MÜSİAD’tan “Barış” beklentisi

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), 64’üncü hükümetten barış talebinde bulunarak Ekonomik Barış, Çalışma Barışı, Sosyal Barış ve Siyasal Barış alanında 4 ana başlıkta beklentisini açıkladı. MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Halil Malkaç düzenlenen basın toplantısında ülke genelindeki üyelerin beklentilerini kamuoyuyla paylaştı.

Yayınlama: 09.12.2015
378
A+
A-

11 bini aşan üyesi ve 46 bin üye işletmesiyle, yurtiçinde 86, yurtdışında 65 farklı ülkede 168 irtibat noktasıyla,25’inci yılını kutlayan MÜSİAD, 64’üncü hükümetten beklentilerini MARRİON Hotel’de düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı.


UZLAŞI VE BARIŞA İHTİYACIMIZ VAR

MÜSİAD Başkanı Halil Malkaç, düzenlenen basın toplantısında “MÜSİAD olarak hazırladığımız; ekonomi, dış politika ve bürokrasi raporları milletimizin en çok ihtiyacı olanın uzlaşı ve barış olduğunu ortaya koydu. Biz de buradan hareketle 64’üncü hükümetten beklentilerimizi barış temasıyla 4 ana başlık altında topladık” diye konuştu.






 

YENİ BİR EKONOMİK HİKÂYEYE İHTİYACIMIZ VAR

1 Kasım seçimlerinin ardından iş dünyasının önünün açıldığını, sosyal hayatta ve demokratik açılımlarda reformların devamlılığını sağlandığı, daha hızlı ve daha adil işleyen bir hukuk devleti yolunda önemli bir adım olduğu belirten Malkaç, kuvvetler ayrılığı adı altında kuvvetler kargaşası olarak tasarlanmış mevcut yapıya son veren bir sistem ve yönetim anlayışıyla birlikte tekrar sinerji yaratılacağına inançlarının tam olduğunu söyledi. Malkaç, 4 ana başlıkta yer alan Ekonomik Barış konusunda hükümetten beklentilerine ilişkin; “Ekonomi alanında bugüne kadar elde edilen kazanımları korurken, yeni bir hikâyelere ihtiyaç bulunuyor. Yatırımların ve büyümenin önündeki en büyük engel, mevcut finansal sistem ve yüksek faiz oranları olarak öne çıkıyor. Tapu-teminat bankacılığından çıkılarak, proje finansmanına geçilmeli, kaliteli ve ucuz finansmana hızlı erişim sağlanması önem taşıyor. Finansman sorunu çözülmeden, yatırım, istihdam, büyüme ve kalkınma sağlanması mümkün görünmüyor. Varlığa dayalı finansman modeli ve benzeri faizsiz finansman modelleri, etkin ve yaygın olarak teşvik edilmeli ve piyasada belirli bir büyüklüğe gelmesi sağlanmalı. Tasarruf açığı önemli bir sorun. Tasarrufların artmasını teşvik etmek için, BES’in, çocuk güvencesi fonu gibi yapılarla desteklenmesi, yeni enstrümanların devreye alınması gerekiyor. Sağlam mali ve finansal altyapımızı korumak çok önemli. Ama sanayi üretiminin GSMH içindeki azalan payı göz önüne alındığında, mali ve finansal sağlamlığın ötesine geçerek, üretim-yüksek katma değer-yüksek teknoloji odaklı, yeni bir kalkınma stratejisi oluşturulması gerekiyor. Cari açık sorununun çözümünde, yüksek katma değerli ürünler yanında, KOBİ’ler ve gıda-tarım-hayvancılık alanları, daha fazla önceliğe alınmalı. Maliye, mükellefe bakışını değiştirmeli ve köklü bir vergi ve zihniyet reformu yapılması önem taşıyor. TTIP, serbest dolaşım, güncellenmiş gümrük birliğini de kapsayacak şekilde, AB yol haritasındaki çalışmalar hızlandırılmalıdır. TPP ve benzeri oluşumlar da göz ardı edilmemeli” dedi.

ASGARİ ÜCRETİN YÜKÜ PAYLAŞILMALI

Çalışma hayatında yapılacak düzenlemelerin hem iş hayatı, hem de sosyal hayat açısından önemli olduğuna dikkat çeken ve asgari ücret artışıyla ilgili olarak işverenin yılbaşında yapacağı zammı çıkardığında kalan kısmın işveren ve hükümet arasında paylaşılması gerektiğini söyleyen Malkaç, Çalışma Barışı başlığı altındaki beklentileri; “Seçim vaatlerinin, toplumun tüm kesimlerince kabul görecek bir şekilde uygulamaya geçirilmesi, iç ve iş barışımız açısından çok önemli bir konu. Yaşanılabilir ve sürdürülebilir asgari ücret, bütün yönleriyle, önemli bir başlık. Bölgesel asgari ücret ve esnek çalışma modelleri gündeme alınmalı, kıdem tazminatı sistemi yürürlüğe girmeli. Mevcut yapıdaki, adeta, istihdamı önleyici uygulamalar değiştirilerek, istihdam dostu hale getirilmeli. Çalışan ve işvereni, her adımda mahkemeye taşıyan bir sistemden dostluk çıkmaz. İş hukuku ve yargılaması, iş sağlığı-güvenliği ve çalışma hayatı ile ilgili uygulama ve düzenlemeler, bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilmeli. Daha verimli çalışanın daha fazla ödüllendirilmesini sağlayan bir sistem, geleceğimiz açısından önemli bir dönüm noktası. İş hayatında, ayırımları ortadan kaldırıp, ortak bir ‘çalışan’ tanımıyla, ‘Kamuda da Performans Sistemine’ geçilmeli” şeklinde sıraladı.

“HALKA ŞEFKATLE YAKLAŞIP, TERÖRE ETKİN MÜCADELEYLE DEVAM”

Altyapı, sağlık, ulaşım, iletişim, dış politika, ekonomi alanında çok önemli gelişmeler sağlanmıştır. Sosyal hayatımızı ilgilendiren konularda, daha etkin çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirten Malkaç, Sosyal Barış başlığı ile ilgili olarak da; “İyi niyet, uzlaşma, huzur, güven ve istikrar, milletimiz nezdinde kabul gördü. Bu uzlaşı, hem devlet içinde ve yönetim kademelerinde hem de tüm toplum kesimleri arasında kesintisiz sürdürülmeli. Çözüm süreci, vatandaşa karşı şefkatli bir şekilde, terörle mücadeleye ise etkinlikle devam ederek sürdürülmeli. Demokratikleşme, şeffaflık alanlarında yapılan düzenlemelere devam edilmeli. Sosyal yardımların bir bölümü, meslek edindirme ve istihdama da katkı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı. Eğitim, sağlanan ilerlemelere rağmen, en fazla politika değişimine uğrayan alan oldu. Milli Eğitim Bakanlığı, kadro yönetimi ve öğretim odaklı yapılanmadan ziyade eğitim merkezli ve kalıcı politikalara odaklanmalı. Kültür, toplumun medeniyet ufkunu gösterir. Kültür politikamız, kültür turizmi veya sanatın belli alanlarına yoğunlaşan kalıplardan ziyade bir medeniyet tasavvuruna dönüşmeli. Gençlik politikalarımız, gençlerin geleceğini ve genç istihdamını da kapsayacak şekilde yenilenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

KUVVETLER KARGAŞASINI ORTADAN KALDIRALIM

Siyasal sistemimizin köklü bir sorgulama ve değişime ihtiyacı olduğunu söyleyen Malkaç, Siyasal Barış başlığı altındaki beklentilerini ise; “Daha hızlı ve daha adil işleyen hukuk devleti, ortak ve acil ihtiyacımızdır. Bunu sağlamanın yolu köklü bir zihniyet değişimi ve reformdan geçer. Kuvvetler kargaşası şeklinde tasarlanıp, kuvvetler ayrılığı şeklinde ifade edilen mevcut yapıyı da ortadan kaldıran, yeni bir anayasa yapılmalı. Merhum Cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal ve Süleyman Demirel döneminden beri gündemde olan Başkanlık Sistemi, tüm yönleriyle tartışılması gereken önemli bir başlıktır. Sorunları çözmenin yolu onları tartışabilmekten geçer. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve Seçim Barajının değiştirilmesi ile Parlemento seçimlerinin tekrar 5 yıla çıkarılması öncelikle gündeme alınmalı. Devletin hukukunu vatandaştan korumak üzerine kurulu anlayıştan, bireyin hukukunu devlete ve diğer bireylere karşı koruyan anlayışa geçilmelidir. Bunun kamuoyundaki ifadesi, ‘Bürokrasi’den kurtulmaktır’” şeklinde dile getirdi.

 



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş