirli çevre temizleniyor, sonra da bu ilişkinin en uygun anahtarı kullanılmış, doğru kapılar açılmış, sağlıklı ağ kurulmuş oluyor.

 

ALLAH LAFZI YERİNE HİÇBİR ŞEKİLDE TANRI KELİMESİ KULLANILAMAZ

Allah yerine ‘tanrı’, rahmân yerine ‘esirgeyen’, rahîm yerine de ‘bağışlayan’ kelimelerinin kullanılması bu isimlerin anlamlarını tam olarak karşılamaz. Çünkü Allah ismi, bu isme hakkıyla lâyık olan ‘tek, eşsiz, benzersiz, bütün kemal sıfatlarına sahip ve eksikliklerden uzak, varlığı zaruri (olmazsa olmaz), yokluğu düşünülemez’ olan yüce zâta mahsustur, bu sıfatları taşımayan hiçbir varlığa Allah denemez. Bu nedenle Allah ismi O’ndan başka hiçbir varlık için kullanılamaz ve Arap dilinde de kullanılmamıştır. İnsanların uydurdukları, kendilerine göre bazı nitelikler yükledikleri mabudlara ise tanrı denebilmektedir. Bu anlamda Allah lafzı yerine hiçbir şekilde tanrı kelimesi kullanılamaz ve kullanılmamalıdır. Kur’an dilinde rahmân sıfat-ismi de Allah’a mahsustur, başka hiçbir varlık için kullanılmamıştır. Rahmân ‘en uzak geçmişe doğru bütün yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lutuf, ihsan, rahmet bahşeden’ demektir. Rahmân, rahmetiyle muamele ederken, buna mazhar olan varlığın hak etmesine, lâyık olmasına bakmaz, bu sıfatın tecellisi yağmur gibi her şeyin üzerine yağar, güneş gibi her şeyi ısıtır ve aydınlatır. Rahîm ‘çok merhametli, rahmeti bol’ demek olup, bu sıfatla kullarda nitelenebilir. Allah’ın rahîm sıfat-ismi O’nun, daha ziyade kullarının gelecekte elde etmek üzere hak ettikleri, lâyık oldukları sınırsız rahmetini, lütuf ve merhametini ifade etmektedir. ‘Esirgemek’ ve ‘bağışlamak’ bu sonsuz, engin ve etkisi çeşitli rahmetin ancak bir parçası, etkilerinin yalnızca bir çeşididir.”

 

Müftü Kazım Güzel, “Peygamberimiz (S.A.V) bir hadisi şerifte; ‘Besmelesiz başlanan her işin sonu bereketsizdir, güdüktür (kesiktir.)’ buyurmuştur. Bu nedenle yaptığımız her hayırlı işe besmele ile başlamalıyız. Bu aynı zamanda yaptığımız işin meşruiyetinin Allah’tan alınması demektir. Kişi besmele çekmek suretiyle, ben yaptığım bütün hayırlı işlerin iznini Allah’tan alıyorum demektedir. Besmele’de aslında Allah’ın mülkünde O’nun izni ve müsaadesiyle istifade etmek anlamı ve aynı zamanda kendisinin de sahibinin Allah olduğu bilinci bulunmaktadır. Yapmak, etmek, konuşmak nimetinin sahibi de O’dur. Bütün işlere O’nun izniyle başlama vardır. Yeryüzünde aslında iki hayat vardır. Besmeleli hayat ya da besmelesiz hayat. Besmeleli hayat Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda yaşamanın adıdır. Besmelesiz hayat ise, Allah’ın rızasına uygun olmayan hayattır. Besmelesiz bir hayatın hayrı ve bereketi olmaz. Besmeleli hayat şuur ve bilinç olarak, hayat tarzı olarak bir ilandır, ikrardır. Besmele aynı zamanda bir duadır. Kişi ‘Allah’ım ben helal çerçevesinde kalmak istiyorum. Beni saptırma. Ben senin mülkünden istifade ediyorum. Desteğini ve yardımını esirgeme’ demektedir. Besmele şeytanın aldatmalarına karşıda bir uyarıdır. Allah’ın rahmân ve rahîm olması sakın seni aldatmasın, yoldan saptırmasın diye de uyarmaktadır. Besmele, inanmayanlar için de bir uyarıdır. Size bu dünyada gösterilen merhamet sakın sizi aldatmasın. Çünkü ahirette bu merhamet sadece mü’minlere ait olacaktır, anlamı vardır. Bu sohbetimizi ve tefsir dersimizi Peygamberimizin (s.a.v) bir hadisi ile bitirmek istiyorum; “Siz bildiklerinizle amel ederseniz, Allah size bilmediklerinizi öğretir” dedi.

 

Ayrıca, Müftü Kazım Güzel, kahvehane sohbeti esnasında vatandaşların soruları da cevapladı. Katılımlarından dolayı cemaate, vatandaşlara ve din görevlilerine teşekkür etti.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş