İnegöllü sendika üyeleriyle bir araya gelen Türk Eğitim-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, Bursa Milli Eğitim Müdürlüğünün hukuku ve mahkemeyi tanımayan hareketler sergilediğini iddia etti.
Türk Eğitim-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, geçtiğimiz Perşembe akşamı saat 19.00’da Namı Fark Et Izgaracısı’nda Türk Eğitim-Sen İnegöl Şube Başkanlığı tarafından organize edilen ve İnegöllü sendika üyesi öğretim görevlilerinin de hazır bulunduğu yemek programına katılarak istişarelerde bulundu.
SAYIMIZ YENİDEN ARTACAK
Program esnasında bir konuşma yapan Türk Eğitim-Sen İnegöl Şubesi Başkanı Şenol Şahin, “Bugün 4-5 okulu gezdik. Daha fazla okula gidip öğretmenlerimizle görüşmek isterdik. Önümüzdeki Nisan ayında 1 aylık yıllık izne ayrılarak tekrar öğretmen arkadaşlarımızla görüşme imkânı bulacağız. Geçen seneye göre üyelerimizde bir miktar azalma görülürken bu üyelerimizin istifa ettiği anlamına gelmiyor. Anadolu’ya gönderdiğimiz Türk Eğitim-Sen’lilerin ardından İnegöl’e gelen öğretmenlerimiz bir başka sendikaya üye olarak gelmekteler. Bu 30-40 gibi bir azalma oldu fakat 15 Mayıs itibariyle bu farkı kapatacağız. Kara göründü, artık vaat edilecek bir şey kalmadı. Bundan dolayı artık tehdit başladı. ‘Memuriyetimiz elden gidiyor’ deyince bunu da fırsata dönüştürme düşüncesi hâkim oldu. Eğer memuriyet elden giderse, 657 değişirse biz sizi koruruz diyorlar. Bunu diyen sendikacı zaten memur sendikası olmayacaktır. Bunun için biz doğru bir yerdeyiz. Bursa’da 9 bin civarında üyemiz var. Kendilerini bir görev olarak, ahlak abidesi olarak görüyoruz. Bizim haklı olduğumuz noktada bir sıkıntı varsa sayımızın çok olmasının önemi yoktur. Gönül ister ki haklı noktada çok sayıda insan olsun. Önümüzdeki günlerde tekrar elde edeceğimizi düşünüyorum. Uzun süredir böyle güzide bir topluluğu bir araya getirememiştik” dedi.
“HAKKIMIZI MAFYADA MI ARAYACAĞIZ?”
Türk Eğitim-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu ise, “Bursa’da hukuk işletilmiyor. Bursa’da mahkeme kararları uygulanmıyor. Bursa Milli Eğitimi hukuku ve mahkeme kararlarını takmıyor. 2014 yılı baharında seçim hengâmesinde kamuoyunda dershane yasası olarak bilinen ancak dershanelerin kapatılmasıyla birlikte içerisinde Milli Eğitim Temel Kanunu ve Milli Eğitim Teşkilat yapısı ile alakalı ciddi değişiklikler oldu. Bu değişikliklerle birlikte yalnızca Bursa’da bin 500’e yakın okul müdürü, müdür yardımcısı, müdür başyardımcısı görevden alındı. Kanunlar geriye doğru yürümez, yüklese patlar, elden alınmaz diyorlardı. Bursa’da bunun tam tersi oldu, kanunlar geriye doğru yürüdü. Bir hukuk devletinde bununla alakalı mahkemeye gidersiniz. Yalnızca bizim üyelerimiz adına 120 arkadaşımız için Bursa’da İdare Mahkemelerine gittik. 7,5-8 aylık bir süreç içerisinde dava açtığımız bütün arkadaşlar davalarını kazandılar. Dava kazanılınca 30 gün içerisinde başlatmanız lazım. 30 günü bekleterek bu arkadaşları göreve başlattılar, kimini 5 dakika sonra kimini ertesi gün başka bir kılıf bularak tekrar hepsini ‘Yine değerlendirdik ve yine düşük puan verdik’ diyerek görevden aldılar. Bir kısım arkadaşlarımızla 2. davaları açtık, büyük bir kısmı ‘Allah belanızı versin’ diyerek mesleklerinin son deminde emekliye ayrıldılar. 2. davaların 20 tanesi 2. mahkemeyi de kazandı. Bu arkadaşlarımızı yine 30. günün sonunda göreve başlattılar. Bunların da kimini 5 kimini 10 gün sonra yeniden mülakata alacağız dediler ve yine görevden aldılar. Ondan sonra gücü, inancı olan, mücadeleye devam edecek olan arkadaşlarımızın 3. davalarını açtık ve Allah’ın izniyle kazanacağız. Hal böyleyken siz mahkeme kararlarını tanımıyorsunuz, bir kılıf uyduruyorsunuz, kafanıza göre içtihat yapıp yorumluyorsunuz. En son İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gittik, 80’e yakın mahkeme kararının aslını Milli Eğitim Müdürlüğünün önüne dizdik. Uygulanmayan kararları biz ne yapalım? Eğer mahkeme kararları da bir hukuk devletinde uygulanmayacaksa bize işaret edilen adres neresidir? Hakkımızı nerede alacağız? İdareyle olan meselemizi çöz diye mafyaya mı gideceğiz? Bursa Cumhuriyet Başsavcısına ve Cumhuriyet Başsavcılığına sesleniyorum; Bursa İl Milli Eğitim Müdür Vekili Veli Sarıkaya, Milli Eğitim Bürokratları ve Bursa Valisi, adliye binalarında sizin idare mahkemelerinizin vermiş olduğu kararları tanımıyor, uygulamıyorlar. Anayasa’da açık yazıyor, mahkeme kararlarını uygulamamak suçtur. Yeniden ve bir kez daha Cumhuriyet Savcılarını bu konuda göreve davet ediyorum” şeklinde konuştu.
YEZİDİ METODU UYGULANIYOR
“Kamuda, Cumhuriyet tarihinin ve darbe dönemlerinin en kıyıcı, en ağır baskılı sürecini yaşıyoruz” diyerek sözlerine devam eden Türkoğlu, “Yönetim zihniyet itibariyle tam bir yezidi metodu uyguluyor. Benden olanlara her yol serbest, benden olanların normalde olmaması gereken işleri bile olsun fakat benim gibi düşünmeyen, benim gibi inanmayan, bana köle olmayan, benim yandaş sendikama mensup olmayanların en meşru, en mütevazi, en basit haklarını bile yok farz eden bir siyasi iradeyle karşı karşıyayız. Onunla bir mücadele içerisindeyiz. Bu anlamda genelde kamu hayatında, özelde Bursa eğitiminde bir zulüm var. Biz her defasında zulüm var dediğimizde; ‘Zulüm nedir’ diyorlar. Bunu diyen arkadaşlar kendilerinin 2 saatlik ders programı değiştiğinde bir bakıyorsunuz kıyametler kopuyor. Çuvaldız başkasına batarken bir defa da küçücük iğneyi kendinize batırsanıza. Zulüm deyince ille de Bilali Habeşi gibi güneşe gerdirip üzerimize kaya mı koyacaksınız? Nedir beklentiniz. Benim ekmeğimi, 20 yıllık birikimimi alıyorsan, bütün tecrübelerimi ve kariyerimi yok sayıyorsan, hakkımı gasp ediyorsan bu devrin zulmü budur. Emin olun çocuklarımıza miras bırakacağımız bir kin tohumu ekiyorsunuz. Bu ektiğiniz kin tohumları büyüyecek ve bu hukuksuzluğunuzu mutlaka boğacak. Biz hep çalışma barışından yana olduk. Üye sayılarımız azalmıyor. Bursa’ya bine yakın aday öğretmen geldi. Yarısı Bursa’nın kendi öğretmeni, bir diğer yarısı da stajını burada yapacak olan öğretmenlerimiz. Bir bakıyorsunuz bunların büyük çoğunluğunu müdür odalarına toplamışlar, yandaş sendika temsilcileri gelmiş, yakında mülakatınız var, sınavla aday öğretmenlikten kurtulacaksınız diyerek o gencecik insanları işleriyle, ekmekleriyle tehdit ediyorlar. Bundan daha alçakça bir tavır nasıl olabilir? Biz insanları bu iktidar döneminde tanıma fırsatı bulduk. Gücü, yetkiyi, makamı ele geçirince karakterlerini ve mayalarını görmüş olduk. Mayanın ve maya bozukluğunun eğitimi ancak fareyi görene kadardır. Bu arkadaşların eğitimi iktidarı ve koltuğu görene kadardır. Böyle bir tabloyla, kamu hayatıyla eğitim alanında mücadele vermeye devam ediyoruz. Çalışma barışından yanayız. Sendikacılık anlayışımız şudur; hakkından fazlasını isteyen namert ancak hakkının gasp edilmesine sessiz kalan da namerttir. O anlamda mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
HABER: Cihan EZLEN