Trakyanın Vizyonu Süleymanpaşada Tartışıldı

Süleymanpaşa Belediyesinin organize ettiği ’Trakya Vizyon Paneli’, Tekirdağ’da bir otelde gerçekleştirildi. Doğu-Batı Trakya Belediyeler Birliği (TRAKYAKENT) üyesi belediye başkanlarının katıldığı panelde Av. Güneş Gürseler, Yönetmen-Yazar Hasan Özgen ve Kent Plancısı A. Faruk Göksu konuşmacı olarak yer aldı.

Yayınlama: 16.01.2017
1.034
A+
A-

Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat’ın açılış konuşmasını yaptığı panelde Trakya’nın geleceğine yönelik projeksiyonlar tartışıldı.

Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, açılış konuşmasında Tekirdağ’ın ve Süleymanpaşa’nın çevre kentlerden bağımsız bir şekilde bir gelişim göstermesinin mümkün olmadığına vurgu yaptı. Paneli düzenleme amaçlarını anlatan Eşkinat, “Bu panelin amacı yerel planlarla merkezi planlar arasındaki uyumsuzlukların ortadan kaldırılması için neler yapabileceğimizi tartışmaktır. Yereli dikkate almayan merkezi planlamalar üzerinde yerel yönetimlerin olduğu kadar toplumun da sorumluluğu bulunmaktadır. Hem yerel hem merkezi planlarla ilgili toplumsal denetim mutlaka olmalıdır. Şunu unutmamak gerekir ki, kentlerin fakirliği ya da zenginliği o kentte yaşayanların ekonomik refahı ile değil, yönetimlerden talep edilen hizmetlerin türü ve kalitesi ile ölçülür. Biz bu coğrafyada büyük resme bakarak yerel ölçekte neye ihtiyacımız olduğunu iyi belirlemeli ve geleceği buna göre planlamalıyız” dedi.

Eşkinat’ın ardından konuşan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak “Trakya’nın vizyonunun yeniden belirlenmesi çok önemli. Bu sadece Doğu Trakya’yı değil Batı Trakya’yı da yakından ilgilendiriyor. Bu açıdan Trakya’daki bütün belediye başkanlarımızın buradan alacağı dersler bulunuyor. Panel hepimiz için hayırlı uğurlu olsun” ifadelerini kaydetti.






“Çevrenin korunması toplumun da ödevidir”

Panelde “Çevre Politikaları” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Av. Güneş Gürseler, Trakya’nın verimli tarım topraklarında enerji santralleri kurulmak istendiğini ifade ederek, “Enerji son yılların en önemli ihtiyaçlarından biri. Bu ihtiyacı yeni enerji santralleri kurarak karşılamaya çalışıyoruz. Ancak göz ardı edilen bir gerçek var ki o da en büyük enerji kaynağının enerji tasarrufu olduğudur. Tasarrufa yönelik hamleler planlanmadan enerji santrallerine yönelmek doğru değil. Diğer yandan, Trakya 1980’li yıllardan itibaren İstanbul’dan bir sanayi işgaline uğradı. Verimli topraklar ağır sanayi fabrikaları ile doldu. Bu fabrikalar denetimsizce toprağımızı ve suyumuzu kirletti. Dünyada bu gibi gelişmelerin sonrasında çevre hakkı kavramı ortaya çıktı. Bu kavram, bir bölgede yaşayan insanların o çevreden yararlanma hakkını tanımlamakla birlikte o bölgenin toplumuna birtakım ödevler de yüklemektedir. Yaşadığımız çevreyi korumak sadece idarecilerin değil hepimizin görevidir. Çevre korumanın bir maliyeti var ve bu maliyeti toplum da üstlenmelidir. Örneğin atığını doğaya bırakmayan fabrikalara vergi muafiyeti getirilebilir. Devletin bu muafiyetten doğan kaybını da toplum ödediği vergilerle karşılamalıdır. Çevrenin korunması için gereken ekonomik maliyet, zarar gerçekleştikten sonra katlanılması gereken ekonomik, sosyal ve sağlıkla ilgili maliyetlerin yanında çok küçük bir bedeldir” açıklamalarında bulundu.

“İstanbul hem fırsat hem tehdit”

Panelin moderatörlüğünü de üstlenen Yönetmen-Yazar Hasan Özgen, Trakya için tehdit oluşturan çelişkiler üzerinde durduğu ’Kültür Mirası’ başlıklı sunumunda, “Trakya için 3 temel çelişkiden bahsedebiliriz. Öncelikle, genel olarak iki tür çevre olduğundan bahsedilebilir: Doğal çevre ve kültürel çevre. Doğal çevre tabiat kanunlarıyla şekillenen ve kendi haline bırakıldığında kendini yenileyebilen çevremizdir. Kültürel çevre ise insanoğlunun oluşturduğu ve toplumun yaşayışını etkileyen çevredir. Bu iki çevrenin birbiriyle çatışması söz konusudur. İkinci olarak merkezi yönetimle yerel ihtiyaçlar arasındaki uyum Trakya’da maalesef sağlanamamıştır. Ankara’nın Trakya ile ilgili projeksiyonları ve planlamaları bu toprakların potansiyeli ve ihtiyaçları ile örtüşmemektedir. Üçüncüsü ise İstanbul faktörüdür. İstanbul Trakya için başlı başına hem bir fırsat hem de çok büyük bir tehdittir. Acilen İstanbul’a yakınlığımızın verdiği avantajlardan yararlanırken getirdiği tehditlerden de kaçınabileceğimiz politikaları hayata geçirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Göksu, Trakya vizyonunun temellerini anlattı

Son olarak söz alan Kent Plancısı A. Faruk Göksu ise, ’Stratejik Planlama’ konu başlığını ele alarak, Trakya’nın yeni vizyonunun belirlenmesinde atılması gereken somut adımları değerlendirdiği detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Trakya’nın vizyonunu oluştururken Avrasya, Marmara ve Trakya çerçevelerinin sırayla ele alınması gerektiğini vurgulayan Göksu, Trakya’nın kendine has özelliklerini öne çıkaracak planların yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Panelde TRAKYAKENT üyesi belediye başkanları kendi çalışmaları ile ilgili bilgiler vererek konuşmacılara sorularını yöneltti.

Trakya’nın yeni vizyonunun inşa edilmesi için gereken adımların masaya yatırıldığı panele Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ev sahipliği yaparken, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak başta olmak üzere Trakya’nın her yerinden ilçe ve belde belediye başkanları, Süleymanpaşa Belediye Başkan Yardımcıları Gülferah Güral, Berkay Çakır ve Hulusi Özocak da katılım gösterdi.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş